#Zilal'in Ağzından#
Dediğim şeyle Sayha'nın babasından gelicek bir yumruğa hazırlamıştım kendimi lakin öyle olmadı. Karşımda kocaman olmuş gözlerle bana bakıyordu. Şaşkınlıktan da olsa sessiz kalmasından cesaret alıp konuşmaya devam ettim;"Bakın şuan beni burda kesseniz sesimi çıkarmam. Sizi anlayabiliyorum. Benim bi kızım olsa ve bi çocuk karşıma geçip onu sevdiğini söylesen o çocuğu diri diri gömerdim." dedim anında gözümün önünde oluşan görüntülerle gözlerim kocaman olmuştu;annesinin Sayha olduğu bir kızım olacaktı ve karşıma geçip kızımı sevdiğini söyleyecekti öyle mi! Hayır Türkiye henüz böyle bişeye hazır değil. Bunları düşünmeyi, ayrıntılı bir şekilde düşünmeyi😑 sonraya erteleyip konuşmaya devam ettim:
-Ama siz dediniz sizde beklemişsiniz yengeyi balkon altında saatlerce. Üstelik seven sevdiğinden ayrı kalmamalı da dediniz. Bakın ben bi daha kimseyi sevmicem diye kendime söz vermiştim ama Sayha... Diyip sustum cümlenin devamını getirememiştim. Sona doğru sesim çaresiz çıkmıştı. Gözlerimi ondan kaçırıp yere bakmaya başladım.
-Kazık yemişsin sen, diyince affalayarak kafamı kaldırıp ona baktım. Yüzündeki ifade biraz da olsa yumuşamış gibiydi,ya da bana öyle geliyordu. Konuşmaya devam etti:
-Hemde sevdiğin kızdan. Şimdi taşlar yerine oturdu. O gece o yüzden ona yaklaşamam yanarım felan diyodun. Kendine de bu yüzen bi daha kimseyi sevmicem diye söz verdin değil mi. Bende belalı bi adamsın sanmıştım. Dediğinde istemsizce yutkundum. Ben belalı bir adamdım!
-Bana bak delikanlı bunu söylemek sinirimi bozsada kızımı gerçekten sevdiğini görebiliyorum ve biliyo musun yanan adam güzel sever ama eğer kızımı üzersen seni diri diri gömerim, dedi imalı bir şekilde benim az önce söylediklerime gönderme yaparak. Ama şuan buna takılacak değildim.
-Yani bize izin mi verdiniz dedim, sesimden şaşkınlık akıyordu.
-Şansını zorlama istersen.
-Sustum,dedim ağzımı fermuar çeker gibi çekip ama istemsizce gülüyordum.
-Lavabo burası,diyip koridorda ilerlemeye devam etti.#Sayha'nın Ağzından #
Babamın salona dönmesinden bir müddet sonra Zilal de salona geldiğinde kahvelerde gelmişti. Garip bir ortam vardı. Zilal'in gözü bende babamın gözü ise ikimizde idi. Ortama benim bilmediğim bilmediğim şeyler dönüyodu. Gece babaların sürekli iş konuşması annelerin ise sosyete ile ilgili konuşmalarıyla geçiyordu. Zilal de arada babamlara katılıp fikir beyan ediyodu ve Haldun amcanın dediğine göre şirket işlerine ilgisiz bi çocuktu. İlgilenmediği halde nasıl bu kadar hakim olabiliyordu. Bu haline hayran kalmadan edemedim. İç sesim:"Aptal sen bu çocuğun her haline hayransın." dediğinde göz devirdim.Sonunda bu garip gece bitip Zilal'ler gittiğinde rahat bir nefes alabilmiştim. Tam pijamalarımı giymiş yatmak için hazırlanmıştım ki telefonum titremesiyle elime aldım. Mesaj gelmişti Zilal den:" "Yarın sabah seni ben alıcam yer elması bekle beni 😉" yazıyodu. İlk önce şaşırsamda sonra sırıtmaya başladım. İç sesim:"Buna sinirlenmen gerekiyo gerzek." dediğinde :"Kes sesini." diyip. Mutluluk dansımı yapmaya başladım. Sonuçta kimse yoktu ve bunun için de sevinebilirdim değil mi. Bin kere felan mesajı okuduktan sonra uyuyakaldım.
Sabah uyandığımda aslında hemen ayılan bi insan değildim ama Zilal gelicekti tabiki onunla gitmicektim ama bu kapıma gelmiyeceği anlamına gelmezdi. Kaybettiğin kıza dön bi bak kombini yapmalıydım. Tabi ki mini etek giydim. Üstüne kolları zincir detaylı bir kazak ve siyah uzun botlar,saçlarıma maşa yapıp makyajımı da yapıp çıktım evden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zilal - Gölgenin çığlığı (DÜZENLENİYOR)
Genç KurguRuhu gölge, bedeni ruhuna uymuş ağır yaraları olan bir çocuk ve gece körü bir kız. Karanlığın içinde ki gölgeyi görmesi imkansızken peki ya sevmesi? Zilal ismindeki ilk kitaptır. Yeteneğiniz varsa yazın kimsenin emeğini çalmayın. Kitabımın konusu ç...