Önce başladığınız tarihi şuraya yazın bakalım.
~hazır mısınız? Öyleyse iyi okumalar..Görüş açımı kısıtlayan kucağımdaki 3 koliye rağmen odama girip onları yere koymayı başarmıştım. Alnımı sıvazladım, biraz soluklandım ve kolileri birer birer açmaya başladım. Kitaplarım vardı, canımdan çok sevdiğim en kıymetlilerim olan okuma kitaplarımı yeni silip kuruladığım kitaplığa yerleştirdim. Sıradaki kolinin içindekileri ise yatağına boşalttım. İçinden çıkan peluş hayvanımla neşem yerime gelmişti. Onu kollarının altından tutup havaya kaldırdım, minik bir bebek gibi.
"Ah Chimmy!! Seni çok özledim.."
Deyip oyuncak köpeğime sarıldım. Yaklaşık 3-4 gündür kolideydi Chimmy. Şimdi rahat bir nefes almıştır diye düşünüyorum.
"Yuqi!! Dinlenme vakti.."
Annemin sesiydi bu, mutfağa çağırıyordu. Çok çalışmıştık bugün. Gerçi henüz işlerimiz bitmemişti ama, bir kısmı bitmişti.
Chimmy'yi dikkatlice yatağıma oturtup odamdan çıkıp mutfağa gittim. Taze sıkılmış portakal suyu ile çikolatalı fındıklı kurabiyeler yedik annemle, bunlar benim favori ikilimdi."Senin odandaki birkaç koli kaldı. Ben mutfağı hallettim, bir de oturma odasının birkaç kolisi kaldı. Yani az bir şey kaldı. Sen halledersin benim bugün Busan'a dönmem lazım."
"Bugün mü gideceksin?"
"Evet tatlım, yarın iş başı yapmam gerek." Annemin cümlesiyle yüzüm biraz düşmüştü. İlk defa yalnız kalıyordum çünkü.
"Pekala, ben hallederim anne, az kalmış zaten."
Birkaç saate annemi yolcu ettikten sonra küçük öğrenci evimde yalnız kalmıştım.
2 gün sonra Pazartesi idi, ders başı yapacaktım yeni okulumda. Busan'da okuyordum normalde fakat geçiş imkanı doğmuş, şartlar da bana uygun olunca Seul'deki üniversiteye geçiş yapmıştım. 3.sınıftım diş hekimliği okuyordum ve bölümümü seviyordum.
Saat akşam 11'e doğru geliyordu, her tarafı toplamış tertemiz yapmıştım. Karnımı da doyurmuştum fakat yorgun olmama rağmen şimdi uyumak istemiyordum. Film izlemek istiyordum. Yalnız film izlemeyi sevmediğimden odamdan Chimmy'yi alıp televizyonun karşısına kuruldum.
Komik bir film seçtim; Ted, oyuncak ayı canlanıyordu, bunu mizahi olarak işlemişlerdi.
Fantastik filmleri seviyordum. Hayal etmeyi, hayal dünyasında yaşamayı çok seviyordum. Chimmy'yi kucağıma aldım ve sarılarak ona seslendim, sanki duyacak, duyacak da cevap verecekmiş gibi.
"Chimmy, sen de canlansan bana arkadaş olsan. Olmaz mı? Ama Ted gibi değil. O insana dönüşmüyor sadece canlanıyor oyuncak ayı olarak. Sen insan olsan, olmaz mı? Yine böyle sapsarı saçların olsa. Çok tatlı olursun eminim."Chimmy ile değişik bir bağımız vardı, babam hayattayken almıştı onu bana. O zamanlar daha 5 yaşındaydım, şimdi ise 20. 15 yıldır değişmeyen tek arkadaşım O'ydu. Okuldaki arkadaşlarımla konuşamadıklarımı hep O'na anlatırdım. Pek arkadaşım yoktu ama..
Üzgün olduğumda mutlu olduğumda hep kucağımda Chimmy ile konuşurdum. Yan yana oturduğumuzda Chimmy'nin kafası benim omzuma kadar geliyordu, büyüktü biraz. Fazlasıyla da yumuşaktı, üzerinde çok uyumuştum.
Ben 10 yaşındayken babam ölmüştü, basit bir trafik kazasına kurban gitmiş olması içimi acıtıyordu. Bazı ahmakların ufak hataları yüzünden.. Sonraki 10 yıl boyunca annem ile beraber yaşamış, birbirimize yol arkadaşı olmuştuk. Ama birkaç ay önce annem, bir kaç yıl önce tanıştığı bir adamla evlenmişti. Benim Seul'deki üniversiteye geçiş yapma sebeplerimden birisi de buydu, yabancı bir adamla beraber yaşamak istemiyordum. Annem de kararımı desteklemişti. Seul'e kadar gelmiş, küçük öğrenci evimi yerleştirmeme yardımcı olmuştu. Zaten eşyalıydı fakat temizlik vs. zordu tek başıma. Birkaç gün daha kalsa çok güzel olacaktı ama..
Saat gece on ikiye geliyordu. Patlamış mısırlarımız biteli çok olmuştu. Film de bitmişti ve uyumak istemiyordum. Neden bugün bu kadar huysuz olduğum hakkında bir fikrim ise yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chimmy ✔
Fanfiction[TAMAMLANDI] 'Hiçbir şeyim yoktu, sen geldin her şeyim oldun..' Üniversite öğrencisi Yuqi, peluş oyuncağı Chimmy ile çok kuvvetli bir bağ kurmuştur arasına. Öyle ki, yılbaşı gecesi dileğinin gerçekleşme ihtimalini bile düşünmezken.. bambaşka şeyler...