Kasım 1970
"Affan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne adım,
Bilmiyorum kim olduğumu."Mahallenin eski , yıkık dökük binalarının arasında çocukların bağırışları, bağırışlardan rahatsız olan insanların camlara çıkıp sokaktakilere ettiği beddua ve her türlü küfürler yankılanıyordu. Gariptir ki bu ortamı daha da neşeli yapıyordu.
En son arkadaşının yakasını tutup çekmiş ve fazla asıldığı için onu yırtmış olan çocuk, kendini ona affettirmek için bakkala kadar adımlamış ve kurnazca bakkala girivermişti. Sahibin öğle uykusunun derin olduğunu biliyordu bu mahallede herkes, gözlükleri burnunun ucuna kadar düşmüş, saçları ise arkasında yaslandığı kumaşları yıpranmış kanepeye dökülüyordu. Çocuk sinsi adımlarla ilerledi ve elini çikolatalarla dolu olan kutuya attı. O zamanlar çikolata bulmak zordu, hele böyle bir mahallede çikolata yemek bir lüks sayılırdı.
Annesinin dilinden kaçan Taehyung, ondan bir yaş büyük olan Edison'u fark etti. Tam da o an attığı çığlık yaşlı adamı yerinden sıçratmıştı. Yaşlı adam gözlerini açar açmaz elini çikolata kutusuna atıp, kutuyu geri çekti. Bakkaldan dışarı fırlayan Edison'u gören çocukların kahkaha ve sebepsiz çığlıkları duyulmaya başlamıştı. Yaşlı adam bundan şikayetçi olmuyordu çünkü duyduğu ve duyabileceği tek ses bu şen çocuk kahkahalarıydı. Evinde yalnız yaşıyor, eşini dört yıl önce ağır bir hastalıktan kaybetmenin matemini içinde tutuyordu. Onu neşelendiren tek şey bu seslerdi, şen çocuk sesleri. Adı Affan'dı. Bazen sokaktaki çocukları etrafına toplar, masallar anlatırdı. Onu büyük küçük herkes sever ve Affan Dede diyerek seslenirlerdi.
"Aferin sana, demek benim yerime etrafı kolaçan ediyorsun. "
Küçük çocuk Taehyung, biraz utangaçtı. Bakkalcı Affan Dede küçük bir tebessümle karşılık verdi. Taehyung, insanların onu övmesini pek sevmezdi ama göze girecek hareketler yapmayı da severdi. Tıpkı az önce Edison'u planını bertaraf ettiği gibi. Şimdi burada değil annesinin dizleri dibinde oturup bugün ona okulda verilen kitapları okuması gerekiyordu. Açıkçası Taehyung, Pastör Okulu'ndan ayrılıdan beri kitap yüzü açmamıştı. Çünkü Pastör Okulu onu hiç yormuyor, akşam eve geldiğinde bacaklarını uzatıp yatıyordu. Şimdi ise farklıydı. Hocasından nefret ediyordu çünkü o her gün birer kitap veriyordu ve Taehyung bundan nefret ederdi. Annesini dinlenemez, eve gittiğinde yiyeceği sopayı hesaplamazdı. Çok düşünen bir çocuktu ama şimdiye kadar hiç kimse onun zekasını fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nüktedan ;vmon
Cerita Pendek" Umarım kolların hâlâ güçlüdür. Sen geldiğinde omuzlarına öyle bir sarılacağım ki güçlü kolların bile beni tutmakta zorlanabilir. Seni seviyorum saklı çocuk " -Özlemiş bir Taehyung. •fairytale