BÖLÜM 2 |AN

86 18 64
                                    

AN
''Gözlerine bak ve emret.''

Gözlerini dikkatlice gözlerime dikmişken istemsizce geriye bir adım attım.

"Neyden bahsettiğini anlamıyorum. Bana şöyle bakmayı kes!" Bakışlarını gözlerimden çekip kapıya gitti ve kapıyı kilitledi.

"Git şimdi mutfakta ne bok yiyorsan ye. Bir daha böyle kaçma girişiminde bulunma." Yanımdan geçeceği sırada kolundan tuttum.

"Bir şey soracağım. Bahsettiğiniz Kartal kim?"

"Neden sordun?"

"Benden bahsettiğini söylüyorsunuz. Benden neden bahsetmiş olabilir merak ediyorum." Kolunu elimden kurtarıp salona ilerledi. Arkasından hızlı adımlar atıp yanına ilerledim. "Cevap versene."

"Çok konuşuyorsun ufaklık. Git bir şeyler ye. Kartal'ın yanına gideceğiz."

"Tokum ben. Hadi gidelim." Gözlerini gözlerime çevirip baygınca baktı.

"Git ye işte. Şimdi çıkmayacağım zaten."

"Şimdi gidelim. Kartal kimse artık beni görsün ve bahsettiği kişinin ben olmadığımı söylesin. Hepimiz kurtulalım." Bakışlarını üstümden çekip deftere geri döndü.

"Yemek yemeyeceksen otur şurada sessizce bekle. Benim kafamı ütüleme." Koltuğa oturacağım sırada midemden gelen sesle karşımda oturan kişi kafasını bana çevirdi. "Git sustur şunu. Sinirimi bozuyor." Gözlerimi devirerek salondan çıktım ve mutfağa girdim.

Buzdolabını açtığımda içinde bir sürü içki olduğunu gördüm. Sanırım su niyetine içki içiyordu. Çeşit çeşit tatlı vardı bir de. Gözüme çarpan sütlaç iştahımı kabartmıştı. Kasede duran sütlacı aldım ve dolabı kapattım. Çekmeceleri biraz karıştırıp kaşık bulduğumda mutfağın köşe kısmında bulunan köşeli masanın en ucuna oturdum. Sütlaca kaşığımı daldırıp kaşığı doldurdum ve direk mideme indirdim.

"Yavaş." Kafamı kapının girişine çevirdiğimde adını bilmediğim kişinin mutfağa girdiğini gördüm.

"Kaçmıyorum merak etme. Oturdum bir şeyler yiyorum." Önümdeki tabağa baktığında kaşları çatıldı.

"Ben sana onu yiyebileceğini söyledim mi?"

"Git bir şeyler ye dedin. Ben de bunu buldum."

"Ekmek kemir dediğimi hatırlıyorum." Gözlerimi devirerek bir kaşık daha aldım.

"İnşallah dalga geçiyorsundur." Dolaptan bir sütlaç aldı ve karşıma oturdu. Kaşığını sütlaca daldırıp koca bir kaşığı mideye indirdi.

"Bir şey sorabilir miyim?"

"Hı?"

"Beni ne zaman bırakacaksın?"

"Kartal seni görünce."

"Kim bu Kartal?"

"Çok soru soruyorsun. Kes sesini önündekini ye." Bir kaşık daha ağzıma attıktan sonra karşımdaki adama baktım. "Beni ne için arıyor? Daha doğrusu aradığı kişiyi." Bana cevap vermeden sütlacını yemeye devam etti. Yanaklarımı şişirip önümde duran sütlaca odaklandım.


Sıkıntıdan tırnaklarımla oynamaya başladığımda saate tekrar baktım. Saat 22:36'yı gösteriyordu. Fisun kesin beni göremeyince delirmiştir. Tüm yurdu ayağa kaldırmıştır. Bakışlarımı kirli sakallı adama çevirip gözlerine baktım. Hiç sıkılmadan elindeki deftere bir şeyler yazıyordu.

Başka Bir BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin