"İşte böyle Kuzey." deyip, kalemi ona uzattım. "Ben bunu nasıl çizeyim zaten? Özel bir güç gerekiyor buna. Sen büyücü falan mısın?" diyerek, ellerimi falan incelemeye başladı. Güldüm. "Aptalsın."
"Eyvallah. Her zaman."
Bahçenin girişine takıldı gözlerim. Birisi indi bir arabadan. Saçları uzundu. Yüzünü dönmesiyle, kim olduğunu anladım. Güneş gelmişti. Bizim buraya bakıp, el salladı. "Bu ne yüzsüzlük be! Biz tanımıyoruz bunu." dedi Azra hemen.
"Belliydi böyle bir tip olduğu." deyip onayladım.
"Hey, hey! Sakin olun." dedi Arden. Ona ters ters baktım.
"Kim bu?"
"Gereksizin biri." dedi Melike. Güldüm.
Yanımıza geldi havalı bir şekilde. O kadar kasıntı yürüyordu ki, ya da o an bana çok batmıştı. Bilemiyordum ama ağzımdan çıkanlara engel olamadım.
"Fizik tedavi almayı düşündün mü? Bacaklarında sorun var gibi. Kasten yapmıyorsan tabii. Tavsiye ederim, bir görün bence."
Giray, kolasını püskürttü. Melike gülmeye başlamıştı bile. Azra, gururla bakıyordu. Başak, 'ne bu yav' der gibi bakıyordu. Kuzey, gülmemeye çalışıyordu. Arden ise şaşkınlıkla bakıyordu. Güneş de öyle. "Gerek duymuyorum." dedi hemen. Omuz silktim.
Zil çalarken, ayaklandık. Biz giderken, Güneş'in, "İki dakika konuşabilir miyiz?" dediğini duydum. Umursamamaya çalışarak yukarı çıktım.
Çikolatamdan bir ısırık aldım. Ve bir tane daha. "Yavaş ye kızım, boğulacaksın." diyerek uyardı beni Miraç. Ona dik dik baktım. "Sana mı soracağım?" diyerek tersledim. Boş bakışlarım tekrar duvara döndü. "Sakin olsana sen, hey! Benim ne suçum var?" dedi.
O kadar sinirliydim ki hiç pas vermeden yerimden kalkıp, bahçeye indim. Bari yakından izleyeyim. Boş boş pencereden bakmak saçmaydı. En azından bir şeyler duyardım belki.
Onlara yakın duvarın önünde durdum. Dinlemeye başladım. Bir yandan da korkuyordum aslında. Melike, çok büyük bir sevginin olduğundan bahsediyordu.
"Gelmene sevindim, Güneş. Uzun zaman oldu."
"Buraya senin için geldim Arden. Sevineceğini biliyordum. Bize bir şans veremez miyiz?"
Ufak bir sessizlik oluştu. Gözlerimi sıkıca yumdum. Hayır, lütfen hayır desin. Lütfen Allah'ım.
"Deneyebiliriz."
Gözümden bir damla yaş yere doğru aktı. Gökyüzü birden şimşekle parladı. Gök gürültüsü de eklendi ve yağmur yağmaya başladı. Üzüntümü alıp götürmek istercesine. Kalbim hızla atıyor ve acıyordu. Boğazıma dizilen hıçkırıklar, bana hiç yardımcı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without me|Texting|
Teen Fiction"Hadi birilerine şaka yapalım." Kaşlarımı çattım. "Neden?" diye sordum. Azra sırıtıp, "Çünkü neden olmasın?" dedi. Kaşlarımı kaldırdım. "Nasıl bir şaka? Açıklasana biraz." deyip ona doğru döndüm. "Okuldan birisine işte. Senin tercihine kalmış. Bi...