Sabah uyandığımda Ayaz yanımda yoktu. Gözlerimle odayı taradiktan sonra dışardan gelen sesleri duydum. Üzerime sabahlığımı giyip dışarı çıktım. Ayaz orta yaşlı bi adama "Kendine gel Cemil Efendi kızını ben oldurmedim. Gelmiş karşıma utanmadan para mı istiyorsun?" diye bağırıyordu. O ssırada Hatun Ana lafa atlayıp "Kızin bi ağa ile evli olduğunun farkına varıp bu sorumluluğu alamadiysa bu bizim suçumuz mu? Bir ağanın evini basmakta neymiş? " diye çıkıştı. Önce aşağı inmekle inmemek arasında tereddutte kalsamda Ayaz ın arkasına geçtim. Hala kavga ediyorlardı. Adamın Kübra nın babası olduğunu anlamıştım. Kızının ölümünü haksız bulup karşılığında para istemeye gelmişti. Ayas "Evimi terket Cemil Efendi eskilerin hatırına sana zarar vermeyeceğim hadi yoluna" diyip arkasını döndü. O sırada Cemil Efendi silahını çekti. Çok şaşırmıştım. Konakta ki herkes panikleyip bagrismaya başladı. Ayaz arkasını dönene kadar silah ateş almıştı. Silahın sesini duymamla karnimda yanma hissetmem bir olmuştu. Dizlerimin bağı çözüldü. Gözlerimin önü karardı. Canım çok yanıyordu. En son duyduğum ses Ayaz ın "Leylaaa!!" diye bagırışıydı.
********
Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Ağzım çok kurumustu. Hastane de olduğumun ve neden burda olduğumun farkındaydım. Etrafta kimse yoktu. Hemşire çağırma tuşuna basıp beklemeye başladım. "Ah demek uyandiniz Leyla Hanım. Hemen doktora haber vereyim" diyerek içeri girdi hemşire. Onu durdurup "Önce su verebilir misiniz? Çok susadim." dedim. Suyu verip doktoru çağırmaya gitti. Bende yatakta güçlükle doğrulup gelmelerini bekledim. Ayaz ın bagirisi hala kulaklarımda çınlıyordu.
Yaklaşık 10 dk sonra Ayaz babam doktor ve hemsire ıçeri girdi. Babam heyecanla yanıma gelip yanaklarımdan öptü. Çok endiselenmisti belliki. Ayaz ise yüzünü yerden kaldirmiyordu. Doktor rutin bi kaç şey söyleyip yarin taburcu olabileceğimi ama dikişler için iki gün sonra yine gelmem gerektiğini söyleyip odadan çıktı. Hemşire de serumu değiştirip gitti. Babam "Canım kızım ne kadar korktum bi bilsen.Ama seni böyle gördüm ya daha da bişey istemem. Gidip ananlara haber edeyim meraktadirlar" dedi. Bende başımı 'tamam' anlaminda salladım. Babam çıkınca Ayaz la yalnız kalmıştık. Her zamanki gibi yine ilk ben konusacaktim.
"Adama noldu?"
"Polis ilgilendi.Merak etme"
"Kaç gündür hastanedeyim?"
"Leyla sen naptın? Deli misin? Önüme neden atladin?" yine Ayaz bey suçlamalarına başlamıştı. Cevap vermeyecektim ne derse desin susacaktim.
"Leyla bana cevap ver! Ya sana da bişey olsaydı. Ben bi kaybı. ....." cümlesini tamamlamasina izin vermeden konuşmaya başladım. Artık son damlaydi. Daha fazla sessiz kalamazdim.
