İkinci bölüm."Sevda yazmak kadar kolay değilmiş."

2.9K 203 56
                                    

Mabel matiz: Gel gönlümü yerden yere vurma güzel.

Keyifli okumalar kiraz çiçeklerim.
sevgi ve muhabbetle...
🌹

Meğer sevda ne zor şeymiş, keşke yazmak kadar kolay olsaydı. Ama insan bilmediği şeyi yazması farklıydı. Hissederek hatta yaşayarak yazmak ise bambaşkaydı. Günlerdir normal bir şekilde hayatıma devam ediyordum. Sabahları uyandığımda Bekir diye fısıldamıyordum artık çünkü eskiden belli olmayan birine seslenirken şimdi onun adının böyle olması, çok abartmıyorumdur umarım. Arada dalıyorum gözüm uzaklara kayıyor ve ben bilmediğim bir dünyada ikimizin egemenliği altında yaşıyorum. Özgürce hareket ediyorum. Gidiyorum, tanışıyorum önce sonra onu izlemeye devam ediyorum. İzledikce seviyorum, sevdikçe bağlanıyorum. Bir kördüğüm oluyor bırakamıyorum. Hayallerimi terk etmek istemiyorum. Onunla konuşabildiğim doya doya bulabildiğim hatta öpebildiğim tek yer burası! Tabiki masum küçük bir öpücükten bahsediyorum. Ümmü gülsüm diğer günler de beni arayarak durumumu kontrol altında tutmaya çalışıyor. İnanmıyor sessiz kalacağıma. Hatta haftaya yanına gidip onunla konuşacağım için şüpheleniyormuş. Ne var yani yanına gidip benimle evlensene desem? Olmaz mı kiraz çiçeklerim? Oh mis gibi olur.

İşte bana güvenmediği için beni arayıp soruyor. Aslında bende kendime hayret ediyorum sessizce duruyorum öylece. Hele bi cumartesi gelsin de diyorum önce gidip onu takip edeceğim dostlar. Kötü adam ugursuzun tekine aşık olmayalım yani. Aklımız bir karış havada ama bilelim bir tanıyalım diyorum. Keşke şöyle bir tanıyan arkadaşım olsaydı da soyadını öğreneydim diyorum. Ama kimseciklere ses etmediğimden bunlar geliyor başıma.

Bu akşam bir tane derneğin açılışı var. Akşama da yemek verilecek. Ona katılacağım. Seren'i sonunda ikna ediyorum da benimle gelmeyi kabul ediyor. Yoksa beni tek göndermeyi planlıyordu. Şu an odamda onun hazırlığı içerisindeyim yine aynanın başında kendimi inceliyorum. Çok abartılı olmamakla birlikte yani bence abartılı değil. Ama lütfen abim görmesin.

Lütfen abim görmesin.

Üst kısmı ile etek kısmı iki ayrı parçadan oluşan siyah bir takım bu. Üst tarafı biraz güpürlü ve bedenime oturuyor. Işte abimin sorun yapacağı yere geliyoruz. Belim açık! Ama etek kısmı biraz yukarıda olduğu için ben sorun etmiyorum. Günah olan göbek altı değil miydi yani ben öyle biliyorum. Tamam tamam sinirlenmeyin hemen. Altına gümüş rengi topuklu ayakkabılarımı geçirerek saçlarımı düzeltiyorum. Saçlarım omuzlarıma anca geldiği için onları sadece düzleştirebiliyorum. Odadan çıkarak Seren'in yanına gidiyorum. Beni inceleyerek çok abartılı olmamış mı diyor. Omuz silkiyorum ömrüm boyunca başkasını dinlediğim nadir görüldüğü için onlar beni yargılarken çekinmiyorlar bende onların yüzüne bakarak onların istemediği şeyi yaparken çekinmiyorum. Ben bu hayata başkalarının kararlarını yaşamak için gelmiyorum. Ne için geldiğimiz konusuna girmeyelim çünkü borçlu çıkarım. Bordo rujumu sürdüğüm dudaklarıma bakarken fısıldıyorum.

"Namazımı kıldım iyi ki"

Seren bana bakarak aynaya dönüyor ve eşarbının uçlarını arkada bağlıyor üzerinde ki kabı düzeltiyor bana söylenmeyi unutmuyor. "Bu tipinle namaz kılmayı unutmamanı nasıl gıpta ediyorum bilemezsin" diyor beni iğneleyerek. Ona takılmıyorum. Yüzüne bakıyorum. Benim aksime daha yuvarlak yüzlü bir yapısı var siyah çerçeveli gözlükleri onun tıp okuduğunun kanıtı gibi duruyor. Tesettürüne çok dikkat etmiyor ama onu yargılayamam. Bu benim haddime mi dostlar. Çünkü bu arada ona laf atıyorum. "Bu şekilde eşarbını arkaya bağlamak uygun değil der annem, göğüslerini örtmeliymişsin." diyorum. Bana bakarak gülüyor ardından saçlarımı bozmaya kalkışıyor. "Elleme saçlarımı ben ileride kapanacağım" diye bağırıyorum. O da benim gibi bana he gülüm he diyor. Birlikte hazırlandıktan sonra çıkıyoruz.

GülceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin