26. Bölüm:Kimse yokmuş gibi

1.3K 193 47
                                    

Chimmy 26



Bazı şeyler çok farklıdır.

Fazlaca duymuş veya hayâlini kurmuş dahi olsanız yaşaması bambaşkadır. Kitaplarda okuması filmlerde izlemesi gibi değildir.

Evlilik de öyleydi, hayâl dahi edilemeyecek hayâl edilecek olsa da yanına bile yaklaşamayacak cinsten çok mükemmel bir şeydi.

Ben başta biraz nazlanmış olsam da sonrasında cesaretimi toplayabilmiştim. Jimin ise hiç üstelememiş benim onayımı beklemişti. Fazla nazikti, bana verdiği değeri gördükçe ağlayasım geliyordu.

Evlendiğimizi düşündükçe, kat ettiğimiz aşamaları kafamda canlandırdığımda bile gözlerim doluyordu.

Ne ben ne de şu an gözlerinden gözlerimi ayırmadığım adam hiçbir kelime dahi etmiyorduk. Ben ne demek istiyorsam içimden geçiriyordum sadece. O da duyduğunu belli etmek istercesine ara sıra gülümsüyordu. Belimdeki eliyle beni kendine iyice çekip sarıldı.

"Seni seviyorum. Seni kendimden de çok seviyorum Yuqi. Seni her şeyden çok seviyorum." alnıma dudaklarını bastırırken gözlerimi kapattım. Onun yaptığı gibi sımsıkı sarıldım.

Bazen kelimeler yetersiz kalır anlatmaya. Ben de konuşmayıp anın tadını çıkarmaya bakıyordum.

~

Bugün çekimler olacaktı, medyaya da yansıyacaktı bu evlilik. Tam manasıyla gelinlik olmasa da gelinlik denebilecek kriterlere sahip yere değen, kuyruğu uzun güzel bir elbise giydirmişlerdi bana. Askılarının olmayışı rahatsız etse de, hemen dibimdeki siyah takım elbiseli adamdan gözlerimi alamadığım için pek umursamıyordum.

Kocaman ışıkların ve yaklaşık on kadar insanın ortasında, biri ne derse onu yapıyorduk. Şuraya bak, elini tut, şuraya otur vs vs..

"Şimdi damat, gelini öpsün. Dudaktan, biz yokmuşuz gibi."

A-ama..

Siz yokmuşsunuz gibisini umarım abartmazdık.

Jimin, bir eli belimde diğeri ise çenemdeyken iyice üzerime eğildi ve gözlerini kapatıp yavaşça dudaklarıyla benimkileri örttü.

Ben de az önceki yönetmenin aynen dediği gibi sanki onlar yokmuş gibi, kocamın dudaklarına karşılık verdim.

Bana 3 farklı elbise, Jimin'e de biri siyah biri beyaz biri lacivert olmak üzere üç farklı takım elbise giydirmişlerdi. Hararetli geçen çekim saatlerinin ardından arabamızla evimize dönmüştük.

"Başkanın düğün hediyesi." makyaj masasının önünde makyajımı çıkartırken Jimin'in uzattığı zarfı aldım.

Çatık kaşlarla zarfın içerisindeki kağıtları kavradım. 2 tane uçak bileti ve bir adet broşür. Beş yıldızlı bir otel broşürü.

"Jeju adasında 1 haftalık tatil."

~

Rüya gibi günler geçiriyorduk Jimin ile. Jeju adasındaki bir haftalık balayımız mükemmel geçmiş, ardından evimize geri dönmüştük.

Yaz aylarında olduğumuzdan okulum yoktu, son sınıfa geçeceğim bu dönemde özel bir diş hastanesinde staja başlamıştım.

Nadir de olsa arada tam gün nöbetlere kalıyordum. Haricinde pek de yorucu olmuyordu, stajyer olduğumuzdan ciddi görev vermiyorlardı. Profesörleri işleri üzerinde izleyip notlar alıyorduk. Okul dönemi başladığında ise sınavlar eklenecekti. O zaman zorlanacaktım işte.

Chimmy ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin