18.BÖLÜM - GÖZLERİNDEKİ HÜZNÜ SİLECEĞİM

9.2K 944 123
                                    

BİR BÖLÜM DAHA GELSİN BENCE =)

Er yada geç bitecek bu hüzün.
İşte o zaman yaşlarını elimle sileceğim.
Gün gelip de beni affedeceksin biliyorum.
İşte o zaman sana ellerimle dünyaları vereceğim.

Heja ile Baran eve girdiklerinde etrafına baktı Heja. Soft renkler, modern mobilyalar ve sadelikle döşenmişti ev. Zevkli seçimler yapılmıştı da burası kimin eviydi?
“Berk ile İpek yardımcı oldular iki günde dizdik burayı. Umarım beğenmişsindir.”

“Kaç gün kalacağız burada?” diye sordu soğuk sesi ile.
Baran yanına geldi. “Ömür boyu Heja, burası bizim evimiz,” diye fısıldadı kravatını çıkarırken. Fazla da yaklaşmamaya özen göstermişti.
‘Evimiz’ kelimesi kızın kulağında dönüp duruyordu. “Ailen?”

“Benim ailem burada artık Heja. Mardin’de kimsem yok.” Başını öne eğip, acıyla gülümsedi, “Yani kimsem olmadığını anladım. Abim dediğim adam beni güvenimden vurdu, hayal kırıklığım oldu. Annem dediğim, bana hayat veren kadın soluğumu hiç düşünmeden kesti. Senden başka gidecek bir yerim kalmadı.”

Heja adamın acısını yüreğinde hissetti. Evet o da kandırılmıştı, oyuna getirilmişti. Aslında kızgınlığı düğün günü gelmemesine değil, en başta söylediği yalanlarınaydı.

“Sen de beni güvenimden yaraladın,” derken sesi fısıltı gibi çıktı.
Baran bir adım daha yaklaştı. Gözündeki yaşlar loş ışıkta parlıyordu. “Sana sarılmama izin verirsen...” sözler düğümlenmişti, “Hepsini iyileştiririm Heja.”

Heja hıçkırarak adama sarıldı. İkisi de yere çöküp ağlamaya başladılar. “Korkuyorum. Affedememekten korkuyorum Baran.”
Baran saçlarını okşadı. Alnına dudaklarını değdirirken, “Ben de korkuyorum, affedememenden deli korkuyorum,” dedi.

Dakikalarca o şekilde kaldıktan sonra, kızı kucağına alıp, yukarı çıkardı. Odalarına girdiklerinde, onu yatağa oturttu ve yine alnına bir öpücük bıraktı. Kızın gerildiğini anladığında anlayışla gülümsedi ona. Sonra usulca parmak uçlarını yanaklarına koyup, yaşlarını sildi.

“Sen beni affedene, o yüreğine söz verene kadar burası senin odan.”
“Sen?” diye sordu kız masumca. Koltukta uyumasına da gönlü razı olmazdı.
“Yanda misafir odası var. Orada kalacağım.”
“Tamam.”

Adam dolaptan pijamasını ve iç çamaşırlarını alıp, çıktığında Heja tuttuğu nefesini bıraktı ve yatağa gelinliği ile uzandı. Ne hayaller kurmuştu bu gece ile ilgili. Hiçbirinde böyle yalnız ve perişan değildi. Hepsinde de Baran’ın kollarında bitiyordu hayalleri. Onun sıcağında, onun nefesinin verdiği huzurun içinde dalıyordu uykuya.

Yavaş yavaş gözleri kapanırken, bedeninin camdan giren serin havayla üşüdüğünü bile fark etmemişti. O kadar ki hissizdi şuan.

*

Gece sağa sola dönen Baran en sonunda dayanamadı ve odasından çıkıp, kızın odasına geldi. Kapı yarı açık olduğundan başını içeri soktu ve bakındı. Yatakta gördüğü manzara ile kaşlarını çatıp, hızla içeri girdi.
Kızın koluna dokunduğunda “Lanet olsun, bu şekilde yatarken aklından ne geçiyordu kadın!” diye sessizce isyan etti. Yanıyordu.

Yavaşça gözlerini açan Heja, adamı gördüğünde hafifçe gülümsedi. “Baran...” diye fısıldayınca, Baran’ın kalbi duracaktı.
“Buradayım bir tanem, tamam.” Kızı hafifçe doğrulttu ve başındaki duvağı çıkardı. “Heja gelinliğini çıkarmamız lazım. Bana yardımcı olur musun? Yoksa ben mi-”

“Sen çıkar. Halim yok.”
“Tabi, süründür karıcığım. Müstahak bana,” diye geveledi ağzının içinde.
Aşağı bakmamaya çalışarak çıkardı gelinliği ve arkasında duran geceliği hemen üzerine geçirdi. Aşağı kadar indirdiğinde rahat bir nefes alıp vermişti ki gözlerini kadına çevirdiği an nefesi kesilecekti.

KALBİM DÖKÜLÜYOR SANA - Doğu Serisi II -FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin