Bölüm 5: Benim Kalbim Hazaldı.... O da Öldü

27 7 1
                                    

1 Saat Sonra
Bir doktor ameliyattan çıktı.
Suga hemen doktorun yanına gitti. Kızların gidecek hali yoktu biz bir yandan onu, bir yandan da Suga'yı telafi etmeye çalışıyorduk.
Suga:
-Durumu nedir doktor bey?
Doktor:
-İlk müdahaleyi yaptık ama içeride zorlu bir müdahale devam ediyor. Olumlu ve olumsuz bir şey söylemek için çok erken. Sadece uzun bir ameliyat geçirecek onu söyliyebilirim diyip uzaklaştı. Suga ne yapacağını bilemiyordu. O an kendini telafi etmek için "Olsun. Ameliyat üzün sürecekse yaşayacak. Uzun sürecek ki yaşasın." O an bizim gibi bitik halde olan Jin konuşmaya başladı.
Jin:
-Suga seni üzmek istemem ama uzun ameliyatlarda yaşama olanağı daha düşük oluyor.

O an Suga yine duvarı tekmelemeyi başladı. O an siniri ona öyle bir güç vermişti ki Jimin ve ben bile onu tutamamıştık. O an bir hemşire gelip onun omzuna bayıltıcı bir iğneyi batırdı.

***

Suga'dan
Yataktan başımda feci bir ağrıyla kalktım. Kalktığımda kolumdaki serumu gördüm. İyi de ne olmuştu bana? O an aklıma hücum eden düşünce ile her şeyi hatırladım. En son Hazal'ın ameliyatının uzun süreceğini ve doktorun 'Her şeye hazırlıklı olun' sözü üzerine çıldırmış her şeyi tekmelemeye başlamıstım.  Tabi ya Hazal'ı yalnız bıraktım. Durun saat kaç? 19.57 mi? Nasıl ya hazal ameliyata gireli 7 ben burada duralı 6 saat mi oluyor? Nasıl ya o kadar uyumuş muyum ya. Of nasıl bir insanım ben sevgilim içeride can çekişiyor ben sinirle iğne yiyip uyuyorum hem de 6 saat dile kolay 6 saat.

Hemen serumu çıkarıp odadan çıkıyordum ki bir kadın girdi bakış açıma: Hemşire.

H(emşire):
-A nereye suga bey serumunuz bitene kadar kalmalısınız.
Ben:
- Sanane istediğim yere giderim ayrıca şu lanet serumlardan nefret ederken bir de sevgilim can çekißirken nasıl kalmamı beklersiniz? dedim ve cevap vermesine izin vermeden odadan çıktım. Kaçıncı katta olduğumu bilmeden yukarı doğru kostum. Yani ne alaka bilmiyorum ama orda gibi hissettim iki üç kat koşmuştum ki jimin'i gördüm. Anlaşılan bu kattı.

Bizimkilerin yanına gidip sessizce oturdum. Konuşmak istemiyordum sadece düsünüyordum kimse de bir şey söylemedi zaten. O sırada doktorlar ameliyattan çıktı biri bize yaklaştı.
Ben:
-Durumu nasıl doktor bey?
D(oktor):
-İyi
Ben:
-Oh şükürler olsun. İşte işte duymayı istediğim tek kelime buydu üç harf bir kelime ama anlamı brnim için her şeyden öte...
D:
-Cümlemi bitirmedim ama
Ben:
-Biliyoruz ama devam edin isterseniz.
D:
- Demek isterdim ama hastayı kaybettik. O an beynime vücudumu pompolanmayan kan hucüm etti. Bu adam bunu şaka mı sanıyordu yoksa ŞAKA MIYDI?

Hızla adama yürüdüm. Onu duvara atıp karnını yumrukluyordum bir yandan konuşuyordum.
Ben:
- Sen nasıl insansın ya bu nasıl ölüm haberi iyi diye ölüm haberi mi verilir hele ki benim sevgilime benim sevgilimin ölmesi hoşuna mı gitti p*ç.

Jimin, jungkook beni durdurmaya çalışıyorlardı. Cok da haklılardı adam insandı ve ben vampir gücümle dövüyordum. Ama aklımdan çıkmıyor İYİ İYİ DEDİ SEVGİLİMİN ÖLMESİNE.

Onlar beni çekince son bir kuvvetle adama yaklaştım vurdum ve "Yerinde olsam kimseye söylemem söyleme TAMAM MI?" dedim. Jungkook ve Jimin beni birkez daha tuttular. Adam ise arkasına bile bakmadan kaçmakla meşguldü o an.

Ben ise olayın şokuna bir kez daha varmıstım. Yine bir sinir krizi geçiriyordum ama bu farklıydı bu sefer kısık sesle "Hayır... Ölmedi, Ölemez, beni bırakamaz benim kalbim hazaldı... o da öldü. Şimdi söyleyin ben nasıl yaşayacağım?" dedim ağlamaktan kızarmış gözlerimle.

Sonunda bir bölümün daha sonuna geldik. Artık çok hızlı yazamayorum daha doğrusu yazacaj vaktim olmuyor. Neyse bu pek önemli değil bu arada yeni başladığım kitap Yazı  Defterimi okursanız sevinirim. Görüsürüz.

Kaderin Oyunu/ Kalbime Fısılda(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin