"Ne?" tek kaşım havadayken bu adama ayırdığım sürenin sonuna artık gelmem gerektiğine karar verdim. Dış kapıyı hızla açtım,
"Ne yapıyorsun Yuqi?" Kolunu kavradım, onu dışarı itip,
"Elveda sevimli şey." dedim ve meraklı suratına kapıyı kapattım.
"Sonunda! Delilere ayıracak vaktim yok benim. Her ne kadar yakışıklı ve sevimli de olsa-"
"Teşekkür ederiiiim!"
Çok bağırmıyordum ama sanırım kapı inceydi.
Kapıya yaklaşıp duyabileceğini düşündüğüm bir ses tonunda konuşmaya başladım,"Lütfen evinize gidin, sizi bekleyen merak edenler vardır."
"O zaman kapıyı açmalısın."
"Ah,hayır bunu yapamam. Size iyi günler bayım."
"Ben deli değilim." Odama doğru ilerlemeye başladım. Hem kapıyı tıklatıyor hem de zile basıyordu. Çıldıracaktım.
"Kapıyı açar mısın?" Durdum,
"Burası çok soğuk. " açmayacaktım. Madem soğuk evine giderdi. Ben de rahat ederdim. Odama girdim ve kapısını kapattım.
Kulağıma kulaklığımı takıp müzik açtım ve odamı toplamaya başladım.Yorgan yerdeydi ve dolabımdaki kıyafetlerin yarısını da yere atmıştı. Odamı topladıktan sonra uzun bir duş alıp kendime geldim. Bu sabah güne heyecanlı başlamıştım. Ve yarın okul vardı, ilk günüm olacaktı.
Merak ediyordum, nasıl bir ortamı vardı?
Saçlarımı kuruladıktan sonra sandwich ile kahvaltıyı aradan çıkardım. Ders çalışmam gerekiyordu, yeni bir üniversiteye geçmiştim ve müfredatlar arasında farklılıklar vardı. Alttan alacağım dersler eklenmişti 3. sınıf konularıma. Haliyle daha çok çalışmalıydım.Bir kaç saat ders çalıştıktan sonra sıkılıp ara verdim. Aklım hâlâ sabahki çocuktaydı, evime nasıl girebilmişti? Ve onu doğuran annesi hâlâ yaşıyor muydu? Eğer yaşıyorsa ülkenin güzellik ortalamasını yukarı çekmesi için biraz gaz verebilirdim.
Televizyonun karşısına kurulup dikkatimi dağıtmayı hedeflemiştim.Bir süre sonra ondan da sıkıldım. Eğer annem dün erkenden gitmeseydi evimin alış verişini yapacaktı, o gittiğine göre bana kalmıştı bu iş. Fena fikir sayılmazdı, temiz hava almış olurdum.
Kabanımı giyindim, cüzdanımı evimin anahtarını ve telefonumu cebime koydum. Ayakkabılıktan botumu seçip çıkardım ve dış kapıyı açtım..Merdivenlerde büzüşerek oturmuştu, kafasını da duvara yaslamıştı bu sabahki yabancı.
Gitmemiş miydi? Ama neden?
Gözleri kapalıydı, uyuyor muydu? Sebebini bilmediğim bir nedenden ötürü korkmaya başlamıştım. Uzanıp kolunu dürttüm.
Aralanan gözleri, çok yorgun bakıyordu,"Yuqi?"
"Neden gitmediniz?"
O an titrediğini fark ettim, güç bela açık tuttuğu gözleri de daha fazla dayanamadı ve gözlerini kapattı. Hâlâ titriyordu.
Ne yapacaktım?"Bayım eviniz nerede, sizi ben götüreyim?"
"S-so-ğuk-k.."
Ben neden oyalanıyordum ki, önce ısınması lazımdı. Saatlerce dışarıda kalmıştı. Bu soğukta, benim yüzümden hem de.. Kolundan tutup kaldırmaya çalıştım, ayaklanıp bana yardımcı oldu ve onu içeriye aldım. Oturma odamdaki koltuğa oturttuktan sonra odama koştum. Kalın bir örtü buldum tam arkamı dönecektim ki,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chimmy ✔
Fanfiction[TAMAMLANDI] 'Hiçbir şeyim yoktu, sen geldin her şeyim oldun..' Üniversite öğrencisi Yuqi, peluş oyuncağı Chimmy ile çok kuvvetli bir bağ kurmuştur arasına. Öyle ki, yılbaşı gecesi dileğinin gerçekleşme ihtimalini bile düşünmezken.. bambaşka şeyler...