*** UYARI*** Kafanız karışık, bulanık veya kötü bir durumdaysa bunu okumanız tavsiye edilmez***
Fred, o heybetli eve merhaba dedi. Çok önceden, Los Angelas'a gelmişti. Orada tanışmıştı. Sonra çok sevmişti Steph'i. Heyecanlıydı. Artık sayamadığı kadar çok yıl sonra onu görecekti. Arabadan indiklerinde kapıyı ilk çalan tabii ki oldu.
-Aman Tanrım! Hiç değişmemişsin!
- Sen için de aynını söylemek isterdim!
-Ah! Şu robot sesi, ondan kutulamadın değil mi?! Onu tamemen unutmuşum!
-Çok garip! İnsanlar en çok bunu hatırlıyor. Bunu hatırlamaman güzel.
- Hafızamın iyi olmadığını sen de biliyorsun
- Bilmez miyim! Hadi içeri geçelim...
Carl elinde kahvesini yudumlarken karşısındekini seyretti. Karşısında bir bilim kahramanı oturuyordu. Yaşayan- belki de- en büyük IQ'ya sahip kişi! Bu inanılmaz heyecan vericiydi. Büyük ihtimalle az sonra anlatacakları şeylere yabancı kalacağını bilse bile çok büyük ilgi duyuyordu.
- Anlattığın şeyler son derece şaşırtıcı. Ama bence de açıklanılabilir. Ancak dostum, senin de teorilerinde çok derin yanlışlar olduğunu düşünüyorum.
- Ah! Steph! Bunu daha önce tartıştık! Çoklu "Evrenler" çok daha mantıklı!
-Yapma ama Fred! Genç dostumuz Carl'a bunu anlatıyım. Bakalım o hangisini daha mantıklı bulacak?
Carl cevap verdi: " Ben dinlemek isterim"
Fred derin bir Oh çekti: "İşte başlıyoruz"...
-Bu teori biraz radikal olmakla beraber bazı temel şeyleri anlamayı da içeriyor. İlk olarak yöncetici kuvvetler ve kuantumla başlamak istiyorum.
Evreni yöneten 4 kuvvet vardır. Kütleçekim kuvveti, elektromanyetizma, büyük nükleer kuvvet ve küçük nükleer kuvvet. Kuantumla bunları birleştirmek gerekir. Elektromanyetizmanın foton parçacıklarını -elektromagnetonları-, küçük nükleer kuvvetinkini de bulduk-uranyum- hatta büyük nükleer kuvvetinkini-uranyum 18- bile bulduk. Ancak kütleçekim kuvveti foton parçacığı gravitonları hiç bulamadık. Varlığından en emin olduğumuz kuvvet en büyük gizem. Aynı zamanda bu kuvvet en zayıf kuvvet. İşte bu işimizi biraz karıştırıyor.
Konudan çıkıyoruz ve Big Bang teorisini sorgulamaya gidiyoruz. Benim görüşüm Big Bang'den biraz daha radikal. Binlerce hatta milyonlarca evren olduğu ilk teoriden başlayacağım. Buna göre milyonlarca birbirine komşu evren var. Bunlar birbirine kara delikler ile bağlılar. Bunun nasıl olduğuna şimdi geleceğim.
Zaman, uzay ve evrenin fiziksel ince yapısı birbirine iç içe geçmiştir. Yoğunluğu olan her cisim evrenin ince yapısında bükülme meydana getirir. Doğal olarak zamanda da bunu meydana getirir. Büyük yoğunluklu yerlerde( dünya,güneş) zaman daha yavaş geçer. Şimdi kara delikleri düşünün. Kara delikler inanılmaz büyük kütleli yıldızların bezelye kadar küçük bir hacme sıkışmasıdır. Böyle olunca yoğunluk sonsuz oluyor. Sonuç olarak kütleçekim kuvveti ve evrende yarattığı bükülme de sonsuz oluyor. Hatta bazen o kadar büyüyor ki bu bükülme komşu evrenle birleşiyor. İşte o zaman portallar açılabiliyor. İşte burada bir sıkıntı baş gösteriyor.
