Suga:
-Peki ama gizli olacak. Ama ondan önce şunu öğren bi nakalım oluyor mu? Hazal o an sugayı hayal edip kaldırır.
Suga havaya kalkınca "hey bu komik degil" diyip hazal'ı kald8rır ve hazal'ın kendisini kontrol etmesine izin vermeden yanına çeker. Hazal'ın beyazlaşmış teni biraz kızarır ama suga'ya sinsice bir bakıs yollar. O an Suga Hazal'ıb hiç beklemediģ bir anda dudaklarını kendine hapseder. Hazal hızla sokunu toparlayıp karşılık verir. Hazal ve Suga ayrıld8klarında hazal Suga'nın kontrolünü kaybeder ve suga acı ile yere düşer. O an Hazal üzülür ve yanına gitmeye karar verir. Ama yanına varamadan gülme krizine tutulur.
Suga:
-Hiç komik değil diyip hazal'ı zihninde serbest b8rakır düşmesi için hazal çığlık atıp kontrolünü sağlamaya çalışır. O an suga onu düşmeden tutar. Hazal derin bir oh çektikten sonra olayın farkına varır. Yani Suga'nın kucağında olduğunun. O an suga onun kulağına yaklaşıp "Sen beni bıraksan da ben seni bırakmam." der. Ardından hazalı güzel bir tebessüm kaplar.
Suga:
-Gidelim?
Hazal:
-Gidelim der ve kucağından inip evinin yolunu tutar. Gizlice gittiği evinin.***
Hazal'dan
Zeyneplerin odasından girdiğimizde odada çok güzel bir koku vardı.
Ben:
-Bu parfümün bu kadar güzel koktugunu unutmuşum.
Suga:
-O parfüm değil kan diyince istemsiz yutkumdum.
Ben:
-Ben vampir olmadan öme böyle mi koluyordum yani?
Suga:
-Evet.
Salona doğru yürüdüğümüzde kızlar film izliyorlardı. O sahnede bir kızın en yakın arkadaşı öldü hepsi ağlımaya başladı.
Petek:
-Bu....bana....Hazal'ı...anımsattı dedi.
O an ben buradayım demek istedim. Ama sadece istedim işte. O an aklıma gücüm geldi. Yandaki vazayo kırdım. Kızlar filmi durdurup etrafa bakınmaya başladılar. Ama ben beni göreceklerini düşün7rken Suga bizi ışınladı. Bizi eski olduğumuz yere ışınlamuştı.
Suga:
-Ne yapıyorsun sen Hazal?
Ben:
-Bana ışınlammayı öğretir misin? O an tek derdim buydu lütfen kabul et suga.
Suga:
-Neden? Arkadaşların yanına ışınlan diye mi sana büyü öğretmek hataydı Hazal dedi. O an neden bilmiyorum ama üzüldüm. Üzgün ve kırgındı bana. Haksızda sayılmazdı sırf benim için risk alıp oraya kadar gitmişti ama ben kendimi belli etmek için neler neler yapmıstım. Onu anlıyabiliyor muydum? Aslında evet sadece anlamamazlığa vuruyordum. Suga'nın yanına gittim ve en masum şeklimle ona baktım ve "özür dilerim" dedim. "Önemli degil" dedi umursamayarak. Ama önemliydi ve hala çok kırgındı. Of neden zamanı geriye alma büyüsü yok ki 1 saat geriye alsam bile me kadar güzel olurdu.
Suga:
-Ben gidiyorum sevgilim dedi ama sevgilimi sırf be mutlu oluyum diye dediğini hissediyordum. Kırılmıştı işte. Lanet. Offffff.
Ben belki kalır diye "Ama tek korkarım." dedim.
Suga:
-Jungkook gelicek simdi merak etme. Benim biraz işim var.
Ben:
-Jungkook gelene kadar?
Suga:
-Tamam dedi ve koltuğa oturdu. Simdi gör suga ben senin gönlünü nasıl alacağım. Hemde kolay olacak yeni uyanmış ve kendine acı çektirmişken fazla dayanamazsın.Suganın yanıma gittim ve arkasından sarıldım. Suga gülerken ben konuşmaya başladım.
Ben:
-Gerçekten özür dilerim Suga. Bilerek olmadı yani bilerekti ama isteyrek değil. Bu kadar üzüleceğini bilmiyordum. Sadece arkadaşlarımı görmek istiyordum ama pek olmadı sanırım. Hem onları göremedim hem de seni kaybediyordum. Özür dilerim. Ama işin güzel yanı ne biliyor musun suga yakın zamanda öldüğüme g9re bana trip yapamazsın. Benden o kadar uzak kalınca üzülmüşsünd7r herkes üzül7r sevdiğini kaybedince. Ve ben seni seviyorum. Seninde beni sevdiğini biliyorum diyince suga'yı göz7nden yaş akarken buldum. Hadi ama o kadar mı üzülmüştü ben ölünce? Tamam saçmaydı kabul.
Suga:
-O an ne yapacağımı bilemedim Hazal. Bilemiyordum dedi o an kapı çaldı ve jungkook bu güzel ağnın içine s**tı. Sug o an göz yaşlarını silip gitti. Bir daha bakarsa gidemeyecekti çünkü bunu biliyorum. Jungkook ile beraber film izlemeye kadar verdik. Güzel bir gerilim filmi açtık ve izlemeye başladık. Mısır yapmadık çünkü birazcık üşendik. Gece geç saatte ben Suga'nın yatağına Jungkook ise kendi yatağına gitti. Umarım Irmak şu an Jungkook'u merak etmiyordur. A doğru onlar hala yasım8 tutuyorlar. Neyse boşver şu an şu kokuya odaklan. Ne güzel kokuyorsun sen Suga? Bir insan pardon vampjr nasıl böyle kokabilir ki?Sabah uyandığımda Jungkook gitmiş Suga gelmişti. Galiba Suga ve bizi yalnız bırakmam için gitmişti bir de Irmak için tabi... O an Suga bana "Hadi!" dedi. Ben anlamadım tabi.
Ben:
-Ne hadisi?
Suga:
-Yemeğe
Ben:
-Vampirler? Yemek?
Suga:
-Avlanmadan yaşayamayacağını biliyor musun acaba? Ayrıca aç olmalısın yeni dönüştün ve yemedin diyince boğazımdaki kuraklık birkaç kat daha arttı sanki. Pislik boğaz. Ama şimdi ben kan mı içecegim? Of bu kötü hissettiriyor.
Ben:
-Bu kanın satılan hali felan yok mu hiç?
Suga:
-Var ama avlanmayı öğrenmek zorundasın. Anlamadığım hayvan kanı içmeten mi yoksa kan içmekten mi korktuğun?
Ben:
-Bilmiyorum of peki her halükarda yapacağız değil mi?
Suga:
-En azından anlamışsın hadi diyince evden çıkıp yürümeye çıktık. Bir ormanda yemeğe geleceğim aklıma gelirdi ama bir ormanda bir hayvanın kanını içeceğim asla. O an burnuma güzel bir koku geldi bu zeynepgilin odasında aldığım kokuyla aynıydı:Kan. Ama daha da yoğundu. O an bacaklarımı nen kontrol edemedim kendisi gitti nereye gittiğini bile bilmiyordum ama gidiyordu işte. Heralde vampir hızı buydu o an kendimi ölü bir hayvanın yanında buldum. Hayvan ölmüştü çünkü buradaki hayvanların kalp sesine kadar hepsini duyuyordum. Bu nasıl bir duyguydu böyle? O an kendimi hayvana bakmamaya direndim yoksa ısıracaktîm onu. Zaten ölmüş nige ısırmıyordum ki? Çünkü Suga yok onsuz olmazdı. Of kendimle bile ikilem yaşıyordum. O an suga gelince bir an cesaretle doldum ve ölen hayvanı ısırdım. O an sıcak bir sıvı boğazımdan aşağı doğru akmaya başladı. Garip bir tadı vardı ama muazzamdı. Şimdi nesen vampirlerin kan içtiğini çok iyi anlıyorum işte bu mükemmeldi.2 Ay Sonra....
Bu iki ay çok sıkıcı geçti aslında. Bu iki ayda Jungkook ve Suga dışında kimseyel görüşmedim. Ama son iki hafta Suga söz alarak benim istediğim gibi gezebilecegimi söyledi. Sonunda sıkıldığımı fark etti. İlk hafta tamamen kızları izledim. Ondan sonraki gün ise alışveriş yaptım. Gerci o gün kızlar beni gördü. Ama ben belli etmemek için kaçmadım orada durdum. Onlarda -Petek ve Rukiye- halisyon gördüklerini düsündüler. Suga'ya söylediğimde kızmadı ama dikkatli olmam gerektiğini söyledi böylece iki ayda doldu bitti.Evet bir bölüm daha attım. Hem de ikisi de oldukça uzun. Değerimi bilin okurlarım. Neyse madem sonuna geldik görüşürük.
Öptüm.
Seviliyorsunuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Oyunu/ Kalbime Fısılda(Tamamlandı)
VampireÖlüm nedir? Ölüm dünyadaki herkesin tadacağı bir gerçektir. Ya da biz insanlar öyle düsünüyoruzdur. Kim bilir? Ölüm hiçbir zaman istenmeyen bir sondur. Ölüm bedenin yok olması diye tanımlanırken gerçekte ruhların yok olmasıdır. Ölüm bedenin değil ru...