KISA AMA BİR O KADAR DA GÜZEL BİR BÖLÜM YAZDIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ.İYİ OKUMALAR ☺
Çağrı'dan,
Tarih, 15 Ocak 2015;
Batı'nın ölümünün üzerinden bir hafta geçti. Mısra kendini kaybetti. O gün 'Hayır.' diye bağırtısını sokağın başından duymuştum. Baran onu kovalarken kaçmak için bir teras bulmuş. Ben oraya ulaştığımda acı bir şekilde ağlıyordu. Orada Batı'yı baygın bir şekilde bulmuş. Bu yaşında sıkıntı ve stresten aniden kalp krizi geçirmiş. Etrafta kimse olmadığından kimse onu duymamış. Mısra, Batı'yı çok üzdüğünü ve onun yüzünden öldüğünü söylüyor. Vicdan azabından hiçbir şey yemedi ve artık bitkinleşti. Mezarı görünceki halini hiç hatırlamak istemiyorum. Mısra'yı daha önce hiç bu kadar bitkin görmemiştim. Onu olduğundan çok seviyorum. Her zaman yanında olup ona destek çıkacağıma yemin ediyorum..
Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen Mısra hala etkisindeydi. Hiç bir şey yapmayıp sadece bana sarılıyor. Ayrıca babası buraya geldi. Benle tanıştı ve bizim durumumuza olumlu baktı. Bende bu süreçte annemle bu durumu paylaştım. Her şeyi anlattım. Ve bana Mısra'nın beni değiştirdiğini söyledi. Her şeyden sonra Mısra'nın babası kızına bakmaya korkuyor, çünkü onu o halde görünce Mısra'nın annesinin öldüğü gün aklına geliyormuş. Kaç gündür okul, babası, yemek veya temizlik. Hiçbir şey Mısra'nın umrunda değil. Kocaman tertemiz yüreği ikinci acısını tekrardan yaşıyor. Yaşamak kolay değil. Huzur ve sabır dileğiyle.
-
Mısra yatağında yatarken yanına uzandım. ''Böyle devam etmez bebeğim.''
''Devam edecek bir şey kalmadı.'' dedi kaç gündür ağzından tek kelime çıkmaz halde.
''Kendini aşırı yıprattın. O şuan senin üzülmeni istemiyordur. Biraz da böyle bak duruma. Sen kendini yıprattığında buraya tekrar gelecek değil.. En azından böyle boktan bir dünyada yaşamaktansa huzur içinde kalacak.''
Sevdiğim kızı seven çocuk öldü ve ben sevdiğim kızı, çocuğu koruyarak destekliyorum. Acı..
''Bana yardım et. Korkuyorum. Bu vicdan azabından.''
''Unutmalısın, tek çare. Şimdi senden tek bir şey istiyorum. Önce elini yüzünü yıkayacağız. Daha sonra babana iyi olduğunu söyleyeceksin. Sonra da yemek.''
Elini tutup kaldırdım, ruh gibiydi. Bembeyaz teni, gözlerinin ağlamaktan kızarması ve göz yaşlarının yüzünde kuruması.
Önce yüzünü yıkadım. Saçlarını ellerimle arkadan at kuyruğu yapıp yanağını öptüm.
Babası salondaydı. Mısra'yı olduğundan toplu görünce yanına geldi ve sarıldı. ''Bebeğim, iyi misin?''
''İyiyim baba.'' deyip o da babasına sarıldı. Ben ona göz kırparken çatlamış dudaklarıyla hafifçe güldü. Onu böyle görmeyi özlemiştim.
-
Mısra'nın babası, eve bir kaç hizmetçi kadın almış. Hizmetçiler Mısra'yı görünce hemen sofra hazırladılar. Oturup ona yemeğini ben yedirdim. Mısra eliyle bir saniye deyip durdu. Babasına dönüp, ''Baba sen iş yerine geri dön. Ben iyiyim. Çağrı burada olduğu sürece bir sıkıntım yok.''
''Kızım-'' adam tüm asaletiyle kızına bakıyordu. Toplu ve bakımlı bir adamdı. ''Baba lütfen.''
''Kızım seni burada böyle bırakamam.''
''Evin tüm ihtiyaçları tam. Hizmetçiler, Çağrı ve arkadaşlarım. Bunlar yeterli benim için.''
Adam oflayıp,
''Tamam ama beni her şeyden haberdar edin. Bir kaç saate bilet bakarım.''
Bu sırada yemeğinide yemişti. Simay ve Ege'de üzüntüden çok ağlamışlardı. Ben yine içime atmıştım. Simay ve Ege eve gitmişlerdi. Onlarda en az Mısra kadar yıpranmıştı.
Mısra'yı alıp odasına çıkarken, hizmetçi kadınlara, ''Her şey için sağolun.''
Kadınlar gülümserken Mısra'nın elini tuttum. Odasına girdiğimizde perdeleri açıp içeriye güneş girdirdim. ''Çağrı.''
''Efendim, efendim?'' bu sözüme gülen Mısra'yı izledim. Onu seviyordum.
''Teşekkür ederim. Her ne olursa olsun yanımda oldun.''
''Sen benim her şeyimsin. Ya ne yapacaktım?''
Kocaman bir sarılışla ona cevap verdim. Tuvalete girmem gerektiğini söyleyip oraya yöneldim.
Simay'ı aradım.
''Alo?''
''Alo? Ben Ege.''
''Ege, iyi misiniz?''
''Ben iyiyim ama Simay, Mısra'ya çok üzülüyor.''
''Mısra iyi. Toparlanmaya başladı. Böyle devam edemez. Simay'a haber ver merak etmesin abi.''
''Tamam.'' dedi oflayarak.
''Sende sıkma canını. Biz erkeğiz be oğlum.''
''Biliyorum abi de işte Mısra'yı çok seviyordu. İçim burkuluyor.''
''Düzelecek.''
''Umarım.''
''Ben Mısra'nın yanına gideyim. Tek kalmasın.''
''Tamam abi kendinize iyi bakın.''
Telefonu kapatıp lavabodan çıktım. Mısra camdan içeri giren güneşe bakıyordu.
Omzundan tutup, ''Gel.'' dedim. Bana bakıp yatağından kalktı. Elinden tutup balkona çıkarttım.
Güneş tamamiyle üzerimizdeydi. Sarı ışık nur gibi üzerimize parlıyordu. ''Bak.'' dedim güneşi gösterirken. ''Her şeyi unut.''
''Dünya güzel, sen, ben ve biz olduğumuz sürece.''
![](https://img.wattpad.com/cover/23509182-288-k418761.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK SOKAK
Novela Juvenil''Denizden korkmak çok mu saçma? Tüm hayatımı boğup bir kenara atarken.'' Psikolojik sorunları olan liseli bir kızın hikayesi. Sorunlarını unutup yeni bir hayatamı başlayacak? yoksa.. Sorunlarının üstüne sorun yükleyerek mi sorunlarını unutacak? -FH