29. Bölüm:Doğum günü

1.2K 194 84
                                    


Bu bölüm Adana Toroslarının ortasında yazılmıştır!

İyi okumalar")

~

29. Bölüm

Haklı olduğumu kabul ettiğinden, bir şey diyemiyordu. O barda beni aldatmak gibi kötü bir şey yapmadığını öğrenmiş olsam da, aslında öyle bir düşüncem hiç olmamıştı, kalbimi kırmak bence yapabileceği en büyük şeydi.

Farkında değildi ama çok kırılmıştım. Haftalardır doğru düzgün görüşemiyorduk bile, işleri yoğun oluyordu. Bulabildiği aralara da arkadaşlarını koyması beni haliyle oldukça üzmüştü.

Şunun şurasında bir kaç aylık evliydik ve kendimi rafa kaldırılmış gibi hissetmeye başlamıştım bile.

Sonrasında benden defalarca özür dilemişti, işleri yoluna koyacağını, ekstra işlere girişmeyeceğine de söz vermişti. Daha iyi bir koca olacağım deyip durmuştu.

Bense kalp kırıklığım gidene kadar koltukta yatmak istediğimi söylemiştim, o bunu kabul etmeyip kendisinin hatası olduğunu bu yüzden de koltukta yatması gereken kişinin kendisi olduğunu söylemişti.

Tabi bir kaç gün sonra aynı yatakta uyanmaya başlamıştık, ondan önce uyansam da ses etmemiştim hiç. Onun uyanıp yanımdan gitmesini beklemiştim.

Hiç haberim yokmuş gibi yanımda yatmasına izin vermiş, haberi olmadan sabahları onu izlemiştim.

Artık ona yakalanmamayı öğrenmiştim.

O gün ben yine defalarca kusmuştum, ne yersem istifra etmiştim. Bir daha o denli aşırı içmeyeceğime dair kendime söz vermiştim.

Atıştırmalık bir şeyler hazırlarken bu konuyla ilgili konuşmalarımızı düşünüyordum.

"Bu akşam seni bir yere götüreceğim." belime sarılan güçlü kolları, omzuma koyduğu çenesinin varlığı ve burnuma dolan o kokusu..

"Nayeon gelecek." Tüm o dikkat dağıtıcı unsurlara rağmen sesimin düz tonlarda çıkmasına özen göstermiştim.

"Hm.. Demek bu hazırlıklar ona?" omzuma dökülen saçlarımı arkama yönlendirdi.

"Evet." aynı zamanda sana da, bunlar senin en sevdiğin yiyecekler ama sorarsan Nayeon'a..

"Ben dışarı çıkayım o zaman, akşama gelir seni alırım." yanağıma büyük bir öpücük bıraktı.

Gitme. "Tamam, öyle yapalım."

"O günden beridir hiç içmedim ancak hâlâ seni okumakta zorluk çekiyorum. İyisin değil mi, sorun
yok?"

"Evet, gayet iyiyim." başımın ağrısı geçmedi, bir de çok iştahsızım.

"Az yiyorsun, yorgun hissediyorsundur muhtemelen." geri çekilip dikkatle suratıma baktı.

"İyiyim." dedim tekrardan.

"Yarın da gidebiliriz, yorgunsan dinlen Nayeon gidince?"

"Ben iyiyim Jimin, gerçekten. Sen bugün diye düşünüp ona göre plan yapmışsın, o halde bugün gidelim. Benden yana sorun yok."

Bel girintimdeki eliyle ufak bir kaç dokunuş yaparken canımdan can gidiyordu, tepkisiz kalmak bir şeyler diyememek çok zordu. Daha ne kadar ona tavır yapacaktım?

Kaç defa iyiyim dediğimi düşündüğüm esnada kapı çalındı.

"Ben bakarım." deyip yanımdan ayrılırken,

Chimmy ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin