ೃruhan

320 49 46
                                    

Şubat 1987

"Güneşimi kaybettim,Gözlerini görmem gerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Güneşimi kaybettim,
Gözlerini görmem gerek."

Taehyung nehirde olanlardan beri kendini uçuyormuş gibi hissediyordu. Mutluydu, seviliyordu, sevdiği kişi tarafından özlediğini biliyordu. Önceden sadece yanına oturmaya bile çekindiği sevdiği, şimdi onu özlüyor ve hatta ona bir şiir bile yazmıştı. Gerçekten mutlu hissediyordu fakat yine kalbinin sesi kafasını karıştırıyor, hissettiği mutluluğun üstesinden gelmeye çalışıyordu. Namjoon'la yaşadıkları bu şeyi, anne ve babasından saklamak kendini kötü hissettiriyordu.

Bu zamana kadar onlara hiç yalan söylememişti. Şimdi ise, onların gözünde yalancı bir evlada dönüşmenin düşüncesi bile korkutucuydu.

Gözleri penceresinden sokağa döndü. Ne bir ses ne de bir yaprak kıpırtısı vardı sokakta. Kaldırımlar boştu, evlerin ışıkları sönük. Sokak lambaları birden yanmıştı. Boş kaldırımlar sarının bir ton daha kapalı olan sokak lambalarının rengiyle bürünmüştü. Taehyung'ın gözleri evlerinin karşısındaki dükkana çarptı. Kapısı kapalı, kulübe gibi küçücük bir dükkan. Affan Dede'nin bakkalıydı o dükkan. Önünde ne bir çocuk, ne de ses yaratacak herhangi bir şey vardı. Bir ruh gibi sessizce kenara çekilmişti sanki. Affan Dede'nin ölümü ile orası da kendini onun ruhuyla uğurlamıştı.

Gözleri biraz daha ötelere bakmak istedi. Biliyordu ki, ne kadar uzağa bakarsa baksın, gözleri Patrick'in köşkünü görebilecek kadar iyi değildi. İçten içe aklını kemiren bir düşünce vardı. Neden Namjoon'u bu kadar çok severken, onu sadece köşke gitme imkanı olduğunda veya gizli saklı görebiliyordu? Neden onun elini tutamıyordu özgürce? Onunla şarkılarını mırıldanarak nehire inmek, ne de güzel olurdu.

Fakat yapamazdı. Aralarındaki o bağ birbirlerine ne kadar nadide ve güzel gelsede etraftaki insanların çoğu bu konu hakkında iyiye yoracak fikirler beslemezlerdi. Beynini kemiren düşünceleri hafifletmek adına, siyah kaplı defterinin başına oturdu.

"Korkuyorum.
Öyle mutluyum ki, öyle ele avuca sığmaz bir şekilde atıyor ki yüreğim. Bu kadar mutlu olmak insanı korkutuyor. Şu küçücük hayatımda öğrendim ki, hayat ancak senden bir şeyler alacağı zaman böyle mutlu olmana müsade ediyor. Yanılıyor muyum, bilmiyorum.
Bugünlerde düşüncelerim kalbimle hiç benzeşmiyor. Kalbim, sadece Namjoon'u isterken, beynim bundan daha fazlası neden olmasın diye bir baskı uygulamakta. Fakat bunu nasıl yapabilirim?
Biliyorum, uzun zamandır sakladım. Annemden, babamdan. Ne derler, ne düşünürler? İnan bilmiyorum, hayal bile edemiyorum tepkilerini. Çok korkuyorum, Namjoon'la aramıza bir şey set gerilmesinden çok korkuyorum. Ki böyle bir şey olursa, o set benim yüreğimin kapılarına konmuş olur. Namjoon'dan başka birini kabul etmemeye yeminli gibi."

nüktedan ;vmonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin