Chimmy ✔

37. Bölüm: Beni hiç sevmedi mi anne?

37. BÖLÜM

Jimin'in dünyası

Yazarın anlatımıyla

Günler, haftalar sanki hikayeyi bir an önce bitirmek ister gibi birbirini kovalarken Jimin'in dış dünyasında her şey o yokkenki düzeninde devam ediyordu.

Ama anlaşma gereği devlet işlerini öğrenme, babasının yanında yüksek bir mevkide kendine yer bulma amaçlı olarak sürekli önemli ziyaretlerde bulunuyorlardı başka ülkelere. Veya o ülkenin ileri gelenleri geliyor, onlarla görüşülüyordu.

Odasından çıkar çıkmaz suratına taktığı gülümseyen maskesini akşam odasına gelince ancak çıkartabiliyordu.

O maskeyi çıkartır çıkartmaz da eşinin yanına uzanıyordu. Saatlerce onu seyrediyordu. Onunla beraber ağlıyordu, onun uykuya dalma çabalarını ama nasıl başarısız olduğunu görüyor sanki olabilirmiş gibi tekrar ve tekrardan mahvoluyordu.

~

Bu gün, diğer günlerden farklıydı.

Kıyafetlerini giyinmiş, iş için hazırlanırken aynadaki görüntüsünde bir şey dikkatini çekmişti. Her zaman beyaz olan takımı gözüne kirli gibi gelmiş, başka bir beyaz takımla değiştirmişti. Ama sonuç değişmemiş, pantolonunun paçalarındaki grilikleri gözleri önüne sermişti. Aynaya biraz daha yaklaşıp kendini inceledi, saçlarının arasındaki bir kaç beyaz da dikkatini çekenler arasına eklenmişti.

Demek böyle oluyormuş, böyle ölünüyormuş. Diye geçirdi içinden.

Gözlerinin altındaki halkalarda gezindi parmakları. Kapatması için krem sürdü, iyi görünmeliydi krala ve diğer devlet erkanına. Tekrardan o görünmez maskesini taktı ve karısına veda edip odasından çıktı.

~

"Ah, Suji. Ne kadar da serpilmiş genç kız olmuşsun böyle. Tam krallığımıza yakışır bir gelin olacaksın."

Kardeş ülkelerden birinin kralı ailesiyle beraber gelmişti ve aynı masanın etrafında oturulup yenilen yemekten sonra onlara sarayı gezdiriyoru kral WangSo. Kral ve kraliçe, oğlunun başka bir kız için dünyasının değiştirdiği fazla duyulmadan evlendirme niyetindeydi onu.

"Biraz tanışsınlar, zaman geçirsinler. Sonra da arayı uzatmadan düğün.. Ahahah, bu evlilik ikimiz için de çok iyi olacak değerli WangSo."

"Aynı fikirdeyim Vector. Kanunlarda yeni düzenlemeler yaparız, iki ekonomiyi de birleştirirsek.."

"Hepsi olacak. Majesteleri, hatırlıyor musunuz?"

"Gençken kurduğumuz hayallerden mi bahsediyorsun Vector? Hiç unutmadım ki.."

İki çocukluk arkadaşı kral önde gidiyor, onları kraliçeler ve onları da Jimin ve Suji takip ediyordu. Suji, evlilik hayallerini kurmaya çoktan başlamıştı bile.

Sonbahar havasının hakim olduğu şu zamanlarda, göle doğru ilerleyen, ağaçların gölgelendirdiği yolda yürüyordu iki aile. Bir kaç metre gerilerinde ise saray görevlileri bulunuyordu.

Jimin'in yüzünde hiç silmediği, oynatmaya bile zahmet etmediği o ifadesi vaken kız umutlanmıştı. Çünkü hiç karşı çıkmamıştı iki sene önce olduğu gibi. Hatta şu anda beraber yürüyorlardı, bunlar Suji için çok fazlaydı.

"Bir iki aya kalmadan hazırlıklara başlarız."

Annesinin ağzından çıkan cümleye karşılık olarak, canlı bir oğul bulabilirsen başlarsın diye mırıldandı. Zamanı git gide azalırken belirtiler görülmeye başlanmıştı bile. Saçları beyazlıyor, kıyafetleri soluyordu. Ağacındaki yaprakların rengi de değişmiş olmalıydı. Hatta belki dökülmeye bile başlamışlardı.