Mayıs 1987
"Yüzüne bakınca içim tutuşur,
İçime bir kızıl kor gelir gider.
Geçtiğin sokaklar şavkınla ışır,
Bastığın toprağa nur gelir gider. "Taehyung, Namjoon'u kolundan tutup kendi mahallelerine götürmek üzere köşkten çıkarırken Namjoon geriye dönüp köşkteki açık kapakları birer birer kilitlemişti. Büyüklü küçüklü onlarca kapıyı kapatıp kilitlemek biraz uzun sürmüştü, Taehyung'da bu arada bahçedeki çiçeklere su vermişti. Namjoon, kapıları kilitleyip Taehyung'ı bulmak için bahçeye çıktığında, onu çiçeklerin arasında ve elinde çiçeklere su vermek için su doldurduğu çiçek suluğu ile görmüştü. Dizlerini hafif kırıp yere çömelmişti ve her bir çiçeğe yapraklarına dokunarak su veriyordu. Onları öyle narin tutuyordu ki, Namjoon bu narinliğe bakarken kendini bir pamuk gibi hissetmişti. Taehyung, arkasında onu izleyen Namjoon'u fark ettiğinde suluğu aldığı yere geri bırakmış ve ellerini üzerine sürtmek için bedenine yaklaştırmıştı. Ellerindeki suyu üzerine sürterken Namjoon'un tepkisini ölçmek için baktı. Yüzünde hafif bir tebessümle onu bekliyordu.
Taehyung, ona kendi mahallelerine gideceklerini söylemişti ama hiç Namjoon'a gelmek isteyip istemediğini sormamıştı. Daha doğrusu, onu mahallesine götürmek istemekte hiç aklında yoktu. Bu bir anda belirmiş bir fikirdi. Üzerinde düşünülmeden söylenmiş bir cümle. Annesinin ne tepki vereceğini de bilmiyordu. Sadece Namjoon'a kendi hayatını göstermek istiyordu. Onu, onun için endişelendiği, onu özlediği ve onu düşündüğü yerlere götürmek istiyordu. Şimdi ayağa kalkıp yürüse Namjoon onu arkasından takip edecek ve birlikte oraya gideceklerdi.
Köşkün mutfağı bomboştu. Taehyung onu kendi evine götürürse belki annesi ona sıcak yemek yapardı. Namjoon'un uzun zamandır yemek yemediği belli oluyordu. Yanakları eskisi gibi değildi. Annesi belki yalnız olduğu için Taehyung'ın onu eve getirme fikrini hoşnutlukla karşılayabilirdi. En azından öyle umuyordu Taehyung, kötü bir tepki şuanda istediği sona şeydi. Aklından kötü bir şey geçirmemeye çalışarak Namjoon'a baktı.
"Benim dünyama gidiyoruz Namjoon. Seni düşünerek saatlerini geçirdiğim yere, aklımda senin teninin sıcaklığı varken karın altında yürüdüğüm sokaklara götürüyorum seni. Benim için orası tam anlamıyla sensin. "
Namjoon mahçupça gülümsedi. O kadar güzel konuşuyordu ki, sesi o kadar kırılgandı ki Namjoon elleirini onun yanaklarına koyup öpmek istemişti. Ona 'benim dünyam tam da karşımda' demek istesede bunu yapmamıştı çünkü, eğer söyleseydi Taehyung'ın yanakları bir pamuk şeker gibi pembeleşirdi. Ve Namjoon'un bu görüntüyle baş etmesi bir hayli zor olurdu. Derin bir nefes aldı. "Gidelim, arkandan geleceğim. Senin yolun benim yolum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nüktedan ;vmon
Short Story" Umarım kolların hâlâ güçlüdür. Sen geldiğinde omuzlarına öyle bir sarılacağım ki güçlü kolların bile beni tutmakta zorlanabilir. Seni seviyorum saklı çocuk " -Özlemiş bir Taehyung. •fairytale