silent scream

2.9K 328 199
                                    

Herkese tekrardan merhaba, ben Gece.

Konuşacak pek bir şeyim yok. O yüzden oylar verildiyse bölümümüzü okumaya geçelim dostlarım.

Keyifli okumalar.

-

Saatlerdir Jongin'i dinlemekten ağrıyan başımı ellerimin arasına aldım ve sanki sorumluluklardan beni kurtaracakmış gibi derin bir nefes verdim.

Tüm bu illegal işlerle uğraşmak şimdiden beni tükettiyse geri kalanında ne olacak bilemiyordum. Düşünmek de istemiyordum.

Bu çetede olup biten her şeyden, Eunwoo'nun sırlarından haberim vardı bu yüzden sıfırdan başlamam gerekmemişti. Bu da beni neyseki daha büyük baş ağrısından kurtarmıştı.

Birkaç soğuk telefon görüşmesinin ardından tüm yeraltının benden haberdar olduğunu biliyordum. Tek sorun kendi adamlarımın beni liderleri olarak sayıp saymayacaklarıydı.

Gömleğimin kollarını sıvayıp arkama yaslandım ve koltukta dönüp kafamı boşaltmaya çalıştım.

"Benim lider olmamı nasıl karşılıyorlar?" Jongin yeni boyanmış kumral saçlarını geriye atıp karşımdaki koltuğa oturdu.

"Herkes Eunwoo'yu öldürdüğünden haberdar olduğu için sana saygı duyuyor." Başımı hırsla iki yana salladım.

"Yeterli değil. Korktukları için saygı duymamalılar. Bu sadakat değil." Jongin beni onaylarcasına kafasını salladı. "Her şey zamanla olacak Minho."

Zaman. İpleri elimden bırakıp teslim ettiğim ve sabrımı tüketen siktiğimin zamanı.

Ayağa kalkıp içimi yiyip bitiren şeylerden sıyrılmak için odada ileri geri yürürken saçlarımı karıştırıyor, hangi soruna çözüm arayacağımı bile bilmiyordum.

"Bir haftadan fazla zaman geçti, Jisung ile aranda ne oldu bilmiyorum ama çeteden alacağımız olduğunu ve bunun seni durdurmaması gerektiğini bilmelisin." Evet, Calabria'nın en büyük sorununun Jisung ve grubu olduğunu biliyordum. Yıllardır.

Gözleri etrafta dolanmama rağmen üzerimden ayrılmadan, "Zaten Eunwoo'nun ölümü bize vakit kaybettirdi. Yarın öbür gün zayıflıktan faydalanıp eskiler için kapının önüne dikilecekler," diye devam etti Jongin.

Kollarımda hala izi görünen yaralara baktım. Eskiler için çoktan intikam almışlardı. Ya da aldıklarını sanıyorlardı. Çünkü bir insanı öldürmeyen acı, fiziksel ya da ruhsal fark etmez, onu güçlendirirdi.

Jisung'a git dediğim gün mantığımla hareket ettiğim gibi bugün de mantığımla hareket etmeye çalışıyordum. Fakat yapamıyordum. Kapısının önüne gidip kollarına atlamak ve sıcaklığına gömülmek için her şeyi yapmaya razıydım.

Bunları bir kenara süpürüp kendimi toparladığımda, "Malları ne zaman yola çıkartıyorlar?" diye sordum. Sesim istediğim gibi duygularımı gizlemişti.

Nihayet olaylarla ilgilenmeme sevinmiş gibi, "Bu gece. İçerideki adamlarımızdan haber geldi," dedi. Jongin'in karşısındaki koltuğa oturdum ve yüzünü incelemeye başladım.

"Güvenlik önlemi ne derecede ve kaç silah var? Değer mi yoksa çöpten bile bulabileceğimiz türden mi?" diye sordum masaya doğru eğilerek.

"Güvenlik önlemleri sıkı ama aşabileceğimiz türden ve olası tuzakların hepsini önceden biliyoruz. İçlerinde ağır ateşli silahların da bulunduğu değerli türler var." Nefes alıp kendinden emin bir şekilde konuşmasına devam etti.

voices Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin