Bugüne kadar birlikte çok iyi işler çıkarmışlardı.Yolun sonuna gelmişlerdi ve Aditi karşısında onu merakla dinleyen polise her şeyi en başından anlatmıştı. Nasıl olur da böyle basitçe yakalanmışlardı.Ufak da bir yalan söylemişti o adamlarınonlara zorla bu işi yaptırdığını anlatmıştı. Artık odada sessizlik hakimdi söylenecek hiç bir şey kalmamıştı. Aditi zemini inceliyor kafasını kaldırıp bakamıyordu bu sessizliğin getireceği karardan korkuyordu ama kurtuluşuylarıydı belki bu bundan sonra huzurlayaşacaklardı. Buralardan aldıkları parayla çıkıp gideceklerdi. Pişman değildi vicdanını bu hayaller rahatlatıyordu. Nanhe'yi ele verdiğini düşünmüyordu.
İki gün sonra büyük bir teslimat olacaktı. O gün mafyayı basıp oradakiherkesi tutuklayacaklardı. Polis Aditi'ye yapması gerekenleri anlattı planlar yapıldı. Polis tehdit edercesine tek kaşını kaldırdı ''Eğer kaçarsan ikinizi de diğerleriyle birlikte hapse attırırım. Plan kusursuz işlemeli.'' Aditi bu tehdit karşısında ürperdi. Hapse girme düşüncesi değil de Nanhe den ayrı kalma düşüncesi korkutmuştu onu. Kafasını salladı yardım edeceğim der gibi. Polis Aditi'nin bu saf haline üzülmüştü. Bir kuş gibi ürkek kalbi vardı. Kalkıp kapıya doğru yürüdü Aditi polisi takip ediyordu. Kapıyı açtı ''Şimdi hiç bir şey olmamış gibi evine git. Asla kimseye bahsetme. Sana güveniyorum.'' dedi polis gülümseyerek ve ekledi ''Seni 2 kişi takip edecek hareketlerine dikkat etsen iyi olur.''dedi arkasını dönüp masasına doğru yürüdü.. Aditi kapıdan hızla çıkıp bahçeye çıktı. Uzun zamandır o odadaydı. Dışarıda ki tüm oksijeni ciğerlerine çekti ve çok acıkmıştı.Aklına Nanhe geldi hemen eve gitmeliydi çok fazla uzak kalmışlardı çoktan telaşlanmış olmalıydı ve bu durumu çakmaması lazımdı. Güneş batmak üzereydi hemen eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı arkasında sabah onu takip eden 2 sivil polis vardı. Artık kaçışı yoktu olan olmuştu ama sonu mutluluğa bağlanacaktı bunları düşündükçe yüzüne saçma bir tebessüm oturuyordu. Bunun yanında korkuyordu da içinde huzursuzluk vardı. Tek korktuğu Nanhe'yi kaybetmemekti.
Küçük harabe bir evde kalıyorlardı. Yağmurlardan korunmak için çatıyı, etrafını naylonlarla kapatmışlardı.Nedense burada uzun süre kalmışlardı. Kimse onları burada bulamazdı. Bu yıkık dökük evde kimse yaşayamazdı. Dışarıdan ne kadar korkunç gözükse de içerisi huzur verirdi Aditi'ye. Çünkü o evde Nanhe vardı. Birlikte yapmışlardı bu naylonları çatıya sabitlerken ne eğlenmişlerdi. Gözünün önünden aktı bir anda o sahne.Evin kapısı yoktu sadece örtüyle kapamışlardı.Örtüyü kaldırıp içeri daldı. Nanhe evdeydi oturduğu minderden sinirle ayaklandı ''Neredesin sen sabahtan beri yoksun''. Aditi ilk defa soğukkanlı duruyordu karşısında. Normal bir zamanda olsa korkudan dili tutulur hiç bir şey söyleyemezdi. Bir yalan uydurmalıydı. Eğer polisle yaptığı planı anlatsaydı çok kızardı ve sonucunu düşünemiyordu bile. Bu işin sonunda mutlu olacaklardı ikisi de belki kutlarlardı ikisini de televizyona çıkarıp ödül bile verebilirlerdi. Hayal gücü yine sınırlarını zorlamıştı.''Sana diyorum neredeydin. Bütün gün seni aradım.'' birden sarsıldı gür sesinden korktu ne diyecekti hala bir yalan bulamamıştı. Nanhe Aditi'nin yanına gelip kollarından tutup sarstı ''Neden susuyorsun.'' kekeleyerek devam etti ''Be ben_ben korktum anladın mı''diye bağırdı. Aditi şaşırmıştı neden korksun ki?Nanhe'nin ilk defa ona böyle onu kaybetme korkusuyla baktığını görmüştü. Kömür karası gözlerde ki merhameti görmüştü. Bu çok hoşuna gitmişti. Onu üzmek istemiyordu ortam yumuşasın diye gülümseyerek ''Korkmana gerek yok başımın çaresine bakabilirim ben'' dedi bileğini büktü kol kasını gösterdi. Nanhe ufak bir kahkaha attı ''Ona ne şüphe o dil bende de olsa bende başımın çaresine bakardım.'' dedi alay edercesine. Aditi ona yaramaz çocuklar gibi dil çıkardı. Nanhe daha fazla soru sormadı arkasını dönüp bir gömlek geçirdi üzerine. Aditi rahatlamıştı karşısında yalan uyduramazdı beceremezdi zaten konunun böyle kapanması iyi olmuştu. Nanhe gömleğinin düğmelerini kapatırken ''ben dışarı çıkıyorum''dedi ve gitti. Neden böyle nefret dolu konuşuyordu ki her zaman böyleydi ''Korkmuş muş-hıh''omuz silkti. Aslında korkulacak bir şeyi yoktu ikisi de birbirlerinin alışkanlığıydı. Uzun zamandır beraberlerdi tabi bu Aditi'nin sayesinde olmuştu. Her defasında kovulsa da asla pes etmemişti vazgeçmemiş yine soluğu Nanhe'nin yanında almıştı. Eğer gitseydi sonsuza kadar onu kaybederdi. Aditi ona aşıktı ama Nanhe bunun farkında bile değildi yada farkındaydı ama farkında değilmiş gibi davranıyordu. Aditi onu başka kadınlarla da görse de asla vazgeçmemişti. Aditi ona olan sevgisini asla gizlemezdi ama açık bir şekilde de söyleyemezdi. Onu kaybetmekten korkardı ne tepki vereceğini bilmezdi çekip gitmesinden korkardı bu yüzden hiç dillendirmedi. Nanhe'nin kalbi kaya gibi sert,kömür gözleri gibi kapkara ve gamsızdı. Aditi yine de bilirdi onun az da olsa merhameti ve Aditi'ye karşı saf bir sevgisi vardı. Aditi'yi sahiplenir onu kız kardeşi edasıyla kollar ve sahip çıkardı. Hiç bir zaman yanına bir erkek bile sokulmamıştı buna Nanhe asla izin vermezdi ne ona yaklaşmalarına ne de konuşmalarına. Bütün bunlara rağmen Aditi onu delicesine severdi ve sahip çıkardı.O gece eve gelmedi Nanhe. Bugün bir şey yapmamasına rağmen yorgun hissediyordu kendini. Çok sert olsa da kokuşmuş döşeğine uzandı. Aditi alışkındı bundan daha kötü yerlerde uyuduğunu bilirdi o kadar yorgundu ki göz kapaklarını serbest bıraktı ve uykuya daldı.
Sabah uyandığında kuş gibi hafifti. Çok fazla uyumuştu gözlerinin şiştiğini fark etti. Nanhe hala gelmemişti evde yoktu. Yattığı yerden doğrulup yatakta oturmaya başladı.Baş ucunda bir paket vardı. Bu Nanhe ile teslim ettiği paketlere benzemiyordu. Janjanlı renkli jelatin kağıtlara sarılmış bir paketti. Merakla aldı eline üzerinde bir de not vardı. Kağıt katlanmış bir şekilde kutuya tutuşturulmuştu. Kutuyu dizlerinin üzerine koydu kağıdı açtı ''BİR DAHA KAYIP OLMA!! SENİN İÇİN'' yazıyordu.Kağıdı bırakıp paketi yırtıp açtı. İçinden siyah kapüşonlu sweatshirt çıktı. Adti çok sevmişti bu hediyeyi. O sırada kapıda ki örtü açıldı Nanhe içeri girdi aynısından Nanhe'nin üzerinde de vardı.Ciddi bir şekilde ''Muson yağmurları yakındır.Havalar soğuyacak giy onu.''dedi. Bu nasıl bir insandı böyle sevgisini böyle göstermek zorunda mıydı. Dün kendisine korku dolu gözlerle bakıp onu aradığını söylüyordu bugün hediye alıp hala uzak ve soğuk davranıyordu. Aditi bu durma alışkın olsa da kalbi her defasında paramparça oluyordu. Gözleri doldu ağlamak istemiyordu onun karşısında uzaktan ve soğuk ''Teşekkür ederim hediye için''dedi. Nanhe böyle durumlarda Aditi'ye bakmadan konuşurdu arkasını döndü ''Hediye değil o üşümemen için''dedi. Aditi yüzünde ki aptal ağlama halini sildi eğer suspus kalsaydı kırıldığını anlardı ve bu Nanhe'nin hoşuna giderdi. Aditi'yi susturmak onun için her zaman zaferdi. Ayağa kalktı yanına gitti tek elini omzuna attı ''Hmm o yüzden hediyeyi paketiyle verdin.'' ukalaca yüzüne baktı. Nanhe tam sinirleniyordu ki Aditi sustu, elini omzundan indirdi ve hemen sweatshirtü üstüne geçirdi. Uzun bir sessizlik oldu Nanhe karmaşık görünüyordu. İkisi de yatakta oturuyordu. Nanhe sürekli saçlarını karıştırıyordu çok düşünceliydi. Artık karar vermişti kafasını kaldırdı Aditi'yle göz göze geldi.Kararlı ses tonuyla ''Aditi yarın her şey değişecek buradan gideceğiz kendini hazırla.Artık yeni yerlere gidip izimizi kaybetmek lazım.''dedi. Aditi başını salladı sadece .Yarın olacaklardan haberi bile yoktu ama aynı düşünceleri Aditi de düşünüyordu yarın ikisi içinde milat olacaktı. Nanhe'nin gözlerinde ilk defa korkuyla karışık heyecan görüyordu ''Yarın iyi bir kazanç sağlayacağız ve daha iyi yerlerde yaşayacağız.Bu ikimize de iyi gelecek belki dönmeyiz bile buralara.Her şey çok güzel olacak.''dedi sevinçle. Sanki Aditi'nin içini okuyordu. Nanhe'yle düşünceleri aynıydı.Yarın yeni bir hayata başlayacaklardı birlikte. Nanhe hiç dua etmezdi inancı yoktu. Aditi din konusunda bilgisi olmasa da tanrıya dua ederdi. Bugün dua günüydü.
Dışarıda yağmur yağmaya başlamıştı Muson mevsimi gelmişti. Aditi yağmurlardan nefret ederdi ıslanmayı ve soğuğu da sevmezdi. Islandığında kurumak zordu ve hep hasta olurdu. Nanhe dışarı çıktı Aditi tanrıdan yeni hayatı için yardım istedi oturup bol bol dua etti. Her zaman dualara inanırdı kendisini duyan hisseden bir varlığın olduğunu bilirdi. Nanhe bu durumla onunla dalga geçse de o duasından asla vazgeçmezdi. Duası bittiğinde kalkıp kapının önüne doğru gitti.Kapının örtüsünü kaldırdığında Nanhe yağmurda ıslanıyordu. Nanhe yağmuru çok severdi.Ona seslendi ''Nanhe hasta olacaksın hadi gel içeri'' Nanhe cevap vermedi orada öylece Nanhe'yi izlemeye başladı. Nanhe dışarıda yerde oturmuş yağmurdan sırılsıklam olmuştu. Gözleri kapalı yüzü gökyüzüne bakıyordu yağmuru en her zerresine kadar hissediyordu Nanhe. O küçük bir çocukken Muson yağmurlarından dolayı çıkan selden kaybetmişti annesini. Her yağmuru yağmurdan sonra çıkan toprak kokusunu çok severdi. Yağmurlar annesini hatırlatırdı. Nanhe'nin tek ağlayabildiği yer burasıydı yüzü yağmurlardan dolayı ıslakken kimse göremezdi döktüğü gözyaşlarını. Çok küçükken kaybetmişti annesini çok fazla anısı yoktu aklına bile gelmezdi ama ne zaman yağmur yağsa gözleri yaşlarla dolardı. Nanhe'nin de tek sahip olduğu insan Aditi'ydi onu kaybetmek asla istemezdi. Şu an kapıda gözlerini üzerine dikmiş kendisini izliyordu ağladığı görmüyordu ama ne hissettiğini anlayabiliyordu. Aditi bu hikayeyi zorla da olsa anlattırmıştı ona. Şimdi eve girip yarınki plan için dinlenme vaktiydi. Her şey güzel olacaktı yeni bir hayat..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muson
RomanceBir devir kapanıyor. Yürüyorum sokaklar boş bugün herkes törende olmalı.Kaldırımlar da sararmış yapraklar var.Kocaman iri yapraklar.Üzerimde taba rengi parka hava serin ama parka giyilecek kadar değil..Sanki yürümüyorum adım attığımı hissetmiyorum,u...