~BÖLÜM 16~

359 21 3
                                    

Yatağa başımı koyduğum da tek düşündüğüm karnımda ki çocuktu. Ayaz a söylememek konusunda emindim. Ama doğurmak o sorumluluğu tek başına almak. Ve yıllarca saklamak saklanmak...

Sabah uyandığımda konak çok sessizdi. Bunu fırsat bilip kimseye yakalanmadan avukatın yolunu tuttum. Avukat işlerimi bitirince şirkete gidip odadaki eşyalarımı toplayacaktım. Gözlerimin önünde hala Ayaz ı gördüğüm ilk gün vardı. Hala düşüncelerim onun eksenindeydi. Kimseyi kendimden baska kimseyi yakıştırmamıştım bugüne kadar ona. Ama dün o beni hayallerimi güvenimi inancımı o kadına dokunduğunda bitirdi. Bi araba korna sesiyle irkilip kenara çekildim. Bunları düşünürken yola çıkmıştım. Hemen kendimi toparlayıp arabamın kapısını açtım. Önce derin bi nefes alıp çalıştıracakken Ayaz ve Sıla yı gördüm. Ayaz Sıla ile birlikte bi bebek mağazasına girdiğinde midemin bulandığını hissettim. Gözlerimden akan yaşları kendi hallerine bırakıp arabayı çalıştırdım.

Şirkete geldiğimde Ayaz ın olmayışı beni rahatlatmıştı. Hemen eşyalarımı arabaya koyup hızlı hızlı sürmeye başladım. O kadar sinirliydim ki önüme çıkan herşeyi parçalayabilirdim. Sinirime tepkiyi gözyaşlarım fazlasıyla veriyordu.

Arabayı biraz yavaşlatıp kendimi dinlememek için radyoyu açtım. Radyo da Neşet Ertaş Ahirim Sensin çalıyordu. Daha çok hıçkırıklara boğulduğumu hissettiğim sırada karşıdan gelen Ayaz ın arabasını farkettim. O sırada aklımdan geçen onun üzerine sürmekti arabyı. Ve yapmamak için hiç bi sebebim yoktu. Gaza daha fazla yüklenip tünelin içide şerit değiştirdim. Ters yöne girdiğimde herşey için çok geç olduğunu biliyordum. Ayaz da şerit değiştirmeyip sürmeye devam etti. Bebeğimden özür dileyip gözlerimi kapattım. Tek hatırladığım Ayaz ın bana bakan gözleriydi..

                            ****

12AY SONRA (AYAZIN AĞZINDAN)

Sıla hala uyuyordu. Bebek ise durmadan ağlıyordu. O bebeğe dokunmak babası olduğumu düşünmek istemiyordum. Tam 12 ay olmuştu. Kazadan sonra Leyla dan haber alamamıştım. Günlerce gecelerce telefonun başında bekledim. Ama hiç bi haber yoktu. Ben bunları düşünürken bebek hala ağlıyordu. Sıla ya bağırıp "Sıla kalk bebeğe bak!" dedim.

Sıla her gün yaptığı gibi söylenerek yataktan kalktı. Eğer karşılık verseydim nikah olduğu günden beri yaptığımız gibi kavga edecektik. Kapıyı çekip çıktım. Herkes kahvaltı masasındaydı. Beklemeden geçtim hemen arabaya. O arabaya her bindiğimde Leyla nın arabasını üstüme sürerken ki yüzü gözümün önüne geliyordu. Bi hata iki hayatı birden bitirmişti. Ama en çok koyanda Leyla nın hastaneden kayboluşuydu. Ölmemişti ama nerdeydi? Kim niye kaçırmıştı onu benden?. 12 aydır sesine yüzüne hasrettim. Her duvarda onun kayıp ilanları vardı. İlan vermediğim yer kalmamıştı. Elimden gelen onu beklerken Sıla ile uğraşmak olmuştu. Ama vazgeçmeyecektim. Leyla ortaya çıkana kadar bekleyecektim. Sıla yı sevmem o çocuğu kabullenmem mümkün değildi. Leyla yı bulduktan sonra ilk işim DNA testi olacaktı. Bugüne kadar yaptırmamıştım. Çünkü ona ısınabilirim diye düşünmüştüm. Ama olmamıştı. İçimden kucağima almak babalık yapmak gelmiyordu.

Şirkete geldiğimde hemen sekreterimin yanına gidip bi haber var mı diye sordum. Ama yoktu. Bende rutin işlerime devam ettim.

Akşam eve döndüğümde Sıla ve annem kavga ediyordu. Hemen yanlarına gidip "Sıla noluyo burda ne bağırıyosun?" dedim. Annem Sıla dan önce davranıp "Hanımefendi çalışmak istiyormuş" dedi. Sıla ya dönüp "Çalışmak felan yok senin bi oğlun var onunla ilgilen" dedim. Sıla bana dönüp "Leyla bu evin hanımagası değildi bi çocuk bile veremedi.Ama ona izin verdin. Hala bi ölünün aşk....." lafını tamamlamasına izin vermeden bugüne kadar içimde biriken tüm öfkeyi ona tokat atarak dindirmeye çalıştım. Tam arkamı dönüp gidecekken "Bi daha Leyla ya ölü deme ki ölüsü bile senden daha değerli" diyip gittim.

Leyla ölmemişti. Kaçmıştı yada kaçırılmıştı. Ama o benden vazgeçsede ben vazgeçemezdim. Bana hayat veren birine öldü diyemezdim.

UNUTULMUŞ BİR MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin