~BÖLÜM 18~

580 31 8
                                    

"Senden açıklama bekliyorum Leyla?"

"Söyleyecek bişey yok" dememle sinirlenip direksiyona vurup "NE DEMEK YOK! DALGA MI GEÇİYOSUN BENİMLE?" diye bağırmaya başladı. Korkmaya başlamıştım. Ama ağzımı açmıyordum. Hıçkırıklarım boğazımda düğümleniyordu. 5 dk boyunca ikimizde konuşmadık. Ayaz kapıyı çarpıp dışarı çıktı. Gerçekleri anlatmak istiyordum. Ama korkuyordum. Onun şefkatini görürsem bi daha bırakamazdım. Bir sene boyunca yaşadığım tüm zorlukların karşılığı bu olamazdı. Arabada kendi kendime düşünürken iyice çıkmaza giriyordum. Tam susmayı tercih edecekken karşıdan gelen arabanın ışığı Ayaz ın yüzüne vurdu. Yüzü ıslaktı. Ağlıyordu. Ben her ne yaşamış olursam olayım içimdeki Ayaz aşkı herşeyi anlatıp tekrar ayrı yollara gitmemiz gerektiğini söylüyordu. Kendimi toparlayıp kapıyı açtım. Ayaz a  yaklaştıkça kalbim daha hızlı atıyordu. Ayaz a üç adım kala durup bende sırtımı arabaya yasladım. Boğazımı temizleyip "Tamam. Herşeyi anlatacağım. Ama sözümü kesme. Kızma. Bana acıma. Sözüm bitincede arabaya binip yine ayrı dünyalarımiza dönelim." dedim. Ayaz yüzüme bakıp "Anlat sen sonrasına bakarız" dedi. Sesi benimkinden daha acınasıydı. Gerçekten bu kadar acı çekiyor muydu? Çok beklemeden anlatmaya başladım.

"Senden ayrılırken bende hamileydim. Sana söyleyemezdim. Çok zordu. Hayalimdi o bebek. Ama yapamazdım. Beni aldatan bi adamın çocuğunu doğurup acı çektiremezdim ona. Doğursam bile Diyarbakır da o çocuğu annenler elimden alırdı. Ama o bebeği aldıramazdım da. O gün arabayı üzerine sürdüm. Çünkü beni bu çıkmaza sen sokmuştun eğer bedelini ödeyeceksek hep birlikte ödeyecektik. Gözüm dönmüştü. Şimdi neden ortalıktan kaybolduğuma gelince sıra. Bilmemem gereken şeyler biliyordum. Ve bildiğim şeyler benim için tehdit oluşturuyordu. Abim de beni hastaneden kaçırdi. 12 ay boyinca evde tedavi gördüm. Kaza sırasında beynimin bazı bölümleri hasar gördü. Çoğu şeyi hatırlamıyordum. Özellikle hemşirelik üzerine hala hiçbişey hatırlamıyorum. Başlarda tek hatırladığım sendin ve o bilmemem gereken sırlardı. Sonra Cansu yardım etti. Yavaş yavaş taşlar yerine oturdu. Yazı yazmayı bile daha yeni tam anlamıyla çözdüm. Bunlarla uğraşıyordum işte Ayaz. Tüm acılarımdan kurtulmaya çalışıyordum. Hayatta olduğumu söyleyemezdim. Anladın mı şimdi? Artık rahat bırak beni. Kimseye de yaşadığımı söyleme zamanı gelince ben ortaya çıkacağım zaten." diyip gözlerimi yere diktim. Sessizce arkasını dönüp arabaya bindi. Bende bir süre bekleyip arabaya döndüm. Hava kararmıştı. Arabayı çok hızlı kullanıyordu. Ama sesimi çıkarmıyordum. Aniden fren yaptı. "Sırlar ne?" dedi. Cevap vermedim. Camdan dışarı bakıyordum. Kapıyı açıp dışarı çıktı. Hızla gelip beni arabadan indirdi. İki kolumu da sıkıca kavrayıp "Madem bu kadar acı çektik. Artık benden ne diye bişeyler saklıyorsun. Sen bu sırrı söyleyene kadar peşinde olacağım Leyla. Sana zarar gelmesine izin vermem. Bir daha saçının teline kimse dokunumaz. " dedi. Konuşmuyordum hala. Kollarımı acıtıyordu. Ama sesimi çıkarmıyordum. Sadece gözlerinin içine bakıyordum. Hem acı hem de sinir vardı gözlerinde. Onu hiç böyle görmemiştim. "Cevap ver Leyla. Bir senedir sadece sen acı çekmedin anlıyor musun? Bana cevap VER!" diye bağırınca kollarımı kurtarıp "Yoruldum. Lütfen biraz rahat bırak zamanı var herşeyin" dedim. Sesim beklediğimden daha sakin çıkmıştı. İkimizde arabaya bindik. Beni abimin iş yerinde bıraktı. Sonra gürültülü bi şekilde arabayı çevirip gitti. Abim kapıdan çıkınca içimde tuttuğum bütün gözyaşlarımı bırakıp sarıldım. Yaklaşık 10 dk öylece durduktan sonra eve gittik. Ablam annem Cemil abim ve ablam yaşadığımı bilmiyordu. Ama risk alamazdım. 12 aydan beri ilk defa dışarı çıkmıştım. Onda da Ayaz beni bulmuştu. Artık bu sırrı içimde tutamazdım. Benimle birlikte bi kanser gibi tüm vücuduma yayılıyordu.

                          *****

Ayaz ile karşılaşmamızın üzerinden 2 hafta geçmişti. Artık kendimi ortalığa çıkmak için hazır hissediyordum. Dolaptan asker yeşili dizimin üstünde bi elbise aldım. Üzerine siyah deri ceketimi giydim. Ayağıma da siyah topuklu ayakkabılarımı giyip çantamı da aldıktan sonra dışarı çıktım. Abim ve Cansu konağa gitmişlerdi. Önce annemlerin yanına gidecektim. Daha sonra da Ahmet Aga nın konağına gidecektim. Bugün 12 aydır üzerimde taşıdığım tüm yüklerden kurtulacaktım.

Konağın önünde taksiden indiğim de derin bi nefes alıp kapıyı açtım. Hepsi yukarı avludaydı. Yavaşça yukarı çıktım. Annem beni farkettiğinde "kızııım" diyip boynuma atladı. Uzun bir süre öyle kaldıktan sonra ablam babam ve Mehmet abime de sarıldım. Hepsini o kadar çok özlemiştim ki. Kısaca tüm hikayeyi onlarada özet geçtim. Annem her zaman ki gibi sinirlendi ve bi ton azarladı. Bunu bile özlemiştim. O yüzden sesimi çıkarmadım. 2 saate yakın oturup sohbet edip hasret giderdikten sonra annem akşam yemeği için mutfağa gidip yemek talimatı verdi. Bende izin isteyip Ahmet Aga nın konağına gideceğimi söylemeden gitmem gereken yerler olduğunu söyleyip evden çıktım.

Normalde bizim konakla Ahmet Aganin konağının arası uzaktır. Ama yürümeyi tercih ettim. Çünkü bugünden sonra Ayaz ve ailesi için hiç bişey eskisi gibi olmayacaktı. Ayaz ı bir senedir çektiği azaptan kurtaracaktım. Ama Sıla ve Hatun Ana daha dibe batacaktı. Bu intikam değildi benim için sadece bana yaşattıklarının karşılığını alacaklardı. Ben yolda yavaş yavaş yürürken arkamdan birinin geldiğini farkettim. Tam dönecekken burnuma gelen o keskin kokuyla vücudumun kontrolünü kaybettim.

LEYLA SILA VE HATUN ANA İLE İLGİLİ NE BİLİYO OLABİLİR?

GERÇEKLERİ SÖYLEYEBİLECEK Mİ?

KİM TARAFINDAN SALDIRIYA UĞRADI?

AYAZ ONU Bİ KERE DAHA MI YALNIZ BIRAKACAK YOKSA KURTARABİLECEK Mİ?

UNUTULMUŞ BİR MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin