12. BÖLÜM

2.4K 70 3
                                    

Bir insan gerçekten bu kadar sevildiğini hisseder miydi? Kimse, kimseye bu kadar sevgi gösterir miydi? Herkes bu zamanda kendini düşünürken biriyle ilgilenmek zorunda mıydı? Ama bazen böyle düşünceleri olanlar da; sevilirdi, severdi, ilgilenirdi. Bazen 'asla sevmem, sevilmem, ilgilenmem.' diyebilirdi insan. Ama sadece bazen. Mesela biri en az ne kadar beklerdi ki bunları yaşamak için? Kimse bu söylenilenleri yapmak zorunda değildir. Ama gün gelir biri sana bu sözleri de yutturur.

Mesela; belki yoktur hayatta. Ya evet ya da hayır. 

Mesela; gri yoktur hayatta. Ya siyah ya da beyaz.

Mesela; kimse bir dakika sonrasını bilebilir mi? Hayır. Kısa ve net. Ayrıca anlaşılır da.

Mesela sevgi de böyledir.

'Ben hayatta kimseyi sevemem.' dersin. Bunun cevabı; ya evet olur ya hayır. Ama belki olmaz. Çünkü verilebilecek bir sürü örnek varken neden belki olsun ki.

Nefes'te böyle söyleyenlerden biriydi. Sonucu yine netti. Evet.

Ya da Tahir.

Ama şimdi düşündüklerini ne kadar yanlış yaptıklarını anladılar. Yani evlendik oldu bittiye getirdiler, 'Sevmeyeceğiz sonuçta.' dediler ama öyle olmadı. Çünkü onlar bir kaç ay sonra birbirlerine geldiler. Ya da siz kader de diyebilirsiniz. Hani bazı insanlar der ya: 'Kader bunlarınki , kader.' diye. Öyle de sayılabilir. Kimse yarınını bilmezken onlar bir ömrü söylemişlerdi olmaz diye.

Şimdi ise evliliklerinin beşinci ayı idi. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadıkları beş ay.

Bugün Saniye hanım tek başına pazara gitmek istemişti. Asiye onu tek göndermek istmese de tipik Saniye hanım işte. 'Ben bundan on sene önce de pazara tek gidiyordum.' deyince Asiye de onun sözünün üstüne söz söyleyememişti.

Saat dörde gelirken Nefes'in telefonu çalmıştı. Özel numara yazıyordu. Çocuklardır deyip açtı. Çünkü çocuklar onun numarasını nasıl oluyorsa arayıp
-büyük ihtimalle rastgele yazıyorlardı- onu işletmeye çalışıyordu.

-Alo. Buyrun.

+Kaynananı kurtarmak istiyorsan verdiğim adrese gelirsin.

-Çocuklar yine yapmayın şunu geçen defa da yaptınız yine inanmadım. Hatırlamıyor musunuz?

+Ya gelirsin ya da onu öldürürüm.

Deyip telefonu kapatmış ve mesaj olarak göndermişti adresi arayan her kimse. Bu telefon görüşmesi onda şüphe uyandırmıştı. Hemen Saniye hanımı aradı. Bir ihtimal yalandır diye düşünmüştü.

Birinci çalış.

'Açacak canım. Neden açmasın?'

İkinci çalış.

'Ya birşey olduysa?'

Üçüncü çalış.

'Hadi ama aç şu telefonu.'

Dördüncü çalış.

Beşinci çalış.

Altıncı çalış.

Dıt dıt dıt dıt...

Sırası mı şimdi? Diye düşündü. Asiye'yi aradı gözleri evin içinde. O da neredeydi, nereye kaybolmuştu şu dört duvar arasında.  O sırada aklına gelen fikirle Tahir'i aradı. Neyse ki o ilk çalışta açmıştı.

SEVDİM SENİ BİR KERE || NEFTAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin