#Derya'nın Ağzından #
Ben kendi kendime sırıtırken onlar konuşmaya devam etti. Aybüke;
-Ne! Ne konuşabilirsin ki?
-Bana; "Zilal'i sevdiğini biliyorum ama tipi değilsin" dedi.
-Sen ne dedin peki?
-İnkar ettim. Aralarındaki sorunun ben olmadığımı söyledim ama olmak istiyorum. Aralarında sorun olmak istiyorum Aybüke . Zilal benim yüzümden Derya'ya yaklaşmasın istiyorum. Derya'ya inkar ettim ama ben Zilal'i seviyorum. Kabullenmemek için çok uğraştım ama olmuyo. Sürekli bi şekilde onun yanındayım ve korkuyorum. Ya Derya ile tekrar barışırsa. Ne aptalım değil mi, bana hiç gelmeyen bir adam benden gider diye ödüm patlıyo.
-Canım benim kıyamam ben sana ama üzülme yani sonuçta Zilal Derya'ya dönerek olsa çoktan yapardı değil mi?
-Bilmiyorum Aybüke, hiç bișe bilmiyorum, dedi. Uzun bir sessizlikten sonra Sayha derin bir nefes alıp;"Neyse ya hadi gidelim dersi kaçırıcaz." dedi. Ayak seslerinden ve kapı açılıp kapanma sesinden gittiklerini anladım. Biraz daha bekledikten sonra çıktım kalbinden. Telefondaki kayıdı kapattım. Yüzümdeki gülüş yavaş yavaş kahkaha dönüştü
Bişeler yakalayacağımı biliyodum ama bu kadar kısa sürede veya bu kadar zahmetsiz olacağını hiç düşünmemiştim. İşte şimdi avucumun içinde.#Sayha'nın Ağzından #
Aybüke ile lavobadan çıkmış sınıf kapısına gelmiştik. Sınıfa giren Aybüke'nin peşimden sınıfa adım atıyordum ki birinin kolumdan tutup çekmesiyle yönüm istemsizce değişti. Kolumdan tutup çeken elin sahibine baktığımda Zilal'i görmeyi beklemesemde şaşırmadım. Beni koridorun ücra köşesine götürünce beni çevirip karşıma geçti. Duvar ile Zilal'in arasında kalmıştım;
-Napıyosun Zilal!
-Anıl'a Derya yüzünden panik atak geçirdi demişsin!
-Dedim, geçirmedin mi?
-Sana söyleme demiştim.
-Hayır bana gitme dedin, bende gitmedin ama sonra sen gittin. Naptığın belli mi senin?
-Neden böyle bişe yaptın?
-Nefes alamıyodun Zilal, diye sesimi yükseltince o da
-Alıyodum, diye bağırdı ve sesini biraz daha düşürüp
-Nefes alıyodum Sayha, dediğinde Zilal'in kriz anında gözgöze gelince aldığı derin nefes aklıma gelince içimde bişeler kıpırdandı. "Aman kızım sakın bu olayı üstüne alınma" diyen iç sesime yine çok haklıydı ve benim onu ni an önce dinlemeyi öğrenmem gerekiyordu.
-Gitmiş bide Anıl'a söylemişsin!
-Kime deseydim Derya'ya mı? Dedim biraz ima biraz beklentiyle.
-Onu mu dedim ben şimdi?
-Ne dedin?
-Çağırabilir miydin Derya'yı, dedi bu sefer sanki onu gözlerinde beklenti vardı ya da bana öyle geliyordu. "Dik dur Sayha, sakın istediğini verme ona."
-Çağırırdım, yapardım, dedim kendimden beklemediğim bir ciddiyetle ve duruşla gözlerinin tam içine bakarken. İmalı bir şekilde kafasını sallayıp sağa sola baktıktan sonra tekrar bana döndü ve;
-Sayende çocuklar Derya'ya aşık olduğumu düşünüyolar.
-Değil misin? dedim burun buruna, dipdibeyken tamda gözlerinin içine bakarken yaptım işte, sordum beynimi yiyen soruyu. Uzun sayılmayacak bi süre gözlerimin içine baktıktan sonra tam ağzını açmış cevap verecekti ki birinin bize "Gençler" diye seslenmesiyle ikimizde o tarafa döndük. Şuan ki derse girecek olan proföser bize bakıyodu;"Giriyorum ben, geliyo musunuz? "dedi. Zilal bana kısa bir bakış attıktan sonra sınıfa doğru ilerlemeye başladı.#Yiğit'in Ağzından#
Sabah uyanamadığım için derse geç kalmıştım. Şimdi ise bahçedeki masalardan birinde Aybüke'nin çıkmasını bekliyordum. Telefonla oynarken beynimin içinde dün dolaşıp duruyordu. Zilal Anıl'ın;"Derya'ya hala aşık mısın?" sorusuna cevap vermemişti. Mekandan çıkıp gitmişti. Büyük ihtimal Zilal bu konu hiç açılmamış gibi yapıcak bizde ona ayak uydıracaktık. Anıl dün "Küstüm onunla konuşmıcam" demişti ama büyük ihtimal sabah kalktığında unutmuştu. Anıl böyleydi. Zilal'e küserdi. Sabah uyandığında eskisi gibi davranır ona "Olum hani küstün" dediğimizde "Unuttum" derdi.Aybüke'nin bana seslenmesiyle kafamı kaldırıp o güzel gözlerine bakıp gülümsedim. Karşıma oturacağı sırada;"Aybüke" diyip onu durdurdum;"Yanıma otursana." dediğimde tebessüm edip yanıma oturdu ve;"Sen öyle çağırınca dersten çıkıp geldim çok kalamam geri dönmem lazım bişey mi oldu." dedi endişeyle.
-Doğru senin dersin vardı dimi, özür dilerim.
-Yok,ne özürü canın sıkkın bişey mi oldu?
-Ya ben seni kaçırırım diye düşünüyorum ama o kutsal dersini unutmuşum. Bir sürü şeyle uğraştım. Kaç gündür göremedim seni doğru düzgün, diyince tebessüm ederek kafasını yere eğdi, utanmıştı 😊"Aybüke" dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı:"5 dakika başımı omzuna yaslim mi?" dediğimde şaşkınlık bürüdü gözlerini ve etrafta göz gezdirdi. Çoğu derste olduğu için bahçede çok kimse yoktu,gerçi olsada umrumda olmazdı. Başını olumlu anlamda sallayıp önüne dönüp düz oturdu. Böylece daha rahat yatabilecektim. Başımı yaslayıp gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım. Kardeşimi tekrar kaybetme korkusu mahvediyordu beni.
Bir süre böyle kaldıktan sonra sessizliği bozan o oldu;"Yiğit" dediğinde gözlerimi hala kapalıyken"Hı" dedim." Zilal Derya'ya dönecek mi? "diyince gözlerimi açtım kafamı kaldırdım ve ona döndüm. O da aynı şekilde bana;" Sayha için endişelisin değil mi? "dediğimde mahcupça kafasını eğdi;" Zilal'in ne düşündüğünü bilmiyorum Aybüke ve bu beni korkutuyo. "dediğimde bana baktı;" Anladım ve benim artık gitmem lazım. "dedi ve bi an duraksayıp yanağıma bi öpücük bıraktıktan sonra koşar adımlarla uzaklaştı. Utanmıştı yine ama bu kadar hengamenin içinde bu çok iyi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zilal - Gölgenin çığlığı (DÜZENLENİYOR)
Teen FictionRuhu gölge, bedeni ruhuna uymuş ağır yaraları olan bir çocuk ve gece körü bir kız. Karanlığın içinde ki gölgeyi görmesi imkansızken peki ya sevmesi? Zilal ismindeki ilk kitaptır. Yeteneğiniz varsa yazın kimsenin emeğini çalmayın. Kitabımın konusu ç...