Merhaba. Ben Mısra Şimşek, lise sondayım ve üniversite sınavlarına -hazırlanmaya- çalışıyorum. Zayıfım ve fiziğimin güzel olduğunu söyleyebilirim. Başımdan çok kötü olaylar geçti ama yinede yılmadan mutlu gözükmeye çalıştım. Sizce başarabildim mi? Tabikide hayır. Somurtkan, inatçı, kafa tutan ve eskiden uyuşturucu bağımlısı olan bir kızım. Neden böyle bir şey mi yaptım? Annem gözlerimin önünde denizde boğulduğu için. Annem benim tek dostumdu o da gidince yanlız kaldım. Babam yurtdışında çalışıyor. Ve sadece ayda bir buraya uğruyordu ama annem öldükten sonra ayda 4-5 kez yanıma gelmeye çalışıyor, işleri çok yoğundur babamın. Annem öldükten sonra deniz kenarında bir ev aldık denize bakar bakar ağlardım ama artık ağlamıyorum. Sadece izliyorum. 2 katlı bir evimiz var ve gayet iyi bir şekilde düzenli, benim odam hariç. Babamın durumu iyi olduğundan bir kredi kartım var haftada bir alışveriş yapıp ihtiyaçlarımı gideririm. Evde tek kalmaya alışkınımdır.
Annem öldükten sonra deniz kenarında bir yere taşındığımız için yeni bir okulum vardı. Kolejde okurken düz bir devlet lisesine yazdırılmıştım çünkü ben öyle istemiştim. Yeni bir sayfa açmam lazımdı kendime, gece düşündüm bu konuyu ve yapıcağıma inanıyordum.
Sabah erken kalktım ve pazartesi olduğu için markete gitme ihtiyacı duydum, dolapta hiçbir şey yoktu. Dişlerimi fırçalayıp siyah bir pantolon üstüne siyah kazak ve gri deri ceket giymiştim. Saçlarımı açık bırakıp kafama deri ceketimin şapkasını geçirdim saçlarımı yandan sallandırdım. Ayağımada siyah converslerimi giydikten sonra cebime kredi kartımı, anahtarımı ve telefonumu atıp çıktım.
Burası deniz kenarına yakın olduğu için serin oluyor. Sokakları dar ama ıssız olunca kendimi daha rahat hissediyordum.
Karanlık caddeleri vardı ve erken çıktığım için marketler daha açılmamıştır diye buraları turlamak isteği geldi içimden. Dümdüz bir caddeye doğru ilerliyordum sonu ıssız gibi görünsede sağ taraftan başka bir cadde olduğunu görünce ilerlemeye başladım.
O sırada düşünüyordum acaba yeni okulda değişik insanlar var mıdır diye, çünkü kolejde genelde kendini birşey sanan, yarı çıplak, adı üstünde sürtük kızlar doluydu. Ben öyle insanlarla nasıl arkadaşlık kurayım? Hayatta böyle birşey yapmazdım benim gibi hiç mi öyle insan yok diye düşünür tırnaklarımı kemirirdim. İnşallah şimdi öyle olmazdı. Çünkü annemin ölümü aklıma gelip duruyordu sanki ben onu ölüme itmişim gibi. Hayatımda en kötü anım buydu. Unutmaya çalışıyordum unutmak içinde arkadaşlık kurup sosyalleşmem gerekiyordu ama ben yapamıyordum.
Daha önce bir sevgilim olmuştu. Bu rezillik değil benim soğuk kanlılığımdan dolayıydı. Sadece 1 kez teklif almıştım ondada meraktan kabul etmiştim ama iğrenç bişeydi beni öpmeye çalışırken ondan kaçmıştım ve 1 hafta okula gitmemiştim. Ama o zaman gerçektende rezil olduğumu biliyordum. Çocukta yakışıklı değildi ama tatlıydı. Herkes benim güzel olduğumu söylerdi bende sadece 'Sağol.' diye cevap verirdim. Erkeklere karşı bir düşkünlüğüm yok ama bazen yakışıklı çocuklara dikkatle baktığım için hep laf sokarlardı. 'İçime düşüceksin yavaş.' gibi. Düşünün artık.
Çok garip biride değilim. Bana iyi davrananlara bende iyi davranırım ama çok sıkı bir şekilde kin beslerim. Çok da güzel kavga ederim, Annemin ölümden bir kaç ay sonra hala aklımdan atamadığımdan çok soğuktum ve herkesle tartışıyordum. Kantinde su almak için beklerken önüme bir kız geçince sinirden delirmiş gibi saçlarından tutup arkama doğru yönlendirdim kız acıdan inlerken ben kantindeki kadından bir su istedim. Kadın bana bakıyordu -şaşırmış- bir şekilde. Suyumu alıp sıradan çıkarken kıza öyle bir bakmıştım ki saçını bıraktığımda hiç birşey demeden ağlamaya başlamıştı. Bende ilerlerken elimde kalan -kopan- saçlarını yere atmıştım.
Böyle düşünerek yürürken saate baktım ve 2 saat geçtiğini görünce sokakta ''Oha!'' diye bağırdım daha sonra ağzımı elimle kapattım ve etrafta kimse olmadığını görünce bir oh çekip devam ettim. Artık markete gidebilirim diye ilerlerken çok pis kokan bir caddeye gelmiştim onun hemen solunda bir market olması lazımdı.
Oraya giderken müzik dinleyebilirim diye düşündüm. Kulaklığımı almışmıyım diye cebime baktım ve sert bir şeye çarptım. Kafam acımamıştı ama telefonum yere düşmüştü. Hemen telefonumu yerden alırken 1 çift bot gördüm ve kafamı kaldırdım.
Dar bir siyah kot pantolon ve siyah bir hırka giyip önünü tamamen kapatmış birisiyle karşılaştım. Gayet yakışıklı ve karizmatikti. Her zaman yaptığım şey, yakışıklı bir çocuk görünce çok dikkatle bakmaya başladım ona. Gözleri açık kahverengi, biçimli kaşları, dudağı herşeyiyle harikaydı ve saçları dağınıktı yani herşeyiyle uyumlu ve bakımlıydı. Gözlerinden gülüyordu sanki. Ne? Ne diyorum ben? Bakışlarımı kaçırıp arka sokağa diktim ve;
''Pardon.'' dedim, ve yanından geçmeye çalıştım önüme geçerek alaylı gözleri ve dudağının kenarı yukarı kıvrılırken;
''Sadece pardon mu?''
''Çekilir misin yolumdan?''
''Hayır.''
Sitemli bir şekilde aynı zamanda korkuyla;
''Ne istiyorsun, çekilsene yolumdan gitmem lazım çık şuradan.'' dedim.
Yavaşça kenara çekilirken dikkatle gözlerime bakıyordu.
''Tanışalım?'' dedi elini uzatarak.
''Sağol istemez.''
Beni duymazdan gelerek;
''Ben Çağrı bu sokakta genelde senin gibiler dolaşmaz bu yüzden buradan bir an önce uzaklaş yoksa kötü olacak.''
''Ne olurmuş dolaşsam?''
''Bu söylenmez yaşanır. Bu arada adını söylersen geçmene izin veririm.''
Dediği şeyi önce anlamasamda sonradan algıladım ve korkarak;
''Mısra.'' diyerek kısa kestim.
''Memnun oldum şimdi geç.'' dedi ve göz kırptı.
Göz devirdim ve ilerledim korkmadığımı inkar edemezdim arkamdan bana bakan gözleri hissedebiliyordum. Koşar adımlarla hızla markete yöneldim ama içimde hala birşeyler oluyor gibiydi kalbim hızla atıyordu ve ellerim titriyordu daha önce böyle olmamıştı ve unutmaya çalışarak markete dikkatimi verdim.
*
Multimedia: Mısra.
Meraba arkadaşlar ben Hale, bu bölüm benden. Bu hesap ortak hesaptır, bir arkadaşım yani Firuze ve ben açtık. Umarım beğenirsiniz. Ve bu 1. bölüm olduğu için kısa yazdım ilerde uzun yazmaya başlıyacağım. Zamanla bizi tanırsınız :) İyi okumalar!
![](https://img.wattpad.com/cover/23509182-288-k418761.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SOKAK
Ficção Adolescente''Denizden korkmak çok mu saçma? Tüm hayatımı boğup bir kenara atarken.'' Psikolojik sorunları olan liseli bir kızın hikayesi. Sorunlarını unutup yeni bir hayatamı başlayacak? yoksa.. Sorunlarının üstüne sorun yükleyerek mi sorunlarını unutacak? -FH