0.32

10.1K 513 35
                                    

Can sıkıntısıyla karaladığım sayfaya baktım. Ruh halim gibi karmaşıktı. "Miraç ve Başak. Siz ikiniz Atilla İlhan'ın bir şiirini okuyorsunuz."

"Güneş ve Kuzey. Siz, Nazım Hikmet'in bir şiirini okuyorsunuz."

"Giray ve Melike. Siz, Özdemir Asaf'ın hayatını araştırıyorsunuz."

"Arden ve Lavin. Siz de Cümal Süreya'nın bir şiirini yorumluyorsunuz."

Gözlerim büyüdü. E yok artık. Tesadüfün böylesi de hayatın şakası. Arden'e baktım. Göz göze geldik. Kalbim hızla çarparken, bakışlarımı geri çektim. Dün bilinmeyene yazdığı şeyler kafamı karıştırmıştı ve sinirlenmiştim. Resmen iki kişiyle oynuyormuş gibi gözüküyordu.

Karaladığım kağıdı sinirle yırttım. Sınıftaki ses birden kesildi. Bu kafamı kaldırıp, herkese bakmamı sağladı ve herkesin de bana bakmasıyla sonuçlandı. "Pardon." diyerek kağıdı yanıma koydum. Bunu geri dönüşüm kutusuna atacaktım.

"Senin neyin var?" diye sordu Miraç. Omuz silktim. "Neyim olduğunu ben de bilmiyorum ki!" diye söylendim. Dikkatlice bana baktı. "Bence bu kadar üzülme. Bu işin içinde başka bir şeyler var Lavin. Ben Arden'i tanıyorum." dedi sessizce.

"Ne gibi?" diye sordum kaşlarım çatılırken. "Bilmiyorum, bilmiyoruz." dedi. Birkaç saniye sonra zil çaldı. Yerimizden kalktık. Dışarı, bahçeye çıktık.

"Şurası iyi."

Melike'nin gösterdiği yere ilerledik. Arden yanıma geldi. "N'aber?" diye sordu. "İyi." diye yanıtladım. "Sevindim." dedi. Sinirle durdum. "Kes şunu! Her şey yolundaymış gibi davranmayı kes! Her şey dağınık çünkü." dedim hızlıca. Sakince bana baktı. "Neden Lavin. Seninle alakalı ne var da sen bu kadar sinirlisin?" dedi rahatlıkla. Şaşkınca baktım. "Benimle alakalı bir şey yok mu? Pekala. Senden nefret eden biri var. Bu benimle alakalı sanırım?" dedim. Bu sefer o şaşkınlıkla baktı.

"Nefret?" diye mırıldandı. Miraç, saçlarını eliyle dağıttı. "Lavin yapma. Nefret çok ağır. Bunu yapma." dedi Güneş. Ona baktım. Bana şefkatle bakıyordu. "Bana öyle bakma. Canım bu kadar yanarken bana böyle bakamazsınız. Bunu kabul etmiyorum." diyerek uzaklaştım.

"Benim de canım yanıyor o zaman!"

Duraksadım. Onlara döndüm. Hepsi şaşkındı. Kimse Arden'den böyle bir şey beklemiyordu. Ben bile. O zaman sorun neydi? Beni seviyorsa, neden Güneş ile beraberdi? Ya da değil miydi?

"O zaman bir şeyler yap! Canın yanmasın istiyorsan bir şey göster." dedim ben de. Ekledim. "Hiç olmadan." arkamı döndüm, der demez. İlerledim.

Bir sonraki bölüm şok etkisi yaratıyorum. Artık yavaş yavaş sona geliyoruz. Ben bu kitabı çok seviyorum ve benim için özel bir kitap. Umarım severek okuyorsunuzdur.

Without me|Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin