Bölüm 9

648 296 27
                                    

              Sayha'nın Ağzından

Sinema salonunda otururken aklım Zilal'deydi. Gelmemişti. "Salak gelmesini beklemekle büyük aptallık ettin zaten" diyen iç sesim tabiki yine çok haklıydı. Telefonumu çıkarıp birkez daha gizli olduğunu bile bile sayfasına girdim. Gördüğüm ekranla gözlerimi devirip telefonu tekrar çantama koydum. 1. seans bittiği için olacak ki bi anda perde karardı. Arkadan biride ışık tutunca fırsat bu fırsat diyip arkamı döndüm. Ancak kız ışığı tam gözüme tutuyordu ve haliyle ışığın arkasında kalan karanlığı göremiyordum. Tek görebildiğim, ışığın aydınlattığı bizim sıra ve ilerisi. Biraz daha dikkatli bakmaya çalışarak etrafa baktıktan sonra somırtarak önüme döndüm. Ben önüme döner dönmez ekran aydınlanınca bir kere daha bir umut arkamı döndüm. Boştu kimse yoktu. "Gelememiş işte gerizekalı" diyen iç sesime bir küfür savurdum ve tekrar önüme döndüm. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Berkay'a fark ettirmemeye dikkat ederek alel acele:"Ben ikinci yarı başlayana kadar lavaboya gidip geliyorum." dedim ve salondan çıktım. "Ağlamıcaksın asla Ağlamıcaksın" diye diye lavaboya girdim.
             



                #Zilal'in Ağzından#
Refleks olarak gözlerimi kapatıp kendimi geri çekmiştim ki gözlerimi tekrar olarak açtığımda Sayha'nın hala bana baktığını fark ettim. Bakıyordu ama farklı... Boş bomboş. Biraz daha yaklaştım ona. Görmüyordu kesinlikle. Boşluk dolu gözleriyle biraz daha etrafa baktıktan sonra surat asarak önüne döndü. Tam önüne dönmüştü ki ışıklar açıldı. Bende hızla yerimden kalkıp çıktım. Bir duvarın arkasına sindim ve olayı anlamaya çalıştım. "Nasıl olabilir bu nasıl olabilir?" dedim kendi kendime. Tama benim olduğum taraf karanlıktı ama o kadar görmemesi. Telefonu çıkarıp Anıl'ı aradım:
-Kimsin?
-Telefonun çaldığında ekranda ne yazıyodu?
-Zilal.
-Eee?
-Aksiyon olsun diye.
-Sana sonra küfrederim. Bana bak sen göz okuyodun demi?
-Göz mü okuyorum. Ağız okumak diye bişey var bildiğim kadarıyla. Göz de yeni çıkmış. Ben bilmiyorum okuyamam ama Yiğit'e sor o kesin biliyordur. Bilmediği şey yok.
Bıkmış bir şekilde nefesimi dışarı verip başımı ovdum:
-Anıl, dedim. Sen bölüm olarak göz doktorluğu okumuyo musun amip.
-Evet
-Bişe sorucam. Bir insanın karanlıkta görmemesi ama öyle normal görmemek değil, körmüş gibi bomboş bakması böyle herhangi bir durum var mı? Ne bu?
-Bence baykuş. Baykuş olabilir mi?
-Seni o okula kim aldı lan. Böyle bir okul tıppın bütün alanlarını barındıran bir okul seni niye aldı. İnsan dedim Anıl, hiç görmemesi dedim sadece geceleri gören demedim. Kapat şunu salak.
-Dur lan dur. Hatırladım şimdi. Gece körlüğü senin dediğin. Gece veya karanlıkta veya ufak bi ışık sızıntısında görmezler asla. Loş ışık veya büyük bir ışık lazım görmeleri için.
-Demek öyle, aferin lan. Şaşırttın beni.
-O bölümü bitirmezsem babam beni götümden tavana asar. Dinliyoz bizde işte napalım. Gecelerin veliahtıyom ama tıp okuyorum öyle bir saçmalık.
-Tamam hadi görüşürüz.
-Bir daha aklına bişey takılırsa ara sor abine.Gözlerimi devirip kapattım telefonu.