"Ayaz yeter. Artık kendini Kübra nın ölümü yuzunden suçlamayı bırak. Tamam anladım acin var uzgunsun. Başta bana bunu söyledin teşekkür ederim.Ben çabaladım. Çabalıyorum. Ama sen sadece kendi acını düşünüyorsun. Sen orda beni kaybetmekten korkmadin eğer bana bişey olursa yine kendini suçlamaktan korktun.Yeter Ayaz ben bugüne kadar senin için uğraştım. Bana ısın benimle bir ömür düşünebil istedim. Eğer buna niyetin yoksa ......." diyip susmustum. Nefesim kesiliyor gibi hissettim. Ayaz kafasını kaldırıp "Yoksa ne?" diye sordu. "Yoksa hastaneden çıkınca boşanma için aşiretin toplanmasını isteyeceğim" dedim. Aslında istediğim boşanmak felan değildi. Zaten aşiret böyle biseye izin vermezdi biliyordum.Ama yine de söyleyecek başka bişey bulamamıştım. "Boşanmak mı? Aşiret buna izin verir mi saniyorsun?" diye alaycı bi ses tonuyla cevap vermişti Ayaz. Tam cevap verecekken hemşire gelip Ayaz ın artık çıkması gerektiğini söyledi. Refakatçi alınamıyordu. Zaten ertesi gün taburcu olacaktım. O yüzden sıkıntı yoktu. Ayaz hiçbirşey demeden odadan çıktı. Hemşire de yemeğimi bıraktıktan sonra çıktı. Canım bişey yemek istemiyordu. Bende biraz televizyon izleyip uyumaya karar verdim.
Sabah erkenden doktor gelip yarama baktıktan sonra hemsireye pansuman yapmasını söyleyip gitti. Hemşire pansuman yaparken Ayaz iceri girdi. Hemşire işini bitirene kadar sessizce bekledi. Hemşire çıktıktan sonra ben "Giyindikten sonra çıkarız. Biraz bekleyeceksin ama" dedim. Yüzüne bile bakmadan çünkü yataktan kalkmaya çalışıyordum. Ayaz "Dur biraz otur seninle bisey konusucam" dedim
"Seni dinliyorum"
"Dün gece söylediklerini düşündüm. Evet söylediklerinde haklıydın.Ben senin bu kadar doldugunun farkına varamadım.Özür dilerim"
"Ben özür dilemen için söylemedim bunları. "
"Biliyorum.Bu yüzden senden bi şans daha istiyorum" dedi. Aslında şaşırmıştım. Belki de o şansı vermeliydim. 'peki' anlamında gülümseyip tekrar kalkmaya çalıştım. Ayaz hemen yerinden kalkıp koluma girdi. Ben banyoya girince "Sen hazırlan ben işlemleri halledip geliyorum" diyip odadan çıktı. Keyfim yerine gelmişti. Altıma bi eşofman üstüme de bi tişört geçirip Ayaz ı beklemeye başladım. Ayaz işleri halledip geldiğinde koluma girip birlikte aşağı indik. Annem ve ablam da kapıda bizi bekliyordu. Hizlica önce anneme sonrada ablama sarıldım. Sonra arabaya binip konaga geri döndük. İçeri girdiğimde babam abilerim de oradaydı. Kocaman bir sofra hazırlanmıştı. Ben içeri girince herkes 'geçmiş olsun' demişti. Ama bi tek Hatun Ana yerinden bile kalkmaya tenezzül etmemişti. Sanki isteyerek vuruldum. Hepimiz yemeğimizi yedikten sonra ailecek yukarı avluda sohbet edilecekti. Hasta olduğum için Ayaz ve ben müsade isteyip odaya çıktık. Üstümü değiştirmek için banyoya girdim. Henüz duş alamiyordum. Üzerime geceligimi giyio yatağa uzandım. Ayaz coktan yatmıştı bile.
Gece rüyamda Kübra nın babasını görmüştüm. O an hala ruyalarima giriyordu. Bağırarak uyandım. Gözlerimi açtığımda Ayaz beni göğsüne yatırmış sakinlestirmeye çalışıyordu. "Sakin ol Leyla ben burdayım. Kimse sana bi daha dokunamaz sakin ol"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMUŞ BİR MASAL
RomansaHerkesi herşeyi yıkmayı başaran bir töre yanlış insanları esir almış adetler. İnsanların gizli kalmış yüzleri içerisinde alevlenmeye çalışan sade bir aşk. Gerçek dünyaya açılan bir töre kitabı. Keyifli okumalar.