Bütün teorilerde diğer evrenlerin anti parçacıklardan meydana geldiğini söyler (pozitron, anti nötron...). Eğer böyleyse bu anti parçacıklar neden bu portallardan geçip patlamalara neden olmuyor? Biliyorsunuz bir protonla bir pozitronun çarpışması hiroşimadaki patlamaya bedeldir. Neden patlamalar olmadığına dair ise iki teori var. Yoğunluğu fazla olan cisimlerde zaman yavaş geçer demiştim. Kara deliklerin içinde ise bu sonsuzdur. Yani zaman neredeyse durmuştur. Bu yüzden bu proton ile nötronlar çok yavaş ilerlerler ve çok uzun sürede ulaşacaklardır. İşte ulaştıkları zaman da Big Bang olur. Big bang o kadar büyük bir patlama yaratır ki bu bazen yepyeni bir evren oluşturur, bazen de mevcut evrenin içindekileri sıfırlar. İkinci teori ise portalların çok nadir oluşmasıdır. Yani kara delikler çok büyük bükülme yaratılabilir ancak birleşme olayı sadece aynı yerde tam aynı momentum dalgalanması yaratan iki kara deliğin bükülmelerin birleşmesiyle oluşur. Tabii bu teori büyük yoğunluktaki cisimlerin zamanı bükmesini inkar eder ve hatta bununla birlikte uzay ve zamanın iç içe geçmiş olmasını da inkar eder.
Şimdi biraz ara verelim ikinci teoriyi bu aradan sonra anlatayım...
Carl bir daha buna benzer bir şey dinlemek istediğinden emin değildi. Bu da ne demekti böyle! Kahvesini bitirince balkona, Fred ve Hawking'in yanına geldi.
- Ee, burada devam edelim madem Bay Smith de geldiğine göre...
-Neden olmasın?
- Buraya kadar Fred'in teorisini anlattım ki Fred buna "Packard Teorisi" diyor. Şimdi ise ben Roger'ın ve benim teorimizi anlatacağız. Teknik olarak her şeyi açıklıyor gibi - birkaç şey dışında- ona "M Teorisi" diyoruz. Nam-ı diğer "ToE (Theory of Everything/ Her şeyin teorisi)".
Bu teori de Fred'inki ile teknik olarak aynı hatlara sahip. En temel fark evrenlerin sayısı ile ilgili. İlk teoride milyarlarca evren varken benim teorimde bu sayı iki. Bu bana daha mantıklı geliyor. Bunlardan biri bizim evrenimiz ve normal maddeden oluşuyor. Ve diğeri de anti maddeden oluşuyor.
Yeni evrenler neden oluşmuyor? İşte bu da kara deliklerin zamanı bükmesi. Zaman o kadar bükülüyor ki neredeyse duruyor. Diğer evrenden bu evrene madde geçişi milyarlarca yıl sürüyor. Ve çarpıştıklarında hangi evrendeyse o evrende Big Bang- yani madde sıfırlanması oluyor. Ancak hiçbir çarpışma yeni bir evren yaratmıyor.
Bir diğer Big Bang teorisi ise evrenlerin birbirine yaklaşması ve çakıştıklarında Big Bang'in olması. Bu yaklaşık 1 trilyon yılda bir oluyor ve bu süreden daha kısa süre içinde madde çarpışması kara delikler tarafından oluyorsa bu da Big Bang oluyor.
Peki, son soruya geliyoruz. Sıfırlanan maddeler nereye gidiyor? Bunu da boyut teorileriyle açıklayabiliyoruz.
Buna göre, 3 bildiğimiz; x,y,h boyutları var. 4. boyut zaman boyutu. 7 tane ise kuarkların ham maddesini oluşturan kendi içinde hareketli sicim boyutu var. Bu 7 boyuttan 5 tanesi proton altı parçacıkları oluşturan temel boyutlar. Biri bütün bilginin -bilginin korunması yasasınca- evrenin kenarlarında hologram olarak depolanmasını sağlayan boyut. Ki aslında evrenin kenarı yoktur bu ayrı bir teori. Mesela evrenn temel kenarı yoktur. Dosdoğru ileri giderseniz, başladığınız yere dönersiniz.
Son boyut da holografik olarak Big Bang'in sıfırladığı maddeleri depolayan boyuttur.
-Ah! Bu kadarı bana yeter. Bay Hawking'in teorisi bence çok daha mantıklı. Milyarlarca evrenin içinde boğuşmak yerine iki evren çok daha mantıklı geliyor.
-Bu bakış açısı, dedi Fred.
Carl oradan ayrılırken bir şeyden emindi. Hawking onlara çok yardımcı olacaktı ve bundan sonra DPS 'nin harekatlarına yepyeni bir perspektif gelecekti.
***En başta uyarmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız
Fiksi IlmiahBirileri doğa'nın kanunları ile oyun oynuyor... Hem de epey uzun süredir. Tüm olayların ortasında deli dahi bir bilim adamı ve bir Amerika departmanı bu oyunu çözmeye çalışıyorlar... Ancak başarılı olabilecekler mi? Fakat her şeyden önemlisi, bunun...