40 oy sınır
150 kişi okuyor ama oy sayısı çok az, anlayış ve empati ile okumanız dileğiyle ~~
30.Bölüm
Başımdaki zonklamayla gözlerimi zar zor açtığımda gözlerimi bir kaç defa kırpıştırmak zorunda kalmıştım. Çünkü ortamdaki ışık fazlaydı, beyaz rengin hakim olduğu mekanı algılayabilmek adına yattığım yerden doğrulmaya çabaladım. Fakat kolumda hissettiğim acıyla duraksamıştım.
Sol kolumda serumun takılı oluşu beni durdurmuş üstelik canımı yakmıştı. Hastanede miydim? En son, bayılmış olmalıydım. Doğal olarak hastaneye getirmişlerdi beni. Dün geceki kutlamayı mahvetmiştim, kim bilir nasıl endişelenmişlerdi..
Saati öğrenmek adına boş odada dolandırdım gözlerimi. Komodinin üzerinde kar küremi görünce dün geceyi anımsadım. Jimin neredeydi?
"Günaydın efendim, doktorunuzu çağırıyorum hemen, kalkmaya çalışmayın sakın." odaya giren hemşire girdiği gibi çıkmış, ben ağzım aralık bir biçimde kalakalmıştım. Tekrardan açılan kapıya döndüğümde Jimin ile karşılaştım. Beni gördüğü an yüzündeki ciddi ifadeyi değiştirmeden aceleyle yanı başıma geldi.
"Nasılsın?" yanımdaki boşluğa oturup elimi tuttu, diğer elini alnıma koydu yüzümde dolaştırdı.
"İyiyim. Hadi gidelim evimize."
"Doktorunu beklemeliyiz. Sonra evimize gideceğiz merak etme güzelim." alnımda hissettiğim dolgun dudaklarla artık daha iyiydim.
"Gecemizi mahvettim, üzgünüm."
"Üzgün olma, asıl ben üzgünüm. Doğum günün bile olsa halsizdin sonuçta. İyi hissettiğin başka bir gün kutlama yapmalıydık." dedi, avucundaki elimi okşuyordu.
"Evimizde yaparız artık kutlamayı, eve çağırırız herkesi." dediğinde
"Olur, " diyerek onayladım.
"Neden bayılmışım?" diye sorduğumda gülümsedi, bir eliyle elimi tutup diğer elini yanağıma götürüp baş parmağıyla okşamaya başladı.
"İyiyim demiştim sana ama halsiz hissediyordum. Düzgün dinlenemedim, düzgün beslenemedim ondanmış değil mi? Kesin tansiyonum düştü, değil mi? Söz veriyorum artık dikkat edeceğim, hadi gidelim artık.." bu ortam beni daha da yoruyordu, bence evimizde daha çabuk toparlanabilirdim.
"Hani seni okuyamadığımı söylüyordum ya, " başımı salladım."Senin halsizliğinin de uykuculuğunun da, sebebi olan şey yüzündenmiş "
"İşte o şeyi soruyorum, neymiş o şey?" ben daha da meraklanırken o bu durumdan zevk alıyor gibi kafasını geriye atıp kocaman gülümsedi.
Gülümsemesinin gülümsemem olduğunu söylememe gerek var mı sayın okur?
"Küçük bir misafiriniz geliyor." odaya ne zaman geldiğini anlayamadığımız doktorun konuşmasıyla dikkatimizi ona vermiştik.
"Mi-misafir?" Jimin, doktora ben söyleyecektim bakışları atarken bense tepkisizce bakıyordum. Şok mu deniyordu buna?
"3 buçuk haftalık hamileymişsin güzelim. Anne oluyorsun, ben de baba."Sevinç ve heyecan dolu halleriyle ellerimi kavrayıp yerinde hızlıca kıpırdandı, kıkırdadım.
"Bebeğimiz mi olacak?" bana biraz daha yaklaşan kocamın boynuna kollarımı doladım. Dolan gözlerimi sımsıkı kapattım, kolları o kadar güzeldi ki. Güven, mutluluk ve daha bir çok duygu barındırıyordu. Bu adamdan çocuğum olacaktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chimmy ✔
Fanfiction[TAMAMLANDI] 'Hiçbir şeyim yoktu, sen geldin her şeyim oldun..' Üniversite öğrencisi Yuqi, peluş oyuncağı Chimmy ile çok kuvvetli bir bağ kurmuştur arasına. Öyle ki, yılbaşı gecesi dileğinin gerçekleşme ihtimalini bile düşünmezken.. bambaşka şeyler...