Bölüm 1 ~ Yalnızlık

1K 82 22
                                    

Gözlerimi açtım ve açar açmaz o geldi aklıma. Bu hayatımda en çok sevdiğim şeydi. Gözlerimi açar açmaz aklıma onun süzülmesi. Tavana bakıp aptal aptal sırıttım. Şuan burada olmasını o kadar çok isterdim ki. Yatakta yan döndüm. Ellerimi vücuduma sardım. Gözlerimi kapadım. Bunu genellikle yapardım. Tamam. Her sabah yapardım. Kendime sarılırdım ve onun bana sarıldığını düşünürdüm. Bir süre sonra yanımda olduğunu hissederdim. Bana sokulup başımdan öptü.

“Okula gitmek istemiyorum.”

“Neden? Beni göreceksin. Beni görmek istemiyor musun?”

“İstiyorum. Seni görmeyi çok istiyorum. Ama seni başka biriyle görmeyi istemiyorum.”

“Üzgünüm.”

“Sorun değil.” Kapalı gözlerimden yaşlar süzüldü. Gözlerimi açtım. Ellerimi sardığım vücudumdan çekip yatağın kenarına koydum. Yatağın yanındaki komidinden telefonumu aldım. Facebook'a girdim. Onun fotoğrafına bakmak istiyordum. Aslında fotoğraflarım onunkilerle doluydu ama belki yeni bir tane atmıştır. Onun profiline girdim. Aşağıdaki fotoğrafa baktım. Gözlerimden yaşlar daha çok süzülmeye başladı. Hemen sayfadan çıktım. Telefonu yatağın üzerine koydum. Yastığımı sıktım ve daha çok ağlamaya çalıştım. Boğazım çok acıyordu. Ama sesli ağlarsam annemler duyabilirdi. Gözlerimi kapatınca fotoğrafı gördüm. Ona sarılmıştı. Başından öpüyordu. Onu seviyordu. Annemin ayak seslerini duyunca hemen kapıya arkamı döndüm. Sakinleşmeye çalıştım. Gözlerimi sildim. Annem odaya girdi.

“Gamze kalk hadi. Okula geç kalacaksın.”dedi. Kafamı salladım. Odadan çıktı. Yataktan indim. Ben her gün onu düşünürken o benim kim olduğumu bile bilmiyordu. Pencereyi açtım. Serin hava suratıma esti. Mart ayındaydık. Havanın nasıl olacağı pek belli olmuyordu. Bugün epey rüzgarlı görünüyordu. Derince nefes aldım. Belki de hasta numarası yapmalıydım. Özellikle dün kafeteryanın ortasında bağırdıktan sonra... Bu çok utanç vericiydi. Benim tam bir geri zekalı olduğumu düşünecekti. Düşündükçe delirecek gibi oluyordum. “Gamze hadi!”diye bağırdı içerden annem. Oflayarak derin bir nefes verdim. Dolabımı açtım. Pijamalarımı çıkardım. Krem rengi etek pantolonumu ve beyaz ince çorabımı giydim. Üzerine uzun kollu okul tişörtümü giydim ve kollarını dirseğime kadar sıvadım. Pijamalarımı dolaba koyduktan sonra banyoya geçtim. Saçlarımı taradım. Sonra düzleştiriciyle üzerinden geçtim. Banyodan çıkıp mutfağa geçtim. Masaya oturdum. Annem çayımı koyarken bana baktı. “Ne o suratından düşen bin parça.”dedi.

“Yoo.” Söyle hadi. Söyle. Ya kızarsa. Kesin kızardı.

“Gözlerin şişmiş. Gece yine mi bilgisayardaydın?”

“Yok. Uyuyamadım.”

“Neden?”

“Biraz hastayım sanırım.”

“İyi görünüyorsun.”

“Okula gitmek istemiyorum.”

“Gideceksin. Bir şeyin yok. Ayrıca o okula o kadar para ödüyoruz.” Sizin zaten düşündüğünüz tek şey para. Zaten benim ne istediğimi düşünmezsiniz ki hiç. Ben neler çekiyorum hiç kimsenin umurunda değil zaten. Nefesim hızlanmaya başladı. Kendimi durdurdum.

“Peki.”deyip sessizce konuyu kapattım. Hep böyle yapardım. İçimden bağırmak, haykırmak gelirdi ama sadece 'Peki.'deyip konuyu kapatırdım. Yapım böyleydi. Hiç kavga edemezdim. Kavga etmeye başlayınca ağlamaya da başlardım. Sinirden ağlamak dedikleri bu olsa gerek. Ve evet. Bundan çok ama çok nefret ediyordum. Çünkü ağlamak bana yasaktı. Kahvaltımı hızla yaptım. Zaten sabah pek yiyemezdim. Ama yinede bir şeyler atıştırmak gerekliydi. Alışkanlık olmuştu işte. Kahvaltıdan sonra odama gittim. Çantamı aldım. Çantamı da hep önceki akşam hazırlardım. Bir diğer alışkanlık. Çantamı açıp bir kere daha baktım. Unuttuğum bir şey var mı diye. Böyle bir şeyleri çok unuturdum. O yüzden evden çıkmadan önce bir iki dakika bir şey unuttum mu diye düşünürdüm. En önemlisi ilacımı almayı unutmamalıydım. Çantama uzun süre bakıp bir şey unutmadığıma emin olduktan sonra tekrar kapattım. Masamdan parfümümü alıp üzerime boşalttıktan ve sonrasında öksürdükten sonra gitmeye hazırdım. İnce yağmurluğumu giyip kapıya geçtim. Ben ayakkabılarımı giyerken annem de beni uğurlamaya geldi. Çantamı aldım.

Bir Nefes AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin