Bu gece bedenimi sarsın ellerin,
Gözlerim yaş bağlasa da ruhum çiçek açar...
Bu gece bitsin hasretin sevgilim,
Sözlerim tutuklu, kalbimde ise aşkının isyanı var...Baran evin içine sinirle girmiş, ama karısının koltukta cenin pozisyonu alan uyuyan bedenini görünce anında gülümsemişti. Bu gece çözecekti her şeyi, bu gece onun kadını olmasa da, elleri kalbinin üstündeyken kapanacaktı o gözler uykuya. En azından kokusunu çekecekti doya doya içine.
Yanına yavaşça geldi. Önce parmak uçlarını değdirmeden elleri yüzünde gezindi. Sonra saçlarına çevirdi yönünü, bu sefer dokundurdu tenini o ipek saçlara.“Seni nefesim kesilecek şekilde seviyorum.”
Kızın üstünü örtüp, mutfağa geçti. Önce güzel bir yemek, ardından pilav ve salatayı yapıp, masayı hazırladı. Arada odaya girip, gülümseyerek ona bakıyordu. “Azıcık tembel biriyle mi evlendim?” diye mırıldanıp, tekrar mutfağa döndü. Son hazırlıkları da tamamlayıp, kızın yanına gitti.“Heja... Bebeğim,” diye sakin bir sesle uyandırdı onu.
“Baran, ne zaman geldin?” diye çatallaşmış sesi ile sordu. “Saat kaç ki?”
“Merak etme, ben çok erken geldim. Şirkette durmadım. Sana yemek yaptım. Hadi gel birlikte yiyelim.”
“Tamam.” Kalkarken saate baktı, “Aman Allah’ım tam dört saattir uyuyorum.”Baran şaşırarak arkasına baktı, “Sen geceleri uyumuyor musun Heja?”
Heja başını sağa sola salladı. “Uyuyamıyorum.”
Adam yanına geldi ve yanaklarını avuçlarının içine aldı. “Neden sevgilim?”
“Şey, sanırım alışamadım.”
“Yapmamı istediğin bir şey var mı?”Heja bakışlarını ellerini indirdi ve onlarla oynamaya başlarken, bir kaç damla yaşın ellerine damladığını gördü Baran ve anında sarıldı ona.
“Heja? Heja’m ne oldu?”
“Abimi özledim. Öyle zamanlarda yanımda uyurdu.”
Adam yutkundu, “Heja...”
Heja onun sözünü keserek başını kaldırdı, “Neyse yemek yiyelim. Acıktım.”
“Tamam.”O akşam yemeklerini sessizce yediler, anlaşmışlar gibiydiler. Birlikte sofrayı toplayıp, salona geçtiler.
“Film izlemek ister misin canım?”
“Olur. Hangi film?”
“Ne tarz seversin?”
“Benle abim hep korku, gerilim izlerdik,” derken sesindeki hüzün elle tutulur şekildeydi.“Tamam, o zaman şöyle yapalım. Çok güzel bir film biliyorum. İzledin mi bilmiyorum. Derinlerdeki Dehşet?”
“Duydum, ama izlemedim.”
“İzleyelim mi?”
“Tamam,” dedi Heja gülümseyerek.
“Sen mısır patlat. Bende duş alıp geliyorum.”
“Anlaştık.”Baran yukarı çıktı ve merdivenleri kontrol edip, kapıyı kapattı. Telefonunu çıkarıp, Fırat’ın numarasını çevirdi.
“Efendim Baran?”
“Birileri sabahtan beni abisini sayıklıyor. Bir yerden sonra yetemiyorum,” dedi yalandan bir sitemle. “Gelsenize.”Fırat kahkaha attı, “Çünkü onun bir tanesiyim ben.”
“Aramadım say Fırat. Gelme!”
“On dakika sonra oradayım pis herif.”*
Baran duşunu alıp, aşağı indiğinde karısının patlattığı iki koca kase mısıra baktı. “Bu kime yetecek?”
“Koca iki kase yaptım-” sözünü bitirmeden zil çaldı.
Baran kaşı ile ona kapıyı gösterirken “Bir daha düşün yeter mi diye?”Adam kapıyı açarken Heja da eğilmiş gelene bakıyordu ki abisini görmesi ile koşarak kucağına atladı. “Abim!” diye bağırırken, gözlerindeki yaşa engel olamıyordu.
“Kocandan bu kadar çabuk bıktığını duysaydım, daha erken gelirdim.”
Hep birlikte geçip, oturdular. Dicle ile Fırat hala gelinliğin kavgasını yapıyorlardı. Aslında Dicle’nin gerginliği başkaydı, haftasonu Berk tarafından olan ailesi, öz ailesinden kız isteyip, kız vereceklerdi ve bu nasıl olacaktı bilmiyordu. Bu konuda fazlasıyla endişeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM DÖKÜLÜYOR SANA - Doğu Serisi II -FİNAL
RomanceYüreğini kapkaranlık sularda bırakan küçük bir çocuk... O karanlık sulara altı yılını gömen bir kız... DİCLE VE FIRAT... Aktıkları yerler apayrı olsa da yolları bir yerde birleşecekti. Onları birleştiren ise yine o karasular olacaktı... Daha on seki...