KARANLIK SOKAK

-12- Gurur

Oldukça uzun bölümler yazmaya çalışıyorum. Bildiğiniz gibi teog sınavım oldu. Anlayışla karşılayın lütfen. İyi okumalar ❤

Çağrı'nın bizim eve gelmesi yüzünden şu sıcakta yorganı kafama kadar örtmüştüm terden piştiğim halde korkudan kıpırdayamıyordum bile. Kapının aniden açılmasıyla gözlerimi sıkmıştım anlamasın diye gözlerimi düzelttiğimde yatağın yanında bir çöküntü hissettim. Nefes almak zor gelse bile şuan ölü gibiydim, buz kesmiş korkudan uyumaya çalışan bir zavallı. Sanki bir suçum varmış gibi..

''Benimle oyun mu oynuyorsun sen?''

Ah siktir! Şimdi konuşur konuşur saçmalar durur ben dayanamam ki. Patlarım en sonunda yine suçsuz olsamda suçlu konumuna düşerim. Hobim bu.

''Amacın ney anlamıyorum ki. Ben orada seni merak ederken ve çıldırırken sen burada uyuyorsun. Rahatlığa bak, şu sıcakta her yerini örtmüş bir de terden hasta olucaksın haberin yok. Ama umurumda değilsin ben sadece buraya sana bakmaya geldim. Çünkü çok sıkılmıştım ve sen telefonlarıma çıkmayınca sadece meraktan geldim hani benden kurtulmak için kendini öldürmüşsündür felan ondan geldim. Yani seni merak felan etmiyorum böyle anlama. Şuan beni takıyormusun bilmi-''

Nefessiz bir şekilde konuştuğu için dayanamayıp yataktan kalktım ve yatağın üstüne çıktım, yastığı alıp ''Yeter be!'' diyerek ona fırlattım. Kahkahalarla gülüyordu, tek kaşımı kaldırıp ona baktıyordum. Gülmesine dayanamayıp yatağa kendimi attım ve çapraz kurdum. ''Senin amacın ney Çağrı?''

''Bu oyunu bana yedirebileceğinimi sanıyordun?''

''Ne oyunu ya?''

''Uyuyormuş taklidi yapmak mesela?''

''Ben öyle bir şey yapmam, saçmalık!''

''Tamam uzatma yapıyordun işte. Ayrıca sen benim telefonlarıma niye bakmıyorsun?''

''Bir zorunluluğum yok ayrıca görmedim, duymadım bilmiyordum.''

''Üç maymun olmana gerek yok zaten üç maymunda olan özellik sende toplanmış.'' diyerek kıkırdadı. O an bir gülümsemenin bir insana bu kadar yakışması göz bebeklerimi irileştirmişti. Onu saatlerce inceler ve özelliklerini hiç üşenmeden ona bakarak yazabilirdim. Bana göre mükemmel bir insan olması garipti, çünkü ben hiç bir erkeğe bu gözle bakmamıştım.

''İncelerken ırzıma geçme de.''

''Ne? Ben mi? Seni? İncelencek o kadar erkek varken neden seni inceleyim ki?'' dedim yorganıma sarılıp hayallere dalarken. Bozulmuş gözüküyordu, ''Tamam sen şimdi git ben de uyuyayım.'' deyip gözlerimi avuşturdum. Ellerim pastel kokarken karşıdaki aynaya baktım. Çağrı şuan beni ifşa edicekti. Makyajı düzgün silememiştim ve heryerime bulaşmıştı.

''Neredeydin?'' dedi ciddileşirken, ''Sanane.'' deyip kısa kestim. O sırada telefonuma gelen mesaj sesi yüzünden telefonu almaya çalıştım ama o benden önce davranmıştı. Kilidi açamazdı ama kilidin üstündeki küçük kare içinde mesaj gözüküyordu, mesajı sesli okurken yusuf yusuf olmuştum.

''Bugün için teşekkürler hayatımda yaşadığım en eğlenceli gündü. Seni seviyorum prenses iyi geceler.'' telefonu yanıma atarken ''Şimdide başımıza küçük bir faişe mi oldun? Hemde Batı'nın faişesi! Senin derdin ney? Seni kötülüklerden arındırmaya çalışırken senin hareketlerin tam tersi! Senin de o orospulardan bir farkın yokmuş Mısra! Eğlenmişsiniz desene baya, neler yaptınız? Anlatma. Ben onu her akşam altıma aldığım kızlarada sorar aynı cevabı alırım! Beni yanılttın.'' deyip kapıyı çarptı ve çıktı.

Her şeyi yanlış anlamıştı. Her yerim titrerken hayatımda işittiğim en kötü ve ağır kelimeler olduğunu sonradan idrak etmeye çalıştım. Ben faişe veya orospu değildim. Göz yaşlarım teker teker dökülürken yorganıma sarıldım ve ağlayarak uyumaya çalıştım.