Bölüm 20: Vampir Zehri

14 6 53
                                    

Sizce de medyadaki fotoğraf da Jungkolk çok tatlı çıkmamış mı?
Ben:
-Şimdi ellerimi çekeceğim ama onun peşinden gitmeyeceksin?
Jimin:
-Kimin?
Ben:
-Kai'nin
Jimin:
-Neden gideyim ki? Yanımda güzel ve sevdiğim bayan varken... Değer mi?

Dur iltifat mı etti ay kızarmamalıyım, lanet olsun kızarıyorum.

Jimin:
-Kızarınca çok tatlı oluyorsun.
Ben:
-Sus lütfen Jimin.
Jimin:
-Peki, o zaman söz ver.
Ben:
-Ne sözü?
Jimin:
-Gidelim buradan yeni geldik ama-
Ben:
-Tamam
Jimin:
-Bu kadar kolay mı kabul edeceksin?
Ben:
-Evet çünkü Zeynep de kalmak istemeyecek. Disneyland'i göremedim ama V ve Zeynep Yaren var. Onlarla idare ederiz.
Jimin:
-Her şeye olumlu yönden bakmana bayılıyorum.
Ben:
-Tamam artık şu muhabbeti bitirilim diyip Jimin'i hafif ittim. Romantik biriydim aslında ama fazla utangaçtım ve lanet olsun ki KIZARIYORDUM. Bir söz bile kızarmama yetiyordu. Offffff. Neyse ya bunu sonra düşünürüz.

***

Paristen döneli iki gün olmuştu. Gerçi o günün akşamı dönmüştük ama neyse. Şu an da ise kızlarla avmede geziyorum. Saat mi onu boşverin kesin 1-2 olmuştur yine. O an telefonum çaldı. Arayan Eun Hee'ydi. Eun Hee benim göz doktorumdu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
Eun Hee:
-Alo Zeynep Hanım
Ben:
-Alo Eun Hanım buyrun
Eun Hee:
-Sizinle bugüne randevumuz vardı göz için sanırım Pariste-
Ben:
-Hayır koreye döndüm.
Eun Hee:
-O zaman yarın müseaaitseniz gelir mi-
Ben:
-Şimdi de gelebirim
Eun Hee:
-Geç oldu isterseniz-
Ben:
-Hayır şu an benim için uygun
Eun Hee:
-Yarım saate görüşürüz o zaman
Ben:
-Peki bye
Eun Hee:
-Bye zeynep hanım dedi ve kapattı.

...

Rukiyeyle beraber göz kontrolüme gelmiştik gecenin birinde. Neden şu an gelmek istediysem. Aslında o an pek şikayetçi değildim zaten geç uyurdum ama su boş ıssız sessiz ve filmleri anlatan sokakta yürümek fikrimi tamamen değiştirmişti.

O an iki adam gördüm biri 1.80 diğeri ise 1.75 boylarındaydı. Kısa ve uzun adam bizim yanımızdan geçerken "Kokun güzelmiş" diye mırıldadı kısa adam. O an yürümeye devam edip 'Parfümlerimi iyi seçiyorum' diye düşündüm. Kısa ve adam güldü. Kısa adam "Kokundan kastım kanın parfümü kim n'apsın?" dediğinde kebdimi Alacakaranlık kuşağında gibi hissettim. Allahım kurtar beni nolur

Rukiye ile birbirimize bakıp koşmaya başladık yok yok çalıştık çünkü 1 sn bile olmadı. Kısa adam beni -bana göre bir hayli uzun ama- uzun adamsa rukiyeyi tuttu. Kısa adam yavaşca boynuma yöneldi. O an kırmızı olan gözlerini, kan isteğine susamış vampir dişlerini, ve korku uyandıran yüzünü gördüm. Allahım ne diyorum ben Hazalla niye gelmedim ki? Şu durumda bile bencilim ya bana helal olsun.

Adam boynumu ısırmaya başlarken vücudumdan hayat enerjim çekiliyor gibi hissettim demek ki romanlar yalam söylemiyormuş bu his grçek ve iğrenç. Adam kanımı büyük zevk ve iştahla içerken çığlık atmıyım diye diğer eliyle ağzımı kapamıştı. Ah hadi ama vampir bir sevgilisi olan kız böyle mi ölmeli? Ha ölmeyi kabullendim de şeklimi önemli? Allahım kafayı yiyorum galiba.

Adam kanımın büyük bir kısmını içtiğinde -en azından ben öyle tahmin ediyorum- iki adam geldi. Belki de bir adamı iki kişi de görüyor olabilirim. Yo ama boyları farklı bunların. Kısa adam -evet hep kısalarla uğraşıyorum- "Onu bırak" dedi. Ah hadi ama kanımı mı paylaşamıorsunuz? Ah ciddden saçmalamaya başladım. Zekam kanımdan geliyor sanacam biraz daha bu devam ederse.

Dört vampir kavgaya girdiğinde ben Rukiye'ye doğru sürünmeye çalıştım ama bir karış boyu anca gidebildim. O da bana bir karış boyu geldi. Şimdi daha yakındık o da bileğinden ısırılmış.

İlk gelen vampirleri def eden son vampirler bize doğru ilerkerken ben elimle yüzümü kapadım. Rukiye ise elinden ısırıldığı için boynunu griye doğru çekti. Ama o an bir şey g9rdü. Yoksa gözleri parlamaz değil mi? O an beni daha da şok edecrk bir ßey söyledu
"Arem?"

O an ellerim kendiliğinden yüzümün etrafından çekildi şaşkınlıkla "J- Jhope" dedim.

Jhope bana hiçbir şey söylemeden  yaklaştı. En azından aşkım diyebilirdin JHOPE. Aman şu an bunu takamayacağım ölüyorum gerçek anlamda. Not Mecaz Anlam.

Jhope bir bana bir boynuna bir de rm'ye bakıp "Ne yapacağız?" dedi. Rm "Bilmiyorum" dedi. O an korkum da arttı ama belli etmemeye çalıştım. Jhope derin bir nefes alıp "Aşkım şimdi yapacağım şey hoşuna gitmeyecek canını yakacak. Seni eskisinden güçlü ama bir o kadar tuhaf bir varlığa dönüştürecek. Ama bunu yspmalıyım yoksa yoksa... (sessizce) öleceksin." dedi. Rm "Başka yolu yok" dedi ve Rukiye ye yaklaştı. Ve tekrardan Rukiye'ye bakıp "Zorundayız , sizde öyle" dedi ve Rukiye'ye vampir dişlerini geçirdi. Jhope da o sırada benim boynuma dişlerini geçirdi. Açıkcası bu ürkütücüydü ama ürkütücü olan vampir olmak değildi şu an bulunduğumuz ortamdı.

Kan içmek iğrenç olabilirdi ama bende alışabilirdim. Hele ki Jhope alışmışsa.

Jhope dişlerini batırınca eskisi gibi olmasa da canım acıyordu. Ama Jhope bana zarar vermezdi bu y7zden bağırmadım kendimi tuttum. Jhope beni bıraktığında gözleri eski rengini aldı.
Ben:
-Jhope...uykum var, dedim. O ise tebessüm etti ve "Normaldir" dedi. O an kimseyi umursamadım Jhope'u bile. Uyudum o ıssız sokakta öylece uyudum ama anladım yani hissettim. Yerden kalktığımı ve burnuma gelen alışık olduğum güzel kokuyla Jhope'un kucağında olduğumu hissettim. Ve kendimi daha sonrasını hissedemeceğim kadar derin bir uykuya hapsettim.

Heyo nasılsınız canlar. Bir önceki bölüm kadar uzun olmadı ve fazla olay da yok ama benim hoşuma gitti yine de umarım sizinde hoşunuza gider. Hoşunuza gittiyse oylamayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayım.

See you later

Kaderin Oyunu/ Kalbime Fısılda(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin