BÖLÜM 8 HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ!

47 66 7
                                    

Ertesi Sabah...

Selin Güner

Yorganımı kafamdan kaldırdım. Saat 08:13 Kendi kendime mırıldandım bir sağa bir sola dönüyordum. Olamaz! 08:13 Okul! Geç kaldım kahretsin! Bir yandan gitmeyi hiç istemiyordum. Deniz... Deniz onu sevdiğimi öğrenmişti ama her ne kadar geçmişte kaldı desem de Deniz bunu yemez. Gitmeyeceğim işte. Kalbimde bir acı hissettim göz yaşlarımı tutamadım yattığım yerde göz yaşlarımı saldım. Güçlü kız imajını hak etmiyordum. Deniz Mira'nındı...
Kabullenmek zorundayım. Eğer şimdi gitmezsem Deniz'in içinde bir şüphe uyandırırdım. Güçlü kız imajını sergilemem için dimdik ayakta durmalıydım. Hatta okula biraz geç gitsem fena da olmazdı.

Deniz Kaya

Dün ki olaylardan sonra sınıfta sessizlik, korku , gerilim olacağını düşünmüştüm ama sanki, HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ davranıyorlardı!
Mira'nın yanına gittiğimde oda benim gibi şaşkındı.
"Sanki dün ki cinayetler, okulun hali ya da ne bileyim kaos... bunları görmezden gelmeleri çok tuhaf değil mi?" Mira şaşırmıştı.
"Ben de tam bunu söyleyecektim, neler oluyor?"
"Seray öldürüldü. Ama arkadaşları sanki onu baştan tanımıyor gibi davranıyorlar, bekle geliyorum." Mira başını onaylar bir şekilde salladı.
Hemen Pelin'in yanına gittim.
"Pelin naber?"
"İyi tatlım sen?"
"Fena değil. Sana bir sorum olacak."
"Sor?"
"Seray Özçelik... Sana birini andırıyor mu?" Pelin biraz durdu ve düşündü verdiği cevap bedenimi şok etkisine yaratmıştı.
"Seray Özçelik... Hayır tanımıyorum neden?"
"Öyle sordum sonra görüşürüz."
Hızlı adımlarımı Mira'nın yanına ilerlettim ve yanına oturdum.
"Ne oldu ne dedi?"
"Verdiği cevap... Tanımıyorum, resmen cevabı bu!"
"Ya Deniz Doruk bir şeyler yapmış olmasın?"
"Sikik." Diye mırıldandım.
"Baksana Deniz sınıfın haline hiç bir şey olmamış sanki dün ki sınıf yine eski sınıf."
"Haklısın."
"Geliyor yine pislik!"
Doruk yanımıza bir sıra çekti ve oturdu.
"Boşuna uğraşma Deniz hiç kimse bir şey bilmiyor." Sinirden alt dudağımı ısırdım. Şimdi şurada tekme tokat dalabilirdim.
"O kadar kolay mı her şey? Pes etmeyeceğim. Bu savaşı ben kazanacağım."
"Göreceğiz Deniz, göreceğiz." Ayağa kalktı ve yerine doğru ilerledi.
"Bu çocuk benim elimde kalacak bir gün."
"Tamam sakin ol." Mira kollarını kollarıma geçirdi ve başını omuzuma yasladı.
"Sen beni korursun ben sana güveniyorum..."

Mira Altuğ

Öğle arasına girmiştik. Lavaboya ilerleyip makyajımı tazelemek istiyordum. Aynanın karşısına geçip malzemelerimi çıkarırken göz ucuyla arkamda beliren Selin'i gördüm. Gözlerimi devirdim ve makyajımı yapmak için hazırlandım. Tam malzemelerimi çıkarıcakken Selin makyaj çantamı aldı ve çöpe attı. Kalp krizi... Resmen her şeyimi çöpe atmıştı sinirlenmiştim.
"Delirdin mi sen ! Neden yaptın ?"
Selin gözlerini devirdi. Onu orada dövmemek için zor tutuyordum kendimi.
"Bu kadar boya badanayı 2 gün sonra bırakacağın çocuğu tatmin etmek için mi aldın?"
2 gün sonra? Ne diyor bu!
"Ne diyorsun kızım sen?"
"2 gün sonra bırakacağını biliyorum. Diğer herkeste nasılsan Deniz'e karşı da öyle olacaksın boşuna makyaj yapma zaten güzel değilsin."
Gülme krizine girmemek için kendimi tuttum.
"Deniz'i gerçekten seviyorum. Senin süt kuzuluğun gibi uzaktan izlemiyorum."
Selin tekrar gözlerini devirdi ve omuzuma çarparak musluğa doğru ilerledi.
"Eminim öyledir. Kesin seviyorsundur kesin."
Delireceğim! Olduğum yerden bir hışımla Selin'in saçlarını tutup çektim. Çırpınıyordu.
"Bırak!"
"Bana bak Selin! Bir daha hakkımda ileri geri konuşursan o dişlerini söker eline veririm!"
Selin birden kendini çekip yüzüme bir tokat atmıştı tokatın etkisinden çıkıp, saçlarını elime kavradım ve kasıklarına sert bir tekme attım. Selin yerde acı içinde kıvranırken çöpe attığı makyaj malzemelerimi çıkardım, çantasıyla atmıştı. İçinden rujumu çıkarıp üzerine doğru ilerledim. Ayaklarımla bacaklarını sıkıştırıp ellerini de tek elimle kenetledim ve yüzüne olabildiğince çirkin desenler çizdim. Beni üzerinden itip yüzünü yıkamaya çalışmıştı ama maalesef o kadar kolay geçmez benim makyaj malzemelerim, bu ona iyi bir ders oldu.
"Aptal ! Bu mu geldi elinden! Of!"
Çemkirerek tuvaletten çıkmıştı, arkasından el sallayıp keyifle makyajımı yaptım. Mira'yım ben alttan almayacaksınız beni. Boyunuz 170 civarı da olsa 165 boyumla yine zafer benim olur.
Saçlarımı da düzelttim ve tuvaletten ayrıldım. Deniz'i bahçede göremeyince sınıfa doğru ilerledim.
Sınıfta oturmuş cinayetlerle ilgili bir kaç not tutuyordu.
"Son olarak Seray'ın ailesi..."
"Bölüyorum ama artık ara verip, yemek mi yesek?" Demiştim ama o kadar odaklanmıştı ki beni duymuyordu. Sınıfın kapısını kapattım ve Deniz'in önündeki notları elinden aldım, elimle çenesini kavrayıp bana doğru çevirdim.
"Gözlerin bozulacak. Yemek yeme vaktimiz geldi, hadi gel." Deniz hiç bir şey demedi ve notları elimden çekip biraz daha yazılar yazdı.
"Ne yapıyorsun?" Dedim yanına oturarak.
"Her şeyin neden bu kadar hızlı olmasını araştırıyorum."
"Bir şey çıkmaz. Doruk çok güçlü." Deniz kafasını iki yana salladı ve sözlerine devam etti.
"O korkak bir piç." O an sınıfa Selin geldi, yüzündeki desenler hala çıkmamıştı Deniz Selin'e gülmemek için zor tutuyordu kendini.
"Ne oldu sana ortak?" Selin gözlerini devirerek Deniz'in başına dikeldi.
"Senin o çok sevdiğin flörtün yaptı."
Deniz'in çenesi kasılmıştı bana doğru baktı.
"Neden böyle bir şey yaptın?" Susmayacaktım!
Gözlerimi Selin'e diktim.
"Senin o çok sevdiğin ortağın, seni 2 gün sonra bırakacağımı düşünüp yüzüme kükredi bende bir ders vereyim dedim."
Deniz'in çenesi iyice kasılmıştı, Selin'e doğru baktı ve sözlerine devam etti. "Neden makyaj malzemeleri?"
"Çünkü." Dedim Selin'in konuşmasına izin vermeyerek." Kendisi boya badana ile 2 gün sonra bırakacağımı sandığı çocuk, ki bu sen oluyorsun. Onu yani seni, tatmin etmek için makyaj yaptığımı düşünüyordu." Deniz'in kaşları çatılmıştı. Selin ise yere bakıyordu.
"Selin?" Demişti Deniz.
"Doğru, seni 2 gün sonra bırakacak."
"Sen öyle san!" Dedim öfke patlaması yaşamamak için kendimi zor tutmuştum. Selin sınıftan ayrılmıştı. Deniz ise sinirli gözlerle bana bakıyordu.
"Ne derse desin böyle bir şey yapman hiç hoş değil." Bana onu mu savunuyordu?
"Bana onu mu savunuyorsun?"
"Hayır. Sadece böyle bir şeyi sana yakıştırmıyorum." Elini tuttum.
"Bir daha böyle bir şey olmaz." Yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Sinirli olan gözleri yumuşamıştı...

Operasyon Ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin