"Bana katılmak ister misin?"
Jin'in gözleri şaşkınlıkla açılırken Taehyung oldukça rahat duruyordu. Jin Taehyung'un boynundaki ize baktı.
"B-ben..." dedi kekeleyerek. Tanıdığı bir insanı yakaladığı için tuhaf hissetmiş olmalıydı.
Taehyung hafifçe sırıtıp Jin'e doğru ilerledi. Omzunu yavaşça kapatıp saçlarını düzelttikten sonra Jin'in gözlerine baktı uzunca. Bir süre birbirlerinin gözlerine bakmaya devam ettiler.
"Burada gözlerime bakmaya devam mı edeceksin?" dedi Taehyung.
"Gözlerim derse girmeni mi engelliyor?" diye bir soru daha sorduğunda Jin alayla güldü bu sefer.
"Kendi güzel gözlerim varken seninkilere bakmak istediğimi düşünmen tuhaf." dedikten sonra arkasını döndü Jin. Odadan çıkarken Taehyung'un sesini duydu tekrar.
"Çektiğin videoyu silmeyip izle." dediğinde Jin umursamadı bile. Odadan çıktı ve topların bulunduğu odaya girdi. İki tane basketbol topu alıp odadan çıktı. Bodrum katından çıkacaktı ki, son kez etrafa bakındı. Taehyung gitmiş olmalıydı.
Jin bahçeye çıkıp topları verdi. Namjoon ortalıkta görünmüyordu. Jin onun kantinde ders çalıştığına emindi.
Hiç düşünmeden kantine gittiğinde Namjoon beklediği yerdeydi. Test kitaplarına gömülmüş bir şekilde arkadaşının yanına gittiğinde gözlerini devirdi.
"Ciddi misin?" dedi Jin bıkmış bir şekilde. "Beden Eğitimi dersinde de mi?"
Namjoon kafasını test kitabından kaldırmadan konuştu.
"Evet, ciddiyim. Bu sene bir sınava gireceğini keşke sen de unutmasan."
Jin kıkırdadı. O böyle şeyleri umursamazdı. Üniversite sınavı denilen şey gençliği öldüren saçmalıktan farklı değildi. Eğlenip gezeceğin yaşta seni ders çalışmaya zorluyorlardı ve bu Jin'e göre oldukça saçmaydı.
Beden Eğitimi dersi yemek ısmarlanmadan bitmişti. Jin aç bir şekilde eve dönerken kendi kendine söyleniyordu. Namjoon ise Jin'e gülmekle meşguldü.
Jin eve vardığında hemen yemeğe koştu. Çok acıkmıştı. Sonra da, yatağına girdi. Telefonuyla oyalanırken galeriye girdi. Gözüne direkt olarak Taehyung'u yiyişirken yakaladığı video ilişirken yutkundu. Tam videoyu izlemek için tıklayacaktı ki, telefonu çaldı.
"Buyrun, yakışıklı Jin'le görüşüyorsunuz." dediğinde Namjoon telefonun diğer ucundan bıkmışçasına nefesini üfledi.
"Jin-ah, yarın edebiyat dersinde kitabını getirmeyi unutma. Geçen hafta bu yüzden dışarı atılmıştın."
Jin kıkırdadı. Beden Eğitimi dersi hariç her derste dışarı atılıyordu.
Beden Eğitimi neyse ki dışarda işlenen bir dersti. Hoca onu okul dışına atabilse, şimdiye kadar çoktan atılmıştı.
"Pekala..." dedi Jin umursamazca. Namjoon onu 99283 kere uyardıktan sonra telefonu kapattılar.
Jin telefonu kapatıp televizyon izledi. Gece geç saatlerde uyuyakalmıştı zaten.
Sabah kalkıp umursamazca giyindi. Nasıl giyinirse giyinsin, saçları ne halde olursa olsun zaten yakışıklıydı.
Okula gelip sınıfa girdiğinde ilk olarak Taehyung'la göz göze geldi. Taehyung yavaşça kafasını eğip selam verdiğinde, Jin yüzünü ekşitip Taehyung'un taklidini yaptı. Kimseyle konuşmayan bu çocuğun bir anda değişen ruh haline anlam veremiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISS NOW -TAEJİN-
Fanfic"Şimdi öpüşme zamanı." *Küfür ve smut sahneler içerir* [TAMAMLANDI] -Taejin sıralamasında birinci 💜