Bölüm 4 ~ Tanışma

800 57 20
                                    

(Bu bölümü okumanız için o kadar heyecanlıyım ki. Tamam tamam. Hadi hemen okuyun ve bana neler hissettiklerinizi yazın.)

Mağazadaki günlerim iyi geçiyordu. Yani iyi gibiydi. Ne biliyim işte. Bazen gitmek istemiyordum ama bazen de evden kaçtığım annemlerden kurtulduğum için mutluydum. Mağaza eve çok yakındı. Yürüyerek gidiyordum. Normal insan yürümesiyle on beş dakika sürüyordu. Benim kaplumbağa yürüyüşümle yarım saatti. Yolda mağazaya doğru yürürken kendi kendime sırıttım. Sonra insanların görüp beni deli sanmasını istemediğimden gülümsememi tuttum. Geçen hafta (Pazartesi gün Pelin'le olan atışmamız hariç) iyi geçmişti. Yani sakindi. Mağazada işte iyi geçiyordu. Böylesi daha iyiydi. Mağaza da ilk günüm bol tanışmalı geçmişti. İsimleri anca üçüncü dördüncü gün ezberleyebilmiştim. Mağazanın en kötü yanı sürekli ayakta durmaktı. Ben de yorulunca tuvalete gidiyordum. Biraz oturup telefondan nete giriyordum. Fazla dikkat çekmeden çıkıyordum sonra. Ayrıca bu hafta çok iyi bir şey olmuştu. Ventolinimi kullanmak zorunda kalmamıştım. Yani Pazartesi hariç tabii. Ondan sonra kullanmadım. Günlerim gayet normaldi. Umarım bu normallik hep devam ederdi. Ventolinimi bu kadar sık kullanmam hiç iyi bir şey değildi. Yaşamalıydım ve daha hamile kalacaktım. Bunu çok araştırmıştım. Eğer ventolinimi haftada bir kez falan kullanırsam hamilelikte pek sorun çıkmazdı. Sadece diğer kadınlardan daha hassas olacaktı ve doğum iznine daha erken çıkacaktım. Bunları onunla yapmayı çok istiyordum. Bazen ondan hamile kaldığımı ve elimi tutarak beni hastaneye yetiştirdiğini hayal ederdim. Ağlar mıydı acaba? Bazı erkekler ağlardı. Yani benim babam ağlamış. Derin bir nefes aldım. Çocuğunun babası o olmayacak Gamze. Onu düşünme. Başka birine aşık olabilirsin. Olacaksın. Sonuçta kendimi kandırmakta iyiydim. Kendimi başka birine aşıkmışım gibi de kandırabilirdim. Sonunda mağazaya vardığımda kasaya gidip "Selam."dedim.

"Hoş geldin."dedi kasadaki Selin. Selin yirmi beş yaşında genç bir kızdı. Evli falan değildi. Üniversiteyi iki yıllık şimdi hatırlamadığım bir okulda okumuştu. Çok sevimli bir kızdı. Ayrıca çokta pozitifti. Bu işi iyi yapıyordu. Müşterilere karşı çok kibardı.

"Hoş bulduk."dedim ve çantamı kasanın oradaki dolaba koydum.

"Şurada bazı elbiseler var. İlk olarak onları yerine koyarsan çok sevinirim. Bugün biraz kalabalığız. Sonra müşterilerle ilgilen."

"Tamamdır."dedim. Elbiseleri aldım. Cidden bugün kalabalıktı. Neden böyle kalabalıktı anlamamıştım. Belki de Cumartesi günü ve hava çok güzel olduğundandır. Kalabalık olması iyiye işaretti ama. Elimde elbiselerle yürürken kabinlerin orada müşterilerle konuşan Kübra'yı gördüm. Elimi kaldırıp selam verdim. O da bana aynı şekilde selam verdi. Kübra da benim yaşlarımda (liseyi bitirmiş) bir kızdı. İnsanlarla iletişi çok iyiydi. Üniversiteyi bu sene kazanamamıştı ve tekrar hazırlanıyordu. Aynı zamanda çalışıp dershane parasını çıkartıyordu. Elbiselerden bir kaçını yerlerine astım. Müşterilerden biri astığım elbiseye baktı. Arkama dönüp ona baktım. Arkama bakarak yürürken bir anda birine çarptım. Elimdeki elbiseler yere düştü. Hemen dizlerimin üstüne çöktüm. Kahretsin kirleneceklerdi.

Hızla elbiseleri toplarken bana çarpan kişi "Özür dilerim."dedi.

Ben de aynı anda "Benim hatam."demiştim. Bir an öylece durdum. Kalp atışlarım hızlandı. Nefesim kesildi. Elbiseleri hemen koluma aldım. Kafamı korkarak kaldırdım. O da dizleri üstüne çökmüş bana bakıyordu. "Sen..."dedi. Kaşlarını çattı. O kadar... güzeldi ki. Onu bu kadar yakından görmek nefesimi kesiyordu.

"Ben?"dedim. Konuşabildiğime sevinmiştim. Çünkü zor nefes alıyordum. Sonra kendi görüntümü düşündüm. Gözlerimin altı şiş falan olmalıydı. Evden çıkarken sadece eyeliner sürmüştüm (eyeliner'sız yaşayamazdım). Kahretsin. Çok çirkin olmalıydım. Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına attım. Onu görmemi engelliyordu. Ayağa kalktım. O da kalktı. Elbiseleri yerine astım. Tüm bu süreçte bana baktı. Benimse yanaklarım kızarmış olabilirdi. Vücudumun ısısı yükselmişti. Sonra aklıma çalışmamak istediğim geldi. Ah. İyi ki başlamışım. Eve gidince hiç yapmadığım bir şey yaparak anneme sarılacaktım.

Bir Nefes AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin