Genç adam uyumamak için direnirken ellerinin arasındaki elin sargıda olmayan kısmına dudaklarını bastırdı. Üç tırnağını koparmıştı Ersan, vücudundaki yaralar yetmiyormuş gibi. Doktorun Nefesle ilgili söylediği tek şey vardı. Dayanmış olması mucize. Nefes mucizeydi. Tahirin mucizesiydi. Bir şekilde dayanmıştı ve şimdi onunlaydı. Artık onu bırakmayacaktı. Ne olursa olsun koruyacak, sevgisiyle iyileştirecekti. Doğru zamanı yakaladığı anda da kızın habersiz olduğu yıllardan bahsedecekti.
"Tahir?"
Kulağına dolan sesle başını kaldırıp kapıda bekleyen Fırata baktı. İçeri girmek istemediği için onu dışarı çağırıyordu. Nefesi uyandırmaktan korktuğundan başını sallayarak ayağa kalktı. Gitmeden önce parmaklarını saçlarının arasında dolaştırıp duymayacağını bildiği halde "Korkma. Birazdan geleceğim," demeyi ihmal etmemişti.
Psikolojik yardım almaları gerektiğinden bahsetmişti doktor. Hem gördüğü fiziksel şiddet, hem de Alinin anlattıklarından sonra toparlanması zor olacaktı. Polisliği bırakmasının ardındaki sebebin bambaşka olduğunu öğrenmişti. Hayatını mahveden günün bilmediği yanlarını öğrenmişti. En değer verdiği adamın yaptığı hatayı öğrenmişti. Zor olacaktı, hatta çok zor olacaktı. Psikolog hakkında konuştuklarında Fırat Nefesin buna asla razı olmayacağını söylemişti. Sevdiklerinden bile yardım kabul etmeyen biriydi o. Acısını tek başına çekmeyi tercih ederdi. Tahirin düşüncelerini istila edenlerden biri de buydu. Sevdiğini nasıl iyileştirecekti? Anılarına sahip çıkamayarak kendi bile onu yaralamıştı. Ne yararı dokunabilirdi ki?
Odadan çıkıp Fıratın yanına gittiğinde ondaki değişikliğe şaşırmadan edemedi. Göz altları siyah halkalarla süslenmiş, omuzları çökmüştü. Son günlerde yaşananlar Nefesle Aliden sonra en çok onu etkilemiş gibi görünüyordu. Yıllar önce amiri olduğu ekibin başına gelenler sarsılmasına neden olmuştu. Kalbinin bir kısmı Nefes için endişeliyken diğer kısmı da Aliyle ilgili vermesi gereken kararı düşünüyordu. Genç adam suçlunun kaçmasına izin vermişti. Belki üzerinden yıllar geçmişti ancak bu kimliğine ihanet etmiş olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Alinin polis kimliğinden başka hiçbir şeye sahip olmadığı gerçeğini değiştirmediği gibi.
"Bir şey mi oldu?"
"İstanbula dönmem gerekiyor. Müdür olarak yapmam gereken çok şey var. Artık buradan idare edemiyorum."
"Ersan ne olacak?"
"Savaş, Nazlı ve Emre buradaki polislerle birlikte çalışacaklar."
"Nefes?"
"Aliyi zaten kıpırdatamıyoruz. Yanına gelemiyor da, gidemiyor da. Selin ise ikisini de yalnız bırakamıyor, yani Nefesi onlar koruyacak."
"Ersan," diyerek saatlerdir zihninde dolanıp duranları dillendirdi. "Pes etmeyecek değil mi? Nefesi katil ilan etmeden ya da öldürmeden pes etmeyecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Tamamlandı} Ölümle Aşk Arasında|NefTah|
FanfictionÖlüm aşk gibi ansızın çalar kapıyı. Nereden ve nasıl geldiği fark edilmez. Sebebini de anlayamaz insan. Ruhu yorgun insanların sevdiği neden elinden alınır ki? Hikayeler neden yarım bıraklır? Hayaller neden gerçekleşmek yerine onları kuranların boyn...