Bol itiraflı bir bölüm oldu. Hadi bakalım. İyi okumalar diliyorum...
Multimedia; Şeyma
Yüksek gürültü ile uyandı kız. Etrafına bakındı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Camdan dışarı baktığında, dolu yağıyordu, şimşek çakıyordu, gök gürlüyordu. Kıyamet alanı gibiydi resmen dışarısı.
"Günaydın.." Hızla soluna döndü kız. Uzayın onun yanında ne işi vardı. Neden yan yana yatmışlardı. Hızla sanki çıplakmış gibi yorganın altına saklandı. Dün neler demişti öyle uzaya. Şuan yer yarılsada içine girsem sözünü yaşıyordu.
"Dün neler dedim ben sana öyle..." Sırıttı uzay. Bu kızın utangaç halleri bile hoşuna gidiyordu onun.
"Ohoooo, neler demedin ki," kız iyice gömüldü yorganına.
"Hastaydım ben. Keşke üstüne alınmasaydın." Adam yorganın üstünden kıza doğru eğildi. "Saklambaç mı oynamak istiyorsun?" Cevap gelmedi. "Tamam. Bizde beraber oynarız o zaman." Yorganın içine girip kızın üstüne çıktı. Ellerini iki yana sabitledi.
"Ne yapıyorsun. Çıksana üstümden." Uzay dışında her yere bakıyordu. "Bana bak." Bakmadı. Bakamadı. O kadar utanıyordu ki..
"Bana bak dedim yıldız, çocuk musun sen?" Ses vermedi. Ama eğer böyle sessiz kalmaya devam ederse odada sadece kalbinin hızla atması duyulacaktı. O yüzden uzatmadan yüzüne baktı.
"Ne istiyorsun benden??"
"Saklambaç. Sen saklambaç oynamak istemiyor muydun?" Genç kız kafasını iki yana salladı.
"Saçmalama! Çocuk muyum ben?!" Hızla konuştu.
"Bende onu diyorum. Çocuk musun sen?" Debelendi üstünden çıkması için. Zerre kıpırdamamıştı.
"Çık üstümden."
"Bir şartla." Kız kaşlarını çattı.
"Şart mart yok! Çıksana üstümden. Bana çocuk diyene bak!" Adam kızın bu hallerine gülümsedi. Seviyordu onun her halini. Ağlaması bile başka güzeldi.
"Çok güzelsin.." İstemsiz dökülmüştü kelimeler ağzından. Kendini tutamıyordu. Nefesi kesiliyordu.
Adamın yaklaşması ile gözlerini kapattı kız. Artık dayanamıyordu. Bu yaptığı yanlıştı. Biliyordu ama, onun da bir iradesi, bir nefsi vardı. Ki uzay bunu fazlasıyla zorluyordu.
Yavaşça dudaklarını kızın yanağına bastırdı. Bu...bu küçük bir çocuğun pamuk şeker istemesinden farksızdı. Kız uzayın bu hareketi ile huylanmıştı.
Yavaşça dudağını yanağına sürttü. "D-dur. Yapma." Adam kafasını kaldırıp kıza baktı. Kızın dudağına baktığını farkeden adam kendini tutamayıp o da kızın dudaklarına bakmaya başladı. Derince yutkunup, boğazını temizledi.
"Neyi?.. Neyi yapmayayım?" Kız gözlerini zor da olsa uzayın gözlerine çıkardı. "İşte bunu. Haraketlerin..."devamını getiremedi.
"Niye öyle bakıyorsun???" Çok değişik bakıyordu. Resmen siyah olan gözleri iyice siyahın sert fırça darbelerine maruz kalmıştı. İyice kararmıştı...
"Nasıl bakıyormuşum?"
"Sanki... sanki en değerlinmişim gibi." Adamın ifadesi değişmedi. Hâlâ aynı bakıyordu.
"Bilmem. Belki de en değerlimsindir gerçekten." Adam yavaşça kıza doğru eğildi. "Birazdan yapacağım şeyi istemiyorsan beni itebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULAŞILMAZ
ChickLitGenç bir kız... Küçük bir çocuk... Üvey bir baba... Ölen bir anne... Ve ULAŞILMAZ bir adam... Genç kızın, hayatla tek başına olan mücadelesini konu edinen acıklı bir hikâye. Peki bu kız hep tek başına mı kalacak? Hayatla nasıl mücadele edecek? Soru...