열 여덟 🌹18

592 52 3
                                    

Eve vardığımda içime serpilen su ile kendimi koltuğa bırakıyorum. Eve gelirken unutmamıştım.

Arka cebimdeki telefonu çıkarıp bir umut senden mesaj gelmiştir diye bakıyorum ama gördüğüm şey ile donup kalıyorum.

Fotoğrafın gitmişti. Beni engellemişsin. Beni neden engelledin ki? Sana o günden beri mesaj da atmıyorum. Beni hiç mi özlemedin sevgilim?

Başımı koltuğa yaslayıp bir süre tavanı izliyorum. Kızımızı düşünüyorum. Hiç mi beni ağzına almadı? Hiç mi 'anneciğim nerede?' Demedi? O da mı beni sevmiyor? Yoksa sen mi istemedin benden bahsetmesini? Ama o annesi olmadan yarım kalır. O daha 3 yaşında...

Duyduğum özlemi bastırmak için kızımızın odasına gidip en sevdiği çoraplarını alıp uzun süre kokluyorum. Cennet kokusuna benzeyen koku içime işlerken bir anlığına gözümün önüne bir anı düşüyor.

~
Piknikteyiz. Sen dizime uzanmışsın ve kızımızla telefonda oyun oynuyorsun. Ben de elimdeki kitabımı okurken arada ağzıma attığım üzümlerden senin ağzına da bırakıyorum.

Kitaba o kadar dalıyorum ki bir süre sana üzüm vermeyi unutuyorum. Bu süre zarfında sende ağzını sonuna kadar açmış, üzüm bekliyorsun.

'Üzüm?' Dediğinde gözlerimi kitaptan ayırmadan tabaktan aldığım üzümü sana doğru götürüyorum. Yanlışlıkla ağzına değilde açık olan gözüne sokunca 'gözüm gitti!' Diye haykırıyorsun.

Anında kitabı bırakıp gözüne bakmak için yanaşıyorum. Elimle gözünü açıp üflüyorum. Dudağıma bastırdığın dudakların ile gözlerim sonuna kadar açılırken başına tokat atıyorum.

Yapma çocuk var, diyorum. Sen ise hiç takmadan bir kez daha öpüyorsun beni. Yanımdaki kitabı alıp dudaklarına vuruyorum.
~
O günün sonu seni kovalamam ile bitiyor. Kızımızın kahkahaları hala kulaklarımda...

Alzheimer🌹 JJK  ✔Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin