~BÖLÜM 14~

416 17 1
                                    

Sonunda Baran Amca ikna olmuştu. Dilan ı Bolu ya okumaya gönderiyordu. Sıla her ne kadar bunun aksine uğraşsa da Ayaz onunla konuşunca geri çekilmişti. Her sabah gibi kalkıp kahvaltımızı yapmıştık. Dilan da son hazırlıklarini yapıyordu. Ayaz ın dogumgününden beri uzerinde ki o kötü hava beni deli etmek üzereydi gülmüyordu bana dokunmak istemiyo gibiydi ve sürekli herşeye tamam diyordu. Ama artık dayanamayacaktım Dilan gittikten sonra bunu büyük bi kavga çıksa da çözecektim.

Dilan yavaş yavaş merdivenden inip herkesle tek tek görüştü annesi o kadar ağlamıştı ki sanki gelin ediyordu. Babası ve Dilan arabaya bindikten sonra Ayaz ı odaya çağıracakken Ayşe Teyze beni mutfağa kadar çağirdi. Ayaz da yukarı avluya kahvesini icmeye cıktı. Ben mutfaktaki işimi halledip yukarı çıkarken Hatun Ana ve Sıla nın konuştugunu duydum. Ve duyduklarımla elimdeki bardakların yere düşmesi bir oldu. Nefesi kesiliyordu. En son hatırladığım Hatun Ana nın karşımda kötü kötü güldüğüydü. Gözlerimi açtığimda hastane odasindaydim. Doktor elimde ki ve yüzümdeki cam parçalarını temizliyordu. Bayılırken camlarin uzerine düşmütüm sanırım. Ayaz basımda Hatun Ana da karsida oturuyordu.

Ayaz gözlerimi açtığımı farkedince  hemen yanıma yaklasıp "Canım iyi misin?" diye elimi tuttu. Hızlıca çekip kafamı diğer tarafa çevirdim. "Leyla noluyo?"diye sordu. Burda konuşursam kendime hakim olamayabilirdim. O yüzden hiç bişey söylemedim. Doktor artık çıkabilirsiniz dediğinde Ayaz hızlıca yanıma gelip koluma girdi. "Koluma girmene gerek yok yuruyebiliyorum" diye tersleyince kolumdan cıkıp onden onden yurumeye başladı. Sıla nın o sözleri aklımdan çıkmıyordu. Her an patlayabilirdim ama eve kadar sabredecektim.

Araba konağın onunde durunca yavaşça içeri girip "Sılaaaa!" diye bağırmaya başladım. Herkes bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Ayaz arkamdan gelip "Napiyosun hayatım?" diye kolumu tuttu. Kolumu elinden kurtarıp tekrar "Sılaaaa!"diye bağırdım. Sıla merdivenlerin ordan hızlı hızlı inip "Leyla bak burda değil lütfen burda konuşmayalım herkesin içinde olmaz" dedi. Ayaz a baktığımda suçunun farkındaydı. Anlamıştı herşeyi. İkisininde yuzune tukurup "Biri aynı yastığa baş koyduğum adam digeri kuzeni. Ben bunu hakkettim mi Ayaz? Naptım sana ne istedinde veremedim. Hamile mi kalamiyordum da Amcanin kizini hamile biraktin. Hemde benim senin icin hazirladigim en ozel gununde bu muydu Ayaz bana sevgin saygin. Herşeyi affederim her hatayı kabullenirim ama ihanet hata değil bi seçenektir. Ya yarın aşireti toplarsın yada kendi ellerimle hem kuzenini hemde karninda ki bebegini olume ben yollarım. Bu iş bitti." ikisininde konusmasina izin vermeden arkami dönüp kapıya yöneldim. Ama yine bi baş dönmesiyle bu sefer kendimi soğuk taşların üzerine bıraktım. Gözlerimi açtığımda Ayşe Teyze başımda ağlıyordu. Hemen doğruldum. Ayşe Teyze "Ayaz ın gelmeye yüzü yoktu ben seni yalnız bırakamadım kızım" dedi. Aglamasi nedense icime kotu hisler dogurmustu. "Ayşe Teyze neden ağlıyosun noldu?"dedim. Ayşe Teyze yavaşca yanima oturup elimi gogsune koydu. İstemsizce aglamamk icin tuttugum goz yaslarim bir bir akmaya basladi. "Kızım sen s-en...." dedi. Meraktan olecektim. En sonunda lafını tamamladı. "Kızım sen hamilesin.".......

UNUTULMUŞ BİR MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin