"Ne?" dedi Namjoon şaşırarak. "Sana seninle sevişirken adını söylemek istediğini mi söyledi?"
Jin sinirle nefesini üfledikten sonra Namjoon'un kafasına geçirdi bir tane. "Ağzına 88 katlı gökdelen soktuğum, sessiz ol!"
Namjoon dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için. Jin ona vurup durduğu için kafası bağışıklık kazanmış olmalıydı. Hiç acımıyordu artık.
"Yani... Seninle sevişirken adını söylemek istediğini mi söyledi?" dedi Namjoon bu sefer sessizce. Jin kafasını yukarı kaldırdı ve ağlamaklı gözlerle gökyüzüne baktı. En az yüzü kadar düzgün bir arkadaş istiyordu.
"Evet amk boku, evet! Niye 93738 kere soruyorsun? Mahkemeden belge de çıkarayım ister misin?"
Namjoon gülerken zil çaldı. Birlikte sınıfa doğru ilerlerken Namjoon merakla konuştu.
"Sen ne yaptın?"
Jin dudaklarını ısırıp o anı hatırladı. Ah, tam bir rezillikti.
"Yüzüne hapşurdum."
Namjoon gözlerini kocaman açtıktan sonra kahkaha attı. "Ne?"
"Hapşurmasa mıydım amk? İçimde tutsaydım da güzel kalbim dursaydı daha mı iyiydi? Beynime kan fışkırsaydı da tahtalı köye mi gitseydim? Hapşurdum! Hem-"
Jin sustu. Susmasının sebebi kendisine bakan Taehyung idi. Taehyung'la göz göze geldiğinde hızla bakışlarını kaçırdı. Kalbi hızla attı ve boğazı kurudu. Hızla yerine geçerken Taehyung'a arkasını dönmemeye çalıştı. Arkasını dönerse götüne bakmasından korktu.
"Taehyung orada."
Jin, Namjoon'un kısık sesini kulağının dibinde duyunca gözlerini devirdi.
"Benimde gözlerim var, amk salağı. Sadece doğal davran, belli etme."
Namjoon kafasını iki yana salladı. Belli etmemeliydi. Eğer belli ederse, Jin kafasına bir tane yapıştırabilirdi. Bu yüzden Namjoon eline tükürüp Jin'in kafasına yapıştırdı.
"İnşallah seni ellerler!" diye Jin'e beddua ettiğinde Jin neye uğradığını şaşırmıştı.
"Amin."
Arkadan bir yerden Taehyung'un sesi geldiğinde Jin dişlerini sıkarak Namjoon'a baktı. Namjoon yine hata yaptığını anlayarak kısık sesle konuştu.
"Bizim doğal hallerimiz böyle olunca şey yapayım dedim..."
Jin ayağa kalkıp Namjoon'u , Namjoon'un test kitabıyla dövmeye başladı.
"Götüne pompa yerleştirip seni patlatana kadar şişirirler inşallah, amk Namjoon'u!"
***
Ders bitmişti, diğer ders başlamıştı. Jin, Namjoon'la konuşmama kararı aldığı gibi, Taehyung'la baş başa kalmamak için bin bir takla atıyordu. Teneffüslerde kendini tuvalete bile kilitlemişti. Neyse ki son teneffüstü ve birazdan son derslerine gireceklerdi. Bugün hiçbir dersten atılmamış, ayrıca Taehyung'a da yakalanmamıştı. Bugünü başarılı sayabilirdi.
Sonra durdu ve aklına bir orospu geldi. Namjoon'un aptal aptal hareketleri olmasaydı daha da başarılı bir gün olabilirdi.
Şu an ise Jin, uyuyan Yoongi'ye kendisinin ne kadar yakışıklı olduğunu anlatıyordu. Yoongi onu kovsa da Jin gitmiyordu. Her an Yoongi'den övündüğü o güzel yüzüne okkalı bir tokat yiyebilirdi.
"Yoongi, beni kıskanıyor musun sen? Yüzümü kıskandığın için bana bakmadığını düşünüyorum."
Yoongi yirminci kez nefesini üfledi. Bu çocuğun sadece başından gitmesini istiyordu. Yavaşça kafasını kaldırdı ve görüş alanına Taehyung girince sırıttı. Jin'den nasıl kurtulacağını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISS NOW -TAEJİN-
Fanfiction"Şimdi öpüşme zamanı." *Küfür ve smut sahneler içerir* [TAMAMLANDI] -Taejin sıralamasında birinci 💜