“Nereye gidiyoruz?”dedim. Elimi sımsıkı tutmuş parmaklarını parmaklarıma dolamıştı. Sanki beni hiç bırakmak istemiyormuş gibi. Gülümsedim. Ellerimizi kaldırdım ve elinin üzerine bir öpücük kondurdum. Bana baktı. Gülümsedi.
“Seni hiç unutamayacağın bir yere götüreceğim.”
“Nereye?”
“Çok önemli bir şey yapacağım ve senin yanımda olmanı istiyorum.”
“Peki.” Yürümeye devam ettik. Boş bir sokakta öylece yürüyorduk. Ona baktım. Keşke bu an hiç bitmese. Hep burada kalsak. Sonsuza kadar yürüsek. Sonunda durdu. Elini elimden çekince kötü bir şeyler olacağını hissettim. Önündeki kapıyı iki eliyle itti ve içeri girdi. Bende peşinden girdim. Kapı arkamızdan kapanınca arkama baktım. Kafamı çevirince Pelin’i gördüm. Onun önünde dizleri üzerine çöktü. Cebinden bir kutu çıkardı. Gözlerimden yaşlar süzüldü. Pelin bana baktı. Kaşını kaldırarak gülümsedi. Ellerimi ağzıma koydum. Hıçkırmaya başladım. Neden? Ben neden acı çekmek zorundaydım? Bir kerede ben mutlu olamaz mıydım? Geri geri yürüdüm. Kapı açılınca geri düştüm. Derin bir nefes alarak uyandım. Nefeslerim boğazımda düğümlenmişti. Uykumda ağladığım belliydi. Yanaklarım ıslaktı. Doğrulmaya çalıştım. Ölüyormuş gibi sesler çıkarıyordum. İlacım. İlacım nerede? Oda hala karanlıktı. Hiçbir şey görmüyordum. Annem seslerimi duymuş olacak ki ışığı açarak odaya daldı. Hemen çekmecelerimi karıştırdı ve ilacımı buldu. İlacı ağzıma koydu. Elini sımsıkı tuttum. Sprey boğaz yollarımı açarak boğazımda ilerledi ve nefes aldım. Gözlerimden yaşlar süzüldü. Annem belki de yıllar sonra ilk defa beni ağlarken görmüştü. Kafamı omzuna gömdüm. Ve ilk defa onun omzunda ağlıyordum. Canım çok acıyordu. Onu çok seviyordum. Allah’ım ne zaman bitecekti bu acı? Lütfen. Ya içimdeki ona olan aşk bitsin ya da o benim olsun. Ben bu acıyı daha fazla kaldıramazdım. Ne ben ne de ciğerlerim. Böyle gidemezdi. Allah’ım. Ben böyle devam edemezdim. Ne yapacaktım? Ben her kız gibi evlenmek ve çocuklar yapmak istiyorum. Ama sevdiğim adamdan. Başka adamın kollarından uyurken onu mu düşünecektim? Bu böyle olmazdı. Ona açıklamalıydım. Yakınımdaydı. Onu her gün görüyordum. Ona artık açıklamalıydım. Sonucu ne olursa olsun açıklamalıydım. Annemin kollarından ayrıldım. Bana baktı.
“Neden ağlıyorsun?”dedi. Bende o muhteşem ve tek yanıtımı verdim.
“Yok bir şey.” Yatağa uzandım. O da odadan çıktı. Uzun süre öylece baktım. Hiçbir şey düşünemedim. Kafam çok doluydu. Öylece duvara bakarak uykuya daldım.
Gözlerimi açınca aklıma dün gece olanlar geldi. Lanet olsun. Ben nasıl böyle bir şey yaparım. İlk defa böyle bir şey yaşamıştım. Annem şimdi öğrenene kadar peşimi bırakmayacaktı. Sürekli neden ağladığımı soracaktı. Bu gittikçe can sıkıcı bir hal alacaktı. Umarım sonunda çıldırmazdım ve bugün cumartesiydi. İlk defa hafta sonundan nefret ettim. Annem odaya girdi ve bana baktı. “Uyandın mı?”dedi. Sanki uyandığımı görmüyordu. Annem böyle soruları çok sorardı yani. Mesela eve geldiğinizde “Geldin mi?”derdi hep. Çok saçmaydı. Zaten geldiğimi görüyordu. Bir de her şeyi unuturdu. Doktorlar B12 vitamini eksik olduğu için demişlerdi (bende de vardı). Bir ara vitamin aldığında hiçbir şeyi unutmuyordu. Ama sonra vitamin almayı bıraktı. Neden tahmin edin? Evet. Çünkü paramız yoktu. Hep böyledir. Bizim hiç paramız olmaz. Hayatım boyunca hep bunu çekmiştim. Annemler bana sürekli dışarı çık, gez, dolaş derlerdi. Düşünebiliyor musunuz? Başkalarının anneleri bunu demezdi. Ama benimkiler hep böyle farklıdır. Neyse. Ayda yılda bir kez dışarı çıktığımda ise bana zor para verirlerdi. Bu hep böyleydi. Ailede en çok hayatını yaşayan abimdi. O hiç bunları düşünmezdi. Sürekli dışarı çıkar gezerdi. Tabii parayı annemden alırdı. Nasılsa biricik oğluydu. Abim anneme çok yalanlar söylemiştir. Hatta öyle şeyler yaptı ki ben bile söylemeye utanıyorum. Ama annem hala onu el üzerinde tutar. Kendisi şuan il dışında. Okumaya gitti. Tabii o gidince bende özgürlük bayrağımı çekmiştim. Tüm oda bana kalmıştı. Bu saçma düşüncelere neden daldığımı bilmedim. Bazen öyle aklıma gelirdi. Hatta bazen yolun ortasında bile gelirdi. Yolun ortasında gözlerim dolardı. Hemen duygusallaşabilirdim. Çok kırılgan bir kızdım. Ama zaten kadınların hepsi çok kırılgandırlar. Ama ben aşırıydım sanırım. Yani kavga ederken veya düşünürken bile hemen ağlayabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Nefes Aşk
Teen FictionBirinci Kitap: Bir Nefes Aşk İkinci Kitap: Bir Nefes Karanlık Üçüncü Kitap: Bir Nefes Umut ... Çobanyıldızı'nın ilginç bir hikayesi vardı. Zamanında çok yakışıklı bir çoban varmış. Bu çoban bir gün koyunlarını otlatıp türkü söylerken zamanın nasıl g...