Sabah uyandığımda Bora'yı yanımda görmeyince biraz üzülsem de, tek kişilik yatakta ikimiz yattığımızdan dolayı rahat edemediğini düşünüp kendimi biraz teselli ettim. Sonuçta bana sözü vardı, bugün dün gece sormam gereken ancak ricası üzerine bugüne ertelenen sorularımı cevaplaması gerekiyordu. En azından ben cevaplayacağını sanıyordum. Ancak işler sandığım gibi gitmemişti.
Evet, Bora ziyarete gelmişti ancak sorularımı cevapsız bırakmıştı. Durun sabahtan anlatayım olan olayları size.
Uyandığımda, dediğim gibi, Bora yanımda değildi. Bir önceki gün gelen hemşire gelip nasıl olduğuma bakmış, kahvaltımı getirmiş ve serum takmıştı. Serum takmasının nedenini sorduğumda ise bana doktorumun takılmasını istediğiyle birlikte bir sürü tıbbi kelime kullanmış ben de onu hiçbir şey anlamadan dinlemeye çalışmıştım. Bir de iki gün sonra hastaneden ayrılabileceğimi söylemişti.
Kahvaltıdan yaklaşık yarım saat sonra ben müzik dinlerken odamın kapısı açılmış ve içeriye yüzünde zorla oraya konulmuş gibi bir gülümseme olan ancak kahverengi gözlerinden üzüntü akan bir Ece girmişti. "Benim en iyi kankam nasılmış bakalım."
"Ece ben iyiyim asıl sen söyle Koray'la aranızda ne oldu?" Dün Koray geldiğinden beri bunu sormak istiyordum. "Dün Koray geldi aranızın kötü olduğunu söyledi ancak Batu ve Bora ziyarete gelince olayları tam anlatamadan gitmek zorunda kaldı."
Elini beline koyup çatık kaşlar ve kısılmış gözlerle bana bakmaya başladı. "Bora neden ziyarete gelmiş? Sen Batu'da kalmıyor muydun?"
Ah doğru, ben başımdan geçenleri kimseye anlatmamıştım. Anlatmayı ertelemek için aklıma gelen fikri yüksek sesle dile getirdim. "Bak şöyle yapalım, ikimiz de başımızdan geçenleri anlatalım. Sen neden kavga ettiğinizi anlat, ben de Batu'nun kölesi olarak geçirdiğim günü anlatayım olur mu?"
"Tamam, anlat." Hala eli belindeydi ve gözleri kısıktı ancak kaşlarını çatmayı kesmişti.
"Hey önce ben sordum. Sen anlatıyorsun." Böyle çocukça bir mazeret uydurunca ben gözlerini devirip yatağımın yanındaki sandalyeye oturdu.
"Aslı dün bana mesaj attı. 'Koray'la buluşacağız gelir misin?' diye. İşte, bu arada Koray'la çıktığımızı bilmiyor Aslı, ben gidecekleri yerin adresini alıp gittiğimde Koray ve Aslı öpüşüyorlardı. İnanabiliyor musun buna? Bildiğin öpüşüyorlardı. Aslının dili bildiğin Koray'ın gırtlağına girmişti o derece! Ben de bunları öpüşürken görünce sinirden köpürdüm ve yanlarına gittim." Bu kadar cümleyi tek nefeste anlatmıştı ve gözleri dolmaya başlamıştı. Bu yüzden sakinleşmek için bir kaç saniye beklemek zorunda kalmıştı. "Ben yanlarına gittiğimde bir süre benim orada olduğumu hissetmediler bile. En sonunda Koray, Aslı'yı üstünden itince anında Koray'a tokat atıp oradan uzaklaştım. Bir daha da konuşmadık en azından şimdilik."
Anlattıkları bitince gözünden bir damla yaş aktı. Kollarımı açtığım gibi zaten bana sarılması bir olmuştu. Bir süre hiçbir şey demeden öylece durduktan sonra çekildi. "Ee, senin başına neler geldi köle?"
Köle dedikten sora ufak bir kahkaha attı. Çok değişken bir kızdı. "Olaylar bayağı uzun olduğu için abur cubur al ve gel. Çünkü 24 saat içinde yaşanan her şey film gibiydi. Haydi, ben çikolata istiyorum. En sevdiğimden olsun. Bir de cips ve kahve al bana. Sade." Diyip onu odadan kovduktan sonra Ece gelene kadar telefonumla uğraştım.
Kucağıma bir çikolata atılınca irkilerek kafamı telefondan kaldırdım. "Al çikolatanı. Cipsimiz bu, kahveni de yanına koyuyorum diyip koltuk ve yatağın arasına bir masa çekti ve kendi ice tea şeftalisini, benim kahvemi ve cipsimizi masaya koydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/19053124-288-k449753.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alabora
Чиклит"Teşekkür etme. Bana aitsin ve ben benim olana başkasının zarar vermesine izin vermem." Ezgi Bircan, Atılgan Holding'in en büyük rakibi olan Bircan Holding'in sahiplerinin aile işine bulaşmak istemeyen ve doktor olmak isteyen tek kızı. Bora Atılgan...