Gülşen
Konferans salonuna çıkmak yerine seminer odasını kullanma kararı almıştım çünkü orada onunla daha yakın olabilirdik. O oda daha küçük ve şirindi. Onun gibi. Yapmam gereken çok şey yoktu. Sadece ne konuşacağımı biraz düşünmeliydim. Neyse diye düşündüm. Neyseydi çünkü kütüphane başkanı olmam flört hayatımın önüne geçmemeliydi. Bir iki şey zırvalayıp Merve' ye yürürdüm. O olduğu kesindi. Bana yalan söyleyeceğini zannetmiyordum çünkü değişik bir şekilde güven vermişti bana. Az konuşmuş olsak dâhi ilginç bir şekilde beraber askerlik yapmışız gibi hissediyordum. O konuşmamızdan sonra sadece havadan sudan konuşmuştuk çünkü utandığını biliyordum. Ben ondan biraz daha fazla deneyimliydim ve bu geri planda kalmamı zorlaştırıyordu.
Şu ana kadar hiç kız bir sevgilim olmamıştı. Belki sevgili olsan hoşlanmazsın diye düşünebilirsiniz ama o kadar kolay değildi işte. Aseksüel olmadığımı biliyordum ve erkeklerle kendimi zorlayarak sevgili olmam sonucunda onlardan hoşlanmadığımı da anlamıştım. Geriye lezbiyen olma ihtimalim kalıyordu. Bu ihtimali seviyordum çünkü beni iyi tanımlıyordu. O biseksüel olsa bile umrumda olmazdı çünkü aklındaki kişi planlarım düzgünce ilerlerse sadece ben olacaktım. Umarım yani.
2 ders sonra gelmelerini istediğim ögrenciler yavaş yavaş toplanmaya başladıklarında Merve'nin de tahminlerime göre birazdan burada olacağını anladım. Gelenlerle samimiyetsizce gülümseleşmemizin ardından o geldi. Bugün sanırım beden dersleri vardı bu yüzden eşofman giymişti ama yine de güzeldi. Hep güzeldi. Kendine dikkat etmese bile kalbimi hızlıca attırmayı başarıyordu. Onu seviyordum.
Yanımdaki sandalye boştu. Oraya oturmak için geldiğini gördüğümdeyse mutlu olmuştum, cesareti hayranlık uyandırıcıydı. Ben olsam en köşeye geçerdim sanırım. Benden hoşlandığını biliyordum bu yüzden rahatça konuşabiliyordum bu konu hakkında ama şu anda heyecanlanan tarafın o olmaması biraz komikti. Çok rahat gözüküyordu, benimle konuşmuyordu. Arkadaşlarıyla konuşuyordu ve bunu kıskanmıştım. Sorun etmedim çünkü beni istediği barizdi. Fazla naz aşık usandırmıyordu, aksine davranışları hoşuma gidiyordu.
Herkesin toplanmasının ardından konuşmama başladım.
"Evet arkadaşlar, size sınıflarınızda da bahsettiğim gibi kütüphane takımının değişme zamanı geldi ve siz daha yeni olduğunuz için bu okulda uzun zamanınız var. Lütfen kendinizi tanıtın ve oylamayı başlatalım. Benimle birlikte yaklaşık 30 kişi burada ve hepimiz görevli olamayız bildiğiniz üzere. Toplamda 10 kişi yeterli olur. Biri zaten benim. Aranızdan 9 kişiyi oylama yardımıyla seçeceğiz. İsterseniz hemen başlayalım."
İtiraz sesleri yükselmişti. Yapabileceğim bir şey yoktu çünkü bir gün benimle Merve görevli olsa, diğer günlerde de başka 2 kişi görevli olsa... Ancak böyle halledebiliyordum işte.
"Her gün iki kişi nöbetçi olacak. Kadroyu sabit tutmaya çalışıyorum ki kitaplar hakkında çokça bilginiz olsun. Şimdiden söyleyeyim, derslerini kaçırmak istemeyenler olabilir. Belki hazırlık olduğunuz için bu sizi çok etkilemez ama bu göreve gelecek sınıflarda da eğer ki bir sorun çıkmazsa devam edeceksiniz. Ben olmayacağım ama içinizden birini başkan seçeceğim ve o görevimi devralacak. Güvendiğim birini seçeceğim belki mezun olduğumda bana burası hakkında bilgi de verir. Bu kütüphane benim için özel. Sizin için de öyle olmalı. Bu koşulları kabul etmeyenlerden şu anda burayı terk etmelerini istiyorum."
Çoğu çıkmıştı. Gülmüştüm çünkü böyle olacağını biliyordum. İnsanlar böyleydi zora gelemiyorlardı. Bir şey olmazdı çünkü hedefim yerinde oturmaya devam ediyordu. Şu an yaklaşık 20 kişiydik. Çoğu çıkmıştı derken ciddiydim. Yarısını daha elediğimizde tamam oluyorduk. Artık oylama yapma vakti gelmişti. Masa daire şeklindeydi, dolayısıyla benim yanımda iki kişi vardı. Biri Merve'ydi diğeri ise Banu adında bir kız. Banu da güzel bir kızdı. Sarı dalgalı saçları ve yeşil büyük gözleriyle minyon sayılabilecek biriydi. İsmi Banu olan insanlar genellikle güzel olurdu zaten. Değişikti. İsmi Merve olanlar da kötü kişilikli olur derlerdi ama bu umarım ki yersiz bir genellemeydi. Öyle gibiydi çünkü Merve rahat ve sevilesi biri gibi duruyordu. Bu arada Banu'dan başlamıştık kendini tanıt kısmına.
Kendini tanıt kısmı pek umrumda değildi açıkçası. Merve için geldiğim bu yolda tek derdim oydu normal olarak. Bugün onu sıkmak istemiyordum ama. Korkması kötü olurdu. Yakınlaşmamız için ikili ilerlersek zamanımız vardı. Onun da bir şeyler yapmasını istiyordum. Banu bile daha yakın davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMBOY [Girl×Girl] Completed
Teen FictionMerve, tomboy meraklısı bir fujoshi'ydi. Gülşen ise sınav senesinde olan bir butch. Bu kitap iki kızın tuvalette kesişip kütüphanede devam eden biraz değişik hikayesini konu edinir. Fakat bir sorun vardır. İşler ikisinin de beklediği gibi gitmez.