ೃahsen

395 67 18
                                    

Kasım 1977

"Gözlerin gözlerime değince,
Felaketim olurdu ağlardım."

Havalar iyice ısınıyor, sokaklarda çocuk sesleri daha çok duyulmaya başlıyordu. Çiçekler açmış, ağaçlar beyaza bürünmüştü. Taehyung onları izlemeyi çok seviyordu. Köşke gidip Namjoon'la buluştuğu günü aklından çıkaramıyordu. Çıkarmak istemiyordu doğrusu. Her an gözünün önüne geliyordu Namjoon'un koyu siyah gözlerini kısarak onun ellerini tutması ve ellerini nazikçe beline yerleştirmesi. Ne de nazik tutmuştu Taehyung'ın belini. Sanki kutsal bir emaneti taşıyormuş gibi nazik ve duygulu.

Taehyung artık bir şeylerdeb emin olmak istiyordu. Namjoon'un bu hareketi onu arkadaştan daha farklı bir şekilde sevdiğinin bir göstergesi olabilir mi diye düşünüyordu. Aynı zamanda bunun imkansız olduğuna inanan yönü ağır basıyordu kalbinde. İstiyordu, o da Namjoon tarafından aynı kendisinin onu sevdiği gibi sevilmek istiyordu. Nasıl o, Namjoon'un yanında olmak ve ona doyasıya bakmak istiyorsa, Namjoon'da öyle istesin diye içinden dualar ediyordu. Bazen ise bencil olduğunu düşünüyordu Taehyung.

Ya gerçekten Namjoon'un sevgisi sadece bir dost sevgisiyse. Ya da sadece kendinden küçük bir çocuğa gösterdiği merhametten ileri değilse? İşte tam da bundan korkuyordu Taehyung. Duygularını gün yüzüne çıkarırsa onu büsbütün kaybetmekten korkuyordu. Onu bir daha görememekten, ona dokunamamaktan ölesiye korkuyordu. Onsuz bir yaşamı hayal edemiyordu, tabiri caizse aklı almıyordu kendini onsuz.

Günler böyle birbirini kovalayıp duruyordu. Ve yine Taehyung'ın Affan Dede'in bakkalının önüne oturup çiçek açan ağaçları izlerken türlü hayaller kurduğu bir anda, Affan Dede'nin en büyük oğlu çıkagelmişti. Taehyung onu uzaktan gördüğünde bile moralinin olmadığını fark etmişti. Suratı sanki bundan sonra gülmemeye yemin etmiş gibi asık, cansız ve renksizdi. İşte Taehyung o an, kalbinden vücudunun her yerine saplanan ince sızıları hissetti. Bir şey olmuştu, kesinlikle bir şey olmuştu ve Alec bunu haber vermeye geliyordu. Taehyung içinden dualar etse bile biliyordu, Alec ona son derece üzücü bir haber getiriyordu.

"Ufaklık ?"

Taehyung sıkıntıyla ayağa kalktı. Kalbi yerinden çıkacak gibiydi. Eli istemsizce kalbine gitmişti. "Bir şey mi söyleyeceksin ?"

Tabikide bir şey söyleyeceğini biliyordu ama Alec konuşamayacak kadar üzgündü. Ondan bir cevap gelmeyince tekrar konuşmaya başladı. "Alec, söyle. Ne oldu ?"

Alec artık gözlerinde soğumasını beklediği sıcak göz yaşlarına karşı gelememiş ve yanaklarından süzülmesine izin vermekten başka çare bulamamıştı. Dudaklarından tek bir kelime düştü.

"Öldü."

❁ཻུ۪۪⸙ ͎.

Taehyung içinde biriken acıyı nereden çıkaracağını bilemiyordu. Ona masallar söyleyen, çikolatalar veren Affen Dede ölmüştü. En önemlisi ise annesiyle babası tartıştığında ona kol kanat gerip, moralini düzeltmek için şamatalık yapan Affan Dede artık yoktu. Ölmeden önce çocuklarına bir mektup yazmış ve o mektupta Taehyung'dan bahsetmişti. 'Eğer ölürsem küçük evladım Taehyung'a bakkalda kalan bütün çikolataları verin.'

nüktedan ;vmonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin