Arden'e kaşlarımı çatarak baktım. "Görmezden mi geleceksin beni?" dedim en sonunda. Masada sessizlik oluştu. Arden, kaçamak bir bakış attı. "Kaçmıyorum ben Lavin. Kaçılacak bir şey yok." dedi. Ağzım, 'O' şeklini aldı. Histerik bir gülüş kaçtı ağzımdan. "Ne düşünüyordum ki? Haklısın." diyerek, Ayaş'a kalktım. "Lavin gitme. Abicim ne yapıyorsun ya? Hem öpüyorsun hem umursamıyorsun!" diyerek kızdı Miraç.
"Sen bana baksana."
Kuzey'e baktım. "Otur şuraya." dedi. Kaşlarımı çattım. "Açıkla kardeşim sen de neden böyle yaptığını." dedi. Kuzey hep ortayı bulurdu. Hep böyleydi.
"Açıklayacak bir şey yok. Kaçmıyorum çünkü zaten tek kaçış noktamsın."
Omuzlarım düştü yavaşça. Gözlerimin içine baktı. "İşte bu be!" diyerek güldü Güneş. Gülümsedim. Yerime oturdum tekrar. "Bu iş nasıl böyle oldu?" dedi Başak. Arden'e baktım. Gözlerini benden ayırmadı. "Bastırdığım duygular tepeme çıktı. Kaçış noktama döndüm. Sarhoş olduğumuz gün. O kadar şey söyledi ki Lavin. Bir çoğunu hatırlamıyordur bile. Kendimi çok sorguladım. Dedim ki ulan zaten ilgin var, ne diye inkar ediyorsun? Ve işte sonra böyle oldu." deyip güldü. Başımı eğdim.
"İki yıl önce," diye başladım söze. Kafasını kaldırıp, şaşkınlıkla baktı. Gözlerimi kaçırdım utançla. "Okula geliyordum. Telaşlıydım, ara sokağa daldım geç kalmamak için. Sonra karşıda birisi vardı. Beyaz bir köpeği gezdiriyordu. Diğer elinde de kitap, dikkatlice onu okuyordu. O kadar dalmıştı ki kitaba, benim gelip köpeği sevdiğimi fark etmedi bile. Sonra birden seslice, 'Kitabın sonunda ne oluyor acaba? Baksam mı? Kimse anlatmadı da zaten.' deyip sayfaları çevirmeye başladı. Ben de hemen atladım, 'Kitabın sonunda erkek karakter ölüyor.' diye. Duraksadı ve bana döndü," gülümsedim başımı eğip.
"Teşekkür etti bana. Şaşırmıştı. 'Spoiler yemeyi seven tek kişi değilmişim.' dedim. Gülüştük. Okula gelene kadar kitap hakkında konuştuk. Adımı sordu en son. Ben de sordum. Tanışmış olduk. Sonra her gün o ara sokağa girdim. Her gün farklı şeyler konuştuk. O kadar ortak yönümüz vardı ki! Bana Güneş'i anlattı. O gün çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Gittiği gün, omzuma başını koyup ağlamıştı. Ben o çocuğa aşık olmuştum. Beraber ağladık. Kendi halime de çok acımıştım. O bana sevgisini daha da derin anlatınca dayanamayıp, o sokaktan geçmeyi bıraktım," derin bir nefes alıp, Arden'e baktım. O kadar şaşkındı ki. Burukça gülümsedim.
"Okullar açılınca, yani beş ay sonra, bizim okula geldiğini gördüm. Burada okumaya karar vermiştin. O kadar mutlu olmuştum ki! Melike'nin kuzeni olduğunu öğrenince aynı ortamda olacağımızı anlamıştım. Aynı ortamda bulunduğumuzda hiç değişmemiştin. O üzgün halin gitmişti sadece. Ben seni o gün, seni ilk gördüğüm gün sevmeye başlamıştım. Üzgünüm." dedim. Gözleri parlıyordu.
"Vay be! Bunlardan hiç haberimiz yok ya lan?"
"Aynen kanka bu Lavin çok sinsi. Zaten mesaj attığı zama-" Kuzey'i susturan şey, Miraç'ın adeta üstüne atlamasıydı. Kuzey'e sinirle baktım. "Olmayan beyin hücrelerini sikeyim kardeşim." dedi Giray. Ona minnettarca baktım. Küfür etmek istemiyordum. Sevap pointim azalıyordu.
Arden kaşlarını çattı. "Ne mesajı?" diye sordu bana bakarak. "Yok bir şey ya! Bu mal ya saçmalıyor." diyerek, Kuzey'e baktım. "Sıçıyordum değil mi?" deyip, Güneş'e baktı. Güneş güldü. "Ben seni böyle seviyorum." deyince, öksürük krizine girdim. Hepimiz, "Ne?" diyerek bağırdık. Bu bizden daha garipti. Arden'le birbirimize bakarak sırıttık.
"Tarih bizi yazacak güzelim."
"Evet, tarihin gavatları olarak." diyerek yanıtladım onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Without me|Texting|
Teen Fiction"Hadi birilerine şaka yapalım." Kaşlarımı çattım. "Neden?" diye sordum. Azra sırıtıp, "Çünkü neden olmasın?" dedi. Kaşlarımı kaldırdım. "Nasıl bir şaka? Açıklasana biraz." deyip ona doğru döndüm. "Okuldan birisine işte. Senin tercihine kalmış. Bi...