İkinci yarı başlamıştı bile. Tam içeri girmek için adım atmıştım ki içeriden Berkay ve Sayha çıkınca tekrar yerime sindim.
-Sayha iyi olduğuna emin misin?
-Evet gerçekten, sadece başım ağrıdı ve uykum geldi.
-Gözlerin de kızarmış zaten.
-Kusura bakma olur mu?
-Ne kusuru, senden önemli değil ya.
İlerlemeye başladıkların da biraz bekleyip peşlerinden gittim.


🕛 🕠 🕝 🕞 🕓 🕟 🕔

Sayha'nın sitesinin kapısında durduklarında biraz gerilerinde durup beklemeye başladım. Sayha birkaç bişey söyleyip Berkay'ı yanağından öptüğünde istemsizce kafamı çevirdim. Vedalaşıp ayrıldıklarında Berkay arabasına doğru ilerliyordu ki arabadan inip ona doğru yürümeye başladım. Tam arabaya biniyordu ki:"Hey, aslan" diye seslenince bana döndü. İyice ona yaklaşıp açtığı kapıyı kapatıp onu arabaya yasladım:
-Bana bak koçum.
-Zilal? Dedi kocaman gözlerle.
- Zeki çocuk. Beni dinle dediklerimi tekrarlamayı sevmem. 1-bir daha seni bile isteye Sayha'nın yanında görürsem fena olur. 2- Evinin yolunu daha doğrusu ona giden bütün yolları unutucaksın. Unutamam diyosan sen iste ben sana adını bile hatırlatmam. Anladın mı? Drdim. Korkakça başını salladı. "Güzel" dedim. Geri çekilip onuda kaldırdım. Yakalarını düzeltirken:"Güzel çocuksun yazık olsun istemem sana. Kaparto gitmesin boşuna, çizdirtme bana. Haydi yaylana yaylana haydi, yolun uzun." diyip kapısını açtım. Arabaya binip arabayı çalıştırmıştı ki kapısını kapatmadan önce eğilip. :"Bu arada konuştuklarımız aramız da değil mi?" dediğimde kafasını salladı:"Aferin akıllı çocuk." diyip kapattım. O gittiğinde bende arabama binip eve gittim. Uzun, çok uzun bir geceydi.

🕛 🕠 🕝 🕞 🕓 🕟 🕔

Çalan alarm sesiyle uyandım. Hazırlanıp okula gittim. Çocukların yayına uğramadan sınıfa çıktım. Tam sınıf kapısından içeri adım atmıştım ki biriyle çarpıştım. Burnuma o koku dolunca kafamı kaldırmamla Sayha'nın o iri gözleriyle karşılaşmam bir oldu. Benimle gözgöze gelir gelmez kaşlarını çatması bir oldu. Daha sonra geri çekilip yanımdan geçip gitti. Geçip sırama oturdum. Koskoca birgün Sayha'nın suratıma bakmamasıyla geçip gitmişti. Trip mi yiyorum lan ben? Gözünü benden almayan kız şimdi benim olduğum tarafa bile bakmıyordu. "Böylesi daha iyi Zilal." dedim ve çıktım okukdan.
              


              #Sayha'nın Ağzından#
O geceden sonra yani benim Zilal'i salak gibi bekleyip onun gelmediği gece. Sabaha kadar ağladıktan sonra kendime söz verdim ve bence çok iyi gidiyordum. Bu kadar yeter beni istemeyen bir çocuk için kendimi daha fazla harap edemem değil mi? "Bakalım bu kararın kaç gün sürücek ya da kaç saat?" diyen iç sesime birkaç küfür sallayıp bankta oturum Aybüke'yi beklemeye devam ettim. Okul kapısından Zilal'in girmesiyle ağzıma tırmanan kalbime yerine gitmesi için emir verdim lakin beni dinlemedi.

🕛 🕠 🕝 🕞 🕓 🕟 🕔

Tam bir hafta Zilal'in herzaman ki gibi beni yok saymalarıyla benimde onun yüzüne bakmamamla geçti. Bu konuda beklediğimden daha başarılıydım ama bu onun pek umrunda değil gibiydi. Kendimi derslere yoğunlaştırmaya çalışıyordum lakin son derste yaptığım yanlışlar yüzünden hocadan azar işitmiştim. Şu derslere yoğunlaşma işini pek beceremiyorum galiba. Aybüke benim aksime pek mutluydu. Yiğit'le yakınlaşmışlardı ve herşey güzel gidiyordu. Beni ekip erken çıkmıştı okuldan. Bense okul bahçesinde çimlerin üstünde berbat ilerleyen hayatımı düşünerek kafayı yiyordum. Kucağıma atılan çilekli süt ile kafamı kaldırdım. Zilal'i görmemle gözlerimin kocaman açılması bir oldu. Bir eli cebindeydi. Her zamanki gibi yine çok yakışıklı ve cool duruyordu. Hızlanan nefesimleona şaşkınca bakıyordum.
-Ekşiyen suratına iyi gelir diye düşündüm. Suratın bu haldeyken daha çirkin duruyorsun.
Diyip arkasını dönüp gitti. Bense ağzım bir karış açık peşinden bakakaldım.
             

                #Zilal'in Ağzından#
Arkamı dönmüş ilerlerken gözlerimi kapattım ve arabaya kendimi zor attım. Çilekli süt mü, gerçekten mi? Aferin Zilal sana gerçekten. Mutlu musunuz Poyraz Bey? Soroton bo holdoykon doho çorkon doroyoson mu gerçekten mi? Aptal aptal naptın sen güya şimdi.
Çalan telefonuma alıp direk açtım.
-Alo, Ali
-Maç var.
-Geliyorum.



🕛 🕠 🕝 🕞 🕓 🕟 🕔
Piste çıkmıştım etrafımda bana tezahürat yapan insanlarla doluydu. Nr zaman aklımı dağıtmaya ihtiyacım olsa maça çıkardım veya resim yapardım. Attığım her yumruk zihnime atıyomuşum gibi hissediyordum. Tam maç benim lehime gidiyordu ki aklıma Sayha'nın gülen yüzü gelince bi an duraksadım ve bir yumruk yedim. Yalpalasamda düşmedim. Sonra aklıma o sinemada burun buruna geldiğimiz an gelince bir yumruk daha yedim. Herkes "Kendine gel" diye bağırıyordu. Etrafıma bakıp kafamı sağa sola salladım. Rakibime baktığımda son hamlesini yapmak için bana doğru koşarak geliyordu. Son anda kenara çekilmemle adam kendini tellere çarptı. Onu kendime çevirip vurmaya başladım. Bir süre sonra adam yere düştü hakem bitiş düdüğünü çaldı kazanmıştıö ama ben kendimi durduramadım. Üstüne çıkıp vurmaya devam ettim. Gözüm dönmüştü. "Çık" dedim. "Çık aklımdan" diye hem bağırıyor hemde yumruk atıyordum. Birkaç kişinin beni çekmesiyle zor almışlardı beni adamın üstünden. Bir köşeye oturttuklarında hala sakinleşememiştim. Derin ve hızlı nefesler alıyordum. Ali karşıma geçip:"Sakin ol az daha öldürecektin adamı" diyince neler olduğunu yeni yeni anlıyor gibi yerde yatan adama baktım, bayılmıştı. Zar zor ayağa kalktım ve ellerinden kurtulup:"Tamam bırakın beni sakinim." diyip soyunma odasına doğru yürümeye başladım. Üstümü değiştirdikten sonra arabaya atladım ve sürmeye başladım. Eve, mekana, bara veya cafeye gitmek istemiyordum. Sakin ve sessiz bir yere gitmeye ihtiyacım vardı. Okulun bahçesinde buldum kendimi. Tabiki bu saatte kimse yoktu. Açık sahanın tribün sandelyelerinden birinde öylece oturuyordum. Beynimin içi çöplük gibiydi. Aynı anda uğuldayan bir sürü ses vardı. Derin bir nefes alıp:"Uyu" dedim kendi kendime:"Uyu Zilal"
Tam eve gitmek için ayağa kalkmıştım ki Sayha'yla burun buruna geldim.

Zilal - Gölgenin çığlığı (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin