Banu konuşmaya başladığında oda sessizleşmişti çünkü sesi ve görüntüsü ilgi toplayabiliyordu. Benim sevdigim tipte bir kız değildi fakat genel güzellik algısıma göre değerlendirirsek güzel kategorisine rahatça girebilirdi. Merve'nin yüzü ortalama sayılabilirdi ama keskin çene hatları, maskülen ve feminen olmayı aynı anda başarabilen harika duruşu sayesinde diğerlerinden farklılaşıyordu. Hani derler ya, "Onu görünce kalbiniz ağzınızda atar." diye. Kalbim ağzımı geçmişti. Kalbim beynimi yönetiyordu. Şu an ders çalışmak için çırpınmam gerekirken onunla biraz daha fazla zaman geçirmek için çırpınıyordum. Umarım pişman olmazdım. Aşırı sessizlik düşüncelerimi dağıttı ve adının Banu olduğunu öğrendiğim kızı dinlemeye başladım.
"Merhaba, ben Banu biliyorum az kişi kaldık ama birazımızın daha gitmesi gerekiyor. Gönül ister ki hepimiz yürekten istediğimiz bu görev için burada olalım ama olmayınca olmuyor ne yazık ki. Bana gelirsek kitapları oldum olası sevdim. Onlarla iç içe olmak beni her zaman çok mutlu eder. Bu yüzden sizden ricam bana bu iyiliği yapmanız. Derslerden kopmak beni çok etkilemez çünkü öyle bir şey olmayacağına inancım tam. Hem belki takım olacak o iki kişi biraz daha boş derslerin olacağı günde nöbetçi olabilir. Yani bunlar dert edilecek şeyler değil, yeter ki içinizde biraz kitap sevgisi olsun. Sevmediğiniz bir ortamda bulunmak zorunda olmayın. Ben kütüphanede mutlu olacağımı biliyorum. Karar vermek size kalmış. Teşekkürler."
Banu ve bunun gibi normal konuşmaların ardından son olarak belki yine normal olacak olan ama benim için özel gelen konuşma başladı.
"Selam, Merve ben. Buraya herkes gibi ben de kitaplarla birlikte olmayı sevdiğimden ve sorumluluk alabileceğimden geldim. Hepimizin amacı benzer fakat burada kurulacak olan arkadaşlıkların değerliliği benim için en az kütüphanenin iyiliği kadar önemli sanırım. Umarım ki seçilirim ve sizinle, en azından eşimle iyi dost olurum. Sevgimizin, bağımızın kitapların düzenine ve kütüphanenin akışına da etkisinin olacağına inanıyorum. Size diyebileceklerim bunlar. Sonuç ne olursa olsun teşekkürler şimdiden."
Hedefi oldukça hoşuma gitmişti. Dost ayağı güzel bir ayaktı. Kim bilir görevli olarak seçilirse neler olurdu. Düşünmek bile beni mutlu ediyorsa...
Oylama sırasında Merve oylanan birinci kişiydi. Tersten başlamıştık sıraya bu sefer. 20 kişinin ben dahil 9' u ona oy vermişti. Herkesin 2 kere oy verme hakkı vardı. Yani bu oran gayet iyiydi aslında. Kesin seçilmiş gibiydi. Rahatlamıştım çünkü seçilmeseydi ne yapacağımı bilmiyordum. Herhalde kuralları ihlal ederdim ama bu pek hoş olmazdı. Kısacası işime gelen bir seçimdi.
Seçimin sonucunda Merve, ben ve Banu'nun yanında adını bilmediğim ama öğrenmek zorunda olduğum 7 kişi daha kütüphane görevlisi olarak seçilmişti. Elenenler üzgündü ama ben değildim.
Merve ile göz göze geldik, gülümsüyordu. Ben de gülümsüyordum. Hayat bizi bir araya getirmezse ben getirirdim çünkü kendim için fırsat yaratmak kendime yapacağım bir iyilikten başka bir şey değildi. Bunu hak ettiğimi düşünüyordum. Hak ediyorduk.
Sıra eşleri belirlemeye gelmişti. Banu'nun dediği mantıklıydı. Aynı sınıfta olanlar aynı gün -yani boş derslerin olduğu gün- nöbetçilik yapabilirdi. Merve kendi sınıfından seçilen tek kişiydi. Şans mı derdik yoksa onun sınıfindan gelen diğer insanlara çok fazla konuşma hakkı vermemem mi bilmem ama aynı gün nöbetçi olacak gibiydik. Kasmama da gerek yoktu aslında "Gel beraber nöbetçi olalım." dersem olurduk. B sınıfından fazlaca kişi vardı bu yüzden onlar iki gün nöbetçi olacaklardı. Boş derslere bakarak dağılımı yapmıştık. Onun resim dersinin olduğu gün benim de sanat tarihi dersim vardı bu sayede perşembe günü bize kalmıştı.
Eş olduğumuzu öğrendiğimiz için sınıfa kadar konuşarak yürüdük. Yanlış anlamayın sadece tanıma amaçlıydı.
"Tuvalette karşılaşmıştık, beni hatırladın mı?" dedim.
"A şey, evet hatırladım değişik bir gündü." dedi. Utandığı belliydi. Yanakları kızarmıştı. Fazla sıkmamak için gülüp başını okşadım sadece. Kedi gibiydi. Benimle çekingence vedalaşıp sınıfına girdiğinde bir sonraki haftanın gelmesini iple çekmeye başlamıştım bile. Her şey daha yeni başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMBOY [Girl×Girl] Completed
Teen FictionMerve, tomboy meraklısı bir fujoshi'ydi. Gülşen ise sınav senesinde olan bir butch. Bu kitap iki kızın tuvalette kesişip kütüphanede devam eden biraz değişik hikayesini konu edinir. Fakat bir sorun vardır. İşler ikisinin de beklediği gibi gitmez.