Altıncı bölüm"Gözlerinde dinlenir mi insan?"

1.7K 174 47
                                    

"Ben kendi işime bakarım sen kendi işine bak. Ben bu dünyaya senin beklentilerini karşılamak için gelmedim. Sen de benim beklentilerimi karşılamak icin gelmedin. Sen sensin ve ben benim. Eğer tesadüf eseri birbirimizi bulursak bu çok güzel olur. Ama bulamazsak yapacak hiçbir şey yok." Fritz Perls

Keyifli okumalar kiraz çiçeklerim sizleri seviyorum.

🌹

Yorucu bir yolculuğu ardımda bırakarak sabahın erken saatlerinde eve geliyorum. Yolda uyuyamamış olmakla birlikte kendimi ne kadar zorlasam bile uyuyacak gibi değildim. Kendime boşuna işkence etmeyip uyuma zahmetine bile erişmeden odamı topluyorum.. Eşyalarımı Seren'e göstermediğim için birikmiş çamaşırlarımı makinaya bırakmış yıkanmasını beklerken dolabımı düzeltiyorum. Kitaplarımın birkaçını farklı yerlerde görünce hafif kaşlarımı çatıyor ama sorun yapmadan yerlerine yerleştiriyorum. Kitaplarımı bazen yayınevlerine göre, bazı zamanlar içeriğine göre, bazen ise renklerine göre kategorize ederim. Geçen ay renklere göre düzenlediğim için hemen kendilerini belli ediyorlar. Orada da işim bitince mutfağa geçerek kahvaltı hazırlamaya başlıyorum. Bugün canım tatlı ama ekşimsi bir şeyler istiyor. Bayadır yapmadığım için krep yapmakta karar kılarak bir cam kase, un, süt ve yumurta çıkarıyorum. Gerekli malzemeleri ekleyerek çırpma işlemini tamamlıyorum. Sonra teker teker tavada kızartmaya başlıyorum. Buna kızartma denir miydi bilmiyorum ama pişirme de olabilir.

Krepleri üst üste dizdikten sonra başardığım görüntü hoşuma gittiği için sırıtıyorum. Ve üzerine vişneli reçelden gezdirerek enfes görüntü elde ediyorum. Diğer kahvaltılık malzemeleri de çıkartarak tamamen hazır olduğunda Seren'i kaldırmaya gidiyorum. Seren'le biraz uğraştırdıkdan sonra onun kalkmasını sağlıyor ve o gelesiye kadar gelen mesajlarıma bakıyorum. O geldiğinde yerine oturuyor yorgun olduğunu anlayarak çay dolduruyor ve önüne bırakıyorum. Sessiz bir şekilde kahvaltısını yaparken ona bakıyorum. "Yorgun görünüyorsun?"diye soruyorum. O ise dün gece neredeyse uyumadığını bütün gece ders çalıştığını söylüyor. Bu aralar onu hep böyle görmek beni üzse de sonucunu düşününce onun adına seviniyorum. Uyandığı gibi bana uyku sersemliği ile hoş geldin demeyi ihmal etmediğinden onu sırıtarak izliyorum. Hoş demese de bir şey ifade etmezdi ama sevdiklerim tarafından sevildiğimi bilmek beni mutlu ediyor.

"Akşama kütüphanede olacağım için geç gelebilirim" diyor masadan kalkmadan evvel ardından devam ediyor. "Yardım etmiyorum ama -" dediğinde onun lafını keserek onu uğurluyorum. "Sorun değil kolay gelsin."

Kahvaltı bittikten sonra mutfağı toparlayıp çıkan çamaşırlarımı asıyorum. Seren yoğunluktan temizliği aksattığı için temizlik yapmaya girişiyor ve yaklaşık üç dört saat boyunca detaylı temizlik yapıyorum. Yerimden kıpırdıcak halim kalmayınca daha fazla uyuşuklanmadan kalkıyor bir duş alıyor ve biraz uzanıyorum. Uyumadan önce saatimi kuruyorum ki geç kalmayayım.

Alarmın sesi ile kalktığımı düşünürken ses kulağıma geliyor. Annem olduğunu anlayıp cevap veriyorum. Alarmımı telefon zil sesi yapıyorum ki kalkayım ama böyle ender durumlarda olmuyor değil. Annem varınca neden haber vermediğinden sitem ederken uykumun açılmasını bekliyor ve uyku sersemliği ile birkaç şey saçmalıyorum. Neyse ki benimle uğraşamayacağını söyleyerek telefonu yüzüme kapatıyor. Biraz yatakta oturur vaziyette bekliyor ve dersimin olduğunu hatırlayınca yerimden zıplıyorum. Koşa koşa yüzümü yıkayıp abdest alıyorum. Vakit namazımı kılarak ders için hazırlanıyorum. Dersim daha doğrusu bugün toplantı olacağı için bu kadar rahat davranmıştım ama bu şekilde geç kalacağım beynime sinyaller gönderirken, Bekir'i göreceğim gerçeği süslenmek konusunda kulağıma şeytan fısıldıyor. Artı bir çaba harcamadan normal bir elbisemi giyerek saçlarımı düzeltiyor ve çantamı alarak evden çıkıyorum.

GülceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin