Yaklaşık iki ay olmuştu.Her gün sabah saat 6'da yemek odasındaki masanın üstü yiyecek ve suyla kuşanıyordu.Her gün birbirinden daha sıradandı.Buraya Kayran gibi alışmaya başlamışlardı.Burası kocaman bir evdi dışarıda ağaçların ve bir derenin olduğu görülüyordu ama hiçbir zaman dışarıya çıkamadılar.Hava her gün güneşliydi,ağaçların tek bir yaprağı bile oynamıyordu ama kapıyı her açtıklarında şiddetli rüzgar onları geri savuruyordu.
Burada zamanlarını öldürürken İSYAN'ın amacına kafa yoruyorlardı ama hiçbir sonuç elde edemiyorlardı.Bu kadar sıradan bir hayat sürerlerken,sorunsuz ve rahat bir hayat,nasıl bir beyin fonksiyonundan tedavi elde edebilirlerdi ki?
Göderilen yemeklerin yarısını sabah yarısını akşam yiyorlardı.Akşam yemeğinden sonra oturup eğlenmeye çalışıyorlardı.Fıkralar anlatıyor,şakalar yapıyor ve şarkı söylüyorlardı.Tava harika sesinle ortalığı şenlendiyor gerçek olmayan hakaretler alıyordu.
Burada yaşadıkları gerçek olmasada öyle hissetmiyorlardı.Birbirlerinle temas kurduklarında birbirlerini hissedebiliyorlardı.
İki ay boyunca ne Ava'dan ne de başka birinden bir ses çıkmamıştı.Böylesi daha iyiydi en azından tatları kaçmıyordu.
Bu deneyin sonucunu merak ediyorlardı ve bir şekilde bunların sona ereceğini biliyorlardı ya da öyle umuyorlardı.
Yine bir akşam yemeği sırasında her şey çok sıradandı.Her zamanki yaptıkları şeyleri yapıyorlardı ama bir süre sonra bir şey farkettiler.
Herkes birden yok oluyordu."Neler oluyor?!"Diye bağırdı Minho.
"Bizi uyandırıyorlar!"Diye karşılık verdi Thomas.
Eleanor herkesin yanından ayrılışını seyrediyordu.Herkes gitmişti ama o hala oradaydı.Masadan kalktı ve derin bir nefes aldı çok geçmeden o da yok oldu.
Uyandığında başında bir kaç tanımadığı adam vardı.Addamların giysilerine baktı ve göğüslerinin ortasında yazan yazı ilgisini çekti.
Gezginler...
Adamlardan biri hızlıca vücudundaki kabloları söktü ve onun doğrulmasına yardım etti.
"Endişelenme iyi olacaksın,sizi burdan çıkarıyoruz."Dedi aynı adam.
Eleanor küvezden çıktıktan sonra adamlar onu tesisten çıkarıp bir metal uçağa bindirdiler,bütün dostları oradaydı.Birde Ava Paige vardı.Ona ölümcül bakışlarından gönderdikten sonra dostlarına döndü ve çok geçmeden uçak hareket etti.
Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından bir sığınağa vardılar.Yolculuk boyunca kimse tek bir kelime bile etmemişti.Onları uçaktan indirdikten sonra onlara daha kalın kıyafetler verdiler.Yemek yemeleri içinde yemekhaneye gittiler,yemekhane oldukca kalabalıktı.
"Paige'e ne yapacaksınız?"Dedi Eleanor,daha fazla dayanamamıştı.Neler olduğunu öğrenmek istiyordu.
"Onunla liderimiz ilgilenecek,Adrian."Diye cevapladı başlarındaki kadınlardan biri.
"Endişelenmeyin o aptal doktor hak ettiğini bulacak."Dedi kalın sesli,şişman bir adam.Küçük bir kahakaha attıktan sonra konuşmasına devam etti."Doktorla bir geçmişi var."Dedi sırıtarak.
"Kapa çeneni,Billy."Dedi aynı kadın."Siz ona bakmayın,Paige cezasız kalmayacak."
"Liderinizle ve Paige ile görüşmek istiyorum."Dedi Eleanor.Gereksiz cesareti bedenine akın etti.
Kadın güldü.
"Yavaş ol güzelim,ilk önce karnınızı doyurun zaten Adrianla tanışacaksınız."Dedi kadın.
Eleanor başını iki yana salladı.Paige'i öldürecekelerini düşünüyordu ama o ölmeden onu görmeliydi.Ona edecek bir kaç çift daha lafı vardı ve o öldüğünde buna tanık olmak istiyordu.
Yemekten sonra lavoboya gitmesi gerektiğini söyledi bu şekilde oradan sıvacaktı ama kadın ona eşlik etmesi için Billy'i peşinden yolladı.
Lavobo Billy'nin söylediğine göre yemekhanenin iki kat üzerindeydi. Eleanor,Billy'den nasıl kurtulacağını düşündüğü sırada etrafı inceliyordu.Uzun koridordan geçecekleri sırada camdan Paige'in ve bir adamın yüzünü gördü.Adam Paige'in üzerine yürüyordu ve ona bağrıyordu.Elanor adamın Adrian olduğunu düşündü.Bir anda arkasına dönüp Billy'nin lazımlığına kuvvetli bir tekme vurdu.Koca cüsseli Billy yerde kıvrandığı sırada o koşarak oradan uzaklaştı ve Paige ile Adrian'ın olduğu odaya daldı.Içeriye girdiğinde Ava bakışlarını ona çevirdi.Adrian'ın arkası dönüktü öfkeyle arkaya döneceği sırada bir şeyler söyledi."Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"Dedi Adrian.Yüzünü Eleanora döndüğünde suratındaki o kızgın ifade yok oldu.
"Fiona?"Dedi Adrian.
Eleanor Avaya baktığında Ava gözlerini kapatmış gözlerindeki yaşların akmasına izin veriyordu.Eleanorunda gözleri dolmaya başladı bu adam annesi olduğu söylenen kadını tanıyordu.
"Benim adım Eleanor."Dedi.Sesi titremişti içinde anlam veremediği bir duygu onu yiyip bitiriyordu.
Adrian ona yaklaştı ve Eleanor onun ağladığını görüyordu.Adrian Eleanorun yüzünü avuçlarına aldı."Annene o kadar benziyorsun ki..."Dedi titreyen sesiyle ve Eleanora sarıldı."Çok üzgünüm,çok üzgünüm...Size dönemediğim için çok üzgünüm,seni koruyamadığım için çok üzgünüm..."Dedi Adrian ağlarken.
Eleanor gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu.
Adrian onun babasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABİRENT
Fiksi PenggemarTam kurtulduklarını sandıkları anda İSYAN'ın hala enselerinde olduğunu farkedecekler...Eleanor ve dostlarıyla harika macerelara sürükleneceksiniz. Kendinizi bu kitaba ait hissedeceksiniz. James Dashner'ın yazdığı Labirent Serisini kendime göre kurgu...