.1.

168 13 11
                                    

"Chan?"

Uzun boylu genç, kendisine seslenen sevgilisine döndü.

"Efendim?"

"Dışarı çıkalım mı?"

"Baek..."

"Lütfen."

Uzun boylu genç ,yani Chan, bir müddet sevgilisi Baek'in gülümseyen yüzüne baktı.

Ardından elini uzattı ve gözleriyle elini işaret etti. Baek, kocaman gülümseyerek elini kavrarken Chan gülümsemek için zorluyordu kendini.

Koridoru sessizce geçip montlarını giyindikten sonra kapının önüne geldiler yavaşça. Baek, Chan'ın üzerindeki gerginliği hissetmişçesine konuştu.

"Bir şey olmayacak. Sen buradasın."

Chan elini sımsıkı tutan bedene çevirdi endişeli bakışlarını. Baek'in gözlerinde ki umut kırıntıları zihnini bulandırıyordu.

"Seni tutamamaktan korkuyorum."

Baek gülümsedi.

"Bende Onu tutamamaktan korkuyorum ama yaşamaya devam etmeliyim."

Sargılı bileklerinden boşta olanı yüzü ile aynı hizzaya getirdi.

"Ve yaşamaya devam ediyorum."

Chan'ın bakışları bu sefer sargılı bileklere değdiğinde gözlerinin önüne gelen korkunç sahnelerle kafasını iki yana salladı.

Hızla Baek'in havada duran elini tuttu ve aniden onu kendine çekip sarıldı.

"Seni tutacağım."

Baek'in bir şey demesine izin vermeden geri çekilip kapıyı açtı ve bir hafta sonra ilk defa el ele evlerinden dışarı çıktılar.

İkili ilk önce uzun uzun gezindiler sokaklarda, birbirlerine anlatacak güzel anıları yoktu. Fakat onlar varmış gibi yaptılar, her zaman ki gibi.

Chan, aslında hiç var olmamış olan en sevdiği oyuncağı kırmızı arabanın nasıl kırıldığını anlattı.

Baek ise hiç gitmediği keman kursunda kemanının yaylarının nasıl koptuğunu anlattı.

İki tarafda anlatılanlar gerçekmiş gibi güldü, üzüldü...

Bir süre sonra hava kararmadan önce evlerine doğru yola koyuldular.

Evlerine yaklaştıkça sesler azalıyor, sessizliğe gömülüyorlardı.

Gevşekçe tutulan elleri, birbirine kenetleniyordu.

"Korkuyor musun?"

"Neyden?"

"Benden."

Chan, evlerinin kapısını açmakla uğraşırken sormuştu Baek.

Chan cevap vermek yerine açılan kapıdan Baek'in bedenini kendiyle birlikte içeri sokmuş ve kapıyı tekrar kilitleyip anahtarı cebine atmıştı.

Baek üzerinde ki montu çıkarmak yerine Chan'a bakıyor ve cevap vermesini bekliyordu.

Chan bunu fark etmiş ama cevap vermek yerine, kendi montunu çıkarmadan Baek'e yönelip montunu çıkartmıştı.

Kendi montunu da çıkardıktan sonra sessizce cevap vermesini bekleyen sevgilisinin elinden tutup üst kata, odalarına çıkarmıştı.

"Yorulduk, biraz dinlenelim sonra yemek yapa-"

"Korkuyor musun, Chan?"

Chan kadar inatçı olan Baek sorusunu yinelemişti.

Chan cevap vermekten kaçamayacağını anladığında sevgilisine gülümsemiş ve burnunun ucuna kadar yaklaşıp saçlarına ufak bir öpücük kondurmuştu.

Baek bu sırada derin bir iç çekip Chan'ın beline sarılmıştı.

Chan ise bu sırada sorusunu cevaplamıştı.

"Senden değil, Ondan korkuyorum."

"Özür dilerim, hayatını bu kadar mahvettiğim için özür dilerim."

Sağ omzu ıslanmaya başlayan Chan, boştaki ellerini kendisine sarılan bedenin saçlarına götürdü. Kalbi, omzuna düşen her bir göz yaşında titriyordu.

"Özür dilerim, korktuğum için özür dilerim..."


Var olmayan ülkenin var olmayan çocuğu Peter eşliğinde iyi geceler diliyorum.















Hush... [chanbaek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin