son defa* final

3.7K 247 72
                                    

Bir finale daha geldik, bu final Mayıs'a göre oldukça farklı. Vuslat'ın ve Kasım'ın acısını içimde hissediyorum. Fakat yine de onları çok seviyorum. Bu hikayede bambaşka olaylar yaşadım, sevdiğimden uzak kaldım, yanağımla bir yarayla yaşadım. Hem Kasım oldum hem Vuslat. aşkı bir de bu taraftan izledim. Umarım siz de sahiplenmiş ve sevmişsinizdir. Umarım kalbinize dokunabilmişimdir. Kasım'ı da buraya bırakıyor ve sizlere emanet ediyorum. Keyifli okumalar diliyorum.

'Vuslat'ın Vedası,

"Böyle çirkin ve kötü düzeni, hiç bilmediğim ve daha önce hiç görmediğim bir güzellikle değiştiren adama; Kasım Berkay Aksu'ya.

Bu mektubu yazmak ile yazmamak arasında, içimde bastıramadığım ve engelleyemediğim bir yanım yine bana seni yazdırıyor, yine hasretini satırlara anlatarak gideriyorum. Bilseydim, benden öylece gideceğini, hiçbir şey demeden, beş gün önce yanındayken daha çok bakar daha çok sarılırdım sana. Sadece beş gün geçmiş ve ben senin olmadığın sonsuz bir hayatla mücadele etmekten şimdiden yoruldum.

Kendine kızma, çünkü seni anlıyorum. İçinde bulunduğun durumu biliyorum, başka çaren olsaydı ucu kendine bile dokunsa yine de onu kullanırdın bunu da biliyorum. Suçluluk duygusu insanın içini çürütür Kasım, senin içinde sana sunduğum bir sevgi var, orayı çürütme. Kalbin sana asla hata yaptırmaz, her zaman onu dinle ve onu da yalnızca sevgiyle besle. Çünkü bir seni biliyorum bir de seven halini, kendini bir karanlığa hapsedip öfkeyle geçirme günlerini. Bize olanlar asla senin yüzünden değildi, ben seni her zaman tüm kalbimle sevmeye devam edeceğim.

Kırgınım, Kasım. Bana söylediklerine değil, beni bırakışına değil, hayata. Seni benim dizimin dibinden alıp başkasının yanına eş diye koyan hayata kırgınım. Seni bana sadece üç gün verip sonra ömrüm boyunca alan hayata kırgınım. Seni hayatı boyunca aramayıp, namı yaşasın diye tercih eden o adama kırgınım. Ben, seni benden alıp bir kere daha vermeyecek o ihtimallerin, bugüne kadar verdiklerine kırgınım. Çünkü benim tek eksiğim sendin, şimdi sahip olduğum her şeye kırgınım.

Bu yazdıklarım eline ulaşır mı bilmiyorum fakat eğer ulaşırsa gülümse. Çünkü seninle bu satırda göz göze geliyoruz. Hangi durumda, ne halde olursan ol gülümse. Çünkü bir kere bile olsa yeniden seninle göz göze gelmek en güzel armağandır. Sana veda etmeye çalışmak, hiç umut olmadan beklemek, geleceğini hayal etmek savaşları beni mağlup ediyor Kasım.
En son ölü bir adamı bekledim, çünkü her evin bir kapısı vardır dedim. Ölmek için gömülmek gerekir dedim, ben onu hiç gömmedim çünkü.
Sana gelince, seni o ahşap evden çıkarıp bir toprağa gömdüm. Bunun ne demek olduğunu şimdi anlıyorsun değil mi. Seni bir toprağa gömdüm, çünkü oranın kapısı yoktur. Bana kızma, bana küsme. Senin yüzüne değen, saçlarını okşayan eller, seni bir gece mezara gömüp, her gece seninle uyudu.

Bana demiştin ki, "keşke yanıp yıkılan ama bir mezardan daha etkili o ev olsaydım. Keşke benim her parçam kül olsaydı da senin saçının teline zarar gelmeseydi."
Hiçbir yara ve hiçbir yangın bir kalbin terk edilmişliği kadar acı vermiyor. Yanıp yıkılan olsam, ahşap ev olsam, saçlarımdan ve her zerremden bir ölüm geçse de, sen benim kalbimde daima yaşıyor olacaksın ve orada sana çok iyi bakacağım.

Tüm hayatım boyunca seninle geçirdiğim günlerim ben yaşadıkça, yaşayacak. Hiçbir hatıra bana sunduğun anıların önüne geçemeyecek. Ve şimdi sana bir veda etmem gerekiyorsa onu da bana hediye ettiğin Beyaz Geceler'in satırlarıyla edeceğim. Sayfalarında ikimizin dolaştığı o kitabın cümleleriyle.

*O aşk için sana teşekkür ederim. Aklıma insanın uyandıktan sonra hatırladığı tatlı bir rüya gibi kazındı. Kırılmış kalbimin hediyesini kabul ettiğini, ona bakmayı, değer vermeyi, onu iyileştirmeyi istediğin o anı asla unutmayacağım. Sana sonsuza dek minnettar olacağım ve bu minnet duygusu asla kalbimden silinmeyecek.
Yalnız ve minnettar bir kalbe verdiğin mutluluk ve huzur dolu o an için sonsuza kadar kutsan!

Tanrım, yalnızca mutluluk dolu bir an mı? Böyle bir an, bir insanın hayatı için yeterli sayılmaz mı?*

Kasım, şimdi dizlerinin üzerine çökmüştü, hıçkırıkları, boş olan sokağı dağıtıyordu. Kalbinde bugüne kadar hissetmediği bir acıyla inliyor, elindeki kağıdı sanki ona sarılıyormuş gibi sıkıca sarıyor, gökyüzüne bakıp gözlerinden akan yaşlarla ona dair bir iz arıyordu. Vuslat ona artık daha yakındı. Vuslat onun yanıbaşındaydı. Sözler ve kelimeler yine saklanmış, kalpte hissedilen acı herkese selam veriyordu. Kasım, o acıya çoktan ev sahipliği yapan bir kalbe sahipti şimdi.

Gözleri elindeki kağıda döndü ve gülümsemesini isteyen satırlarda dolaştı. Kasım içinden taşan acıları, o satırlara gülümseyerek bastırdı.

Evet, Kasım ve Vuslat şimdi göz göze gelmişti.


Kendinize çok iyi bakın. Yorum ve beğeniyi lütfen unutmayın. Bir sonraki hikayede görüşmek üzere. O da çok yakında gelecek zaten. Sizleri seviyorum, hoş kalın. 🌹
Instagram: gozdesalti

kasım | